Eskişehir Kurşunlu Külliyesi

Hazırlayan: Nizamettin Arslan

Külliye, Eskişehir şehir merkezinde, Odunpazarı semtinde, Paşa mahallesinde bulunmaktadır. Eskişehir’in doğu (Ankara yolu), batı (İstanbul-Bursa yolu) ve yine ayrı bir batı girişi olan Kütahya yolu girişlerindeki şehir merkezi tabelasını takip ettiğinizde sizi Odunpazarı’na ulaştırır. Külliye, Odunpazarı Kemal Zeytinoğlu Caddesi üzerinde bulunmaktadır

Kurşunlu Külliyesi içerisinde, cami, şadırvan, zâviye (mevlevihane), düşkünler evi, imaret, sıbyan mektebi, kervansaray ve Mevlevî şeyhlerine ait türbe vardır.  Cami, külliye’nin merkezinde yer alır. Caminin doğusunda talimhane veya mektep denilen bina, batısında matbah (mutfak), kuzeybatısında kervansaray, güneybatısında imaret (aşevi) ile düşkünler evi, hâmuşân (susmuşlar; mezarlık), güneydoğusunda zaviye (Mevlevî tekkesi) ve Mevlevî meşâyihine ait türbe (hâmuşân), kuzeyinde de bir şadırvanı vardır.

Talebe odaları

16.yüzyıl Osmanlı mimarisinin güzel bir örneği olan külliyenin, cami giriş kapısı üzerinde; dikdörtgen mermer üzerine kabartma olarak üç satır halinde celî sülüs ile yazılmış olan kitabeye göre, 1525 yılında Çoban Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kervansaray hariç külliye içinde bulunan binaların tamamı aynı yıllarda ve aynı kişi tarafından yaptırılmıştır. Külliyenin mimarı Acem Ali’dir. Kervansaray daha sonra yapılmıştır. Külliyenin bulunduğu mahalle, halen kullanılmakta olan “Paşa Mahallesi” adını, Mustafa Paşa’nın ismine atfen olarak, Kanuni Sultan Süleyman devrinde almıştır.

Caminin planı, tek kubbeli ana mekân ve 5 kubbeli son cemaat yerinden ibarettir. Cami, kesme taştan yapılmış olup son cemaat yeri kemerleri bir sıra beyaz bir sıra kırmızı taştan örülmüştür. Çoban Mustafa Paşanın Mısır’da görev yaptığı yıllarda Memlük mimarisinden etkilendiği için bu son cemaat yeri kubbe kemerlerini bu şekil yaptırdığı, hatta kemerleri tutan mermer sütunları Mısırdan getirttiği rivayet edilir. Caminin kubbesinin kurşunla kaplı olmasından dolayı, birçok şehirdeki benzer yapılar gibi Kurşunlu adıyla anılmaktadır. Caminin içi renkli kalem işleri ile süslü ve yazılıdır. Osmanlı döneminde kubbenin altında bulunan levha ve kalem işlerinin Kazasker Mustafa İzzet Efendinin (D.1801/ Ö.1876) yazıları olduğu ve İstanbul’dan getirildiği söylenir. Bugünkü haliyle camideki kalem işi süslemeler 1955 yılında başlanıp 1968 yılında bitirilen onarım sonucu olan süslemelerdir. Orijinal kalem işlerinin nasıl olduğu bilinmiyor.

Cami içine girildiğinde Mevleviliğe ait bazı simgeler hemen göze çarpar. Mihrab genel görünümü ile yuvarlak alınlı olup Mevlevi sikkesini andırır. Yine mihrap duvarının sağ ve sol yanlarında kabartma şeklinde Mevlevi sikkeleri yapılmıştır. Kadınlar mahfelinin arka duvarında talik hat ile “Ya Hazreti Mevlâna” yazılıdır. Caminin güney tarafında bulunan semahanenin kubbesindeki alem bakırdan yapılmış bir Mevlevi sikkesidir. Bütün bu işaretler burasının bir Mevlevi dergahı olduğunu gösterir. Tekke ve zaviyelerin kapatıldığı 1925 yılına kadar caminin asli görevinin yanında semahane olarak da kullanıldığı bilinmektedir.

Zaviye (Eskişehir Mevlevîhânesi) külliye içerisinde, caminin güney-doğusunda L biçiminde yer almaktadır. Ortada tek kubbeli bir semahanesi ve her iki tarafında derviş hücreleri vardır. 22 adet olan bu hücrelerden altı tanesi semâhânenin sağ tarafında, diğerleri L şeklinde sol tarafında yer almaktadır. Hücreler arka duvarlarındaki küçük bir pencereyle aydınlatılmıştır. İçlerinde, birer ocak ve dolap nişi bulunmaktadır. Günümüzde bu hücrelerde geleneksel el ve güzel sanatlarımız (hat, ebru, minyatür, lüle taşı, vb) icra edilmektedir. Semahanenin sol tarafındaki hücrelerin olduğu kısım Lüle Taşı Müzesi olarak kullanılmaktadır. Zaviyenin batıya doğru devamındaki kubbeli iki oda düşkünler evidir. Kubbeli dört odadan ibaret olan bu kısım Odunpazar Belediyesi Evlendirme Memurluğu olarak hizmet etmektedir. Onun devamında da imâret (aşevi) bulunmaktadır. İmâret ile kervansaray arasında mükemmel tuğla bacası ile matbah yani mutfak vardır. Mutfakda cam el sanatları, imarette ise cam sanatları icra edilmektedir.  Kervansaray nikah salonu ve kültür merkezi olarak hizmet vermektedir.

Hizmet alanları

Cumhuriyet döneminden sonra harap duruma düşen külliyede onarım 1955’de başlamış 1968 de bitirilmiştir. İmaret ve bahçe 1969 yılında müzeye dönüştürülerek, Eskişehir Arkeoloji ve Etnografya Müzesi olarak kullanılmıştır. 1974 yılında boşaltılmış, 1976 yılı Vakıflar Genel Müdürlüğü onarım programına alınarak 1982 yılında medrese, kütüphane, imaret ve şadırvan Ali Saim Ülgen tarafından restore edilmiştir. Son restorasyon 2008 yılında yapılmıştır.

Hamuşan

Bu muhteşem eseri bize bırakan Çoban Mustafa Paşadan da bir iki kelime edersek; Tarihimizde Çoban, Gazi, Boşnak, Damat, Mısırlı, Koca Lala ve Melek gibi lakaplarla tanınan Çoban Mustafa Paşa, I.  Selim (1512-1520) ve I. Süleyman (1520-1566) zamanlarında önemli devlet görevlerinde bulunmuş bir devlet adamıdır. Kapıcıbaşı, Beylerbeyi ve Rumeli Beylerbeyliği, Ordu komutanı, Vezirlik, Mısır Valiliği gibi görevlerde bulunmuş. 1529 yılında İstanbul’da ikinci defa vezirlik görevini yürütürken vefat etmiştir. Kabri kendi adına inşa ettirdiği en büyük vakıf eseri olan Gebze’deki külliyenin içindedir. İyi bir devlet adamı ve başarılı bir komutan olan Mustafa Paşa devşirmeler içinde devlete sadakatıyla bilinen ve saray entrikalarına karışmayan biri kabul edilir. Ruhu şâd olsun.

Eğitim alanı

Kurşunlu Külliyesi gezmeye değer, bizim kültürümüzün oluşturduğu, bizim medeniyetimize ait önemli bir sosyal alandır.

 

 

 

 

 

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen