“İslam” Kavramının Anlam Zenginliği Üzerine.

Ömer AĞAÇLI

“İslam” kavramını bilmeyen yok gibidir. Fakat bu kavramın anlam zenginliğini doğru anlayan da bir o kadar azdır, neredeyse yok gibidir. Bu nedenle içinde bulunduğumuz zaman bağlamında bu kavram üzerinde yeniden düşünmek ve kimi şeyler söylemek amacıyla bu makaleyi yazmaya çalışacağım.

“ İslam” kavramı her şeyden önce Allah’ın mesajının, dininin adıdır. Bu kelimeyi kendi dinine ad olarak veren de bizzat Allah’tır. İslam kelimesi insanların ürettiği sentetik, yapay bir kelime değil, doğal bir kelimedir. İslam kelimesi Allah’ın Peygamberler vasıtasıyla gönderdiği mesajların da ortak adıdır. Allah’ın mesajı peygamberler vasıtasıyla birbirlerini tamamlayarak insanlığa inmiştir. Yani her peygamber ayrı din getirmemiştir. Şu kadar var ki Allah’ın mesajı, ilk peygamber Adem(A.S) ile başlamış, son peygamber Hz. Muhammed ile tamamlanmıştır. Bu nedenle din tek’tir.Yani dinler yoktur. Bu dinin adı da “ islam” dır. 21/25 ayette bu husus şöyle belirtilir: “ Sende önce hiç bir peygamber göndermedik ki, onlara “ Benden başka ilah yoktur, sadece bana kulluk edeceksiniz! Diye vahyetmiş olmayalım.”

İslam kelimesi, var oluşun, yaratılış gayesinden kaynaklanır. Yaratılışın gayesi Allah’I bilmek ve O’na ibadet ve kulluk etmek olarak ortaya çıkmaktadır. 30/30 ayette bu var oluş gerçeği şöyle belirtilmiştir: “ Sen yüzünü Allah’ı birleyici olarak doğru dine çevir. Allah’ın yaratma yasasına uygun olan dine dön ki, insanları ona göre yaratmıştır.( FITRAT). Allah’ın yaratma kanunları değişmez..”

Her peygamber insanlğa Allah’ı tanıtmış ve onu bilmeye, ona ibadet ve kulluk etmeye davet etmiştir ki din de bu noktada ortaya çıkmıştır. Allah’ın ezeli, sürekli davetinin adıdır “ İslam”.

İslam kelimesi kapsamında insandan istenen, insanın özünün Allah’a tabi kılınmasıdır. İnsanın özü ise Allah’ın nurudur. Mutlak varlık ile insan arasındaki ilişki de bağlantı İslam kelimesi kapsamında çıkmaktadır. İslam kelimesi anahtar kavramdır. İlahi aleme kapı bu kelime ile açılmaktadır. İslam kelimesinden başka hiç bir kelime ilahi aleme kapı açamaz. Allah’’a yaklaştıramaz. İslam kapısının dışındaki tüm kapılar kapalıdır. Nitekim 3/85 ayette bu husus belirtilir. 3/85.” Kim islam’dan başka bir din ararsa bilsin ki o din ondan kabul edilmeyecektir.” 3/19 ayette de : “ De ki, ben de özümü Allah’a teslim ettim. Eğer islam olurlarsa doğru yolu bulmuşlardır.”

İslam kelimesi kapsamında Allah’ın iradesine teslim olmak, Allah’ın istediği din kurallarına göre yaşamaktır. Din kuralları, emirler, yasaaklar ve ibadetlerdir. Yani ibadet ve ahlak hükümleridir. Din kuralları insanı yaratılış gayesine göre Allah’a yönelten, ona doğru yaklaştıran, manevi yolun hükümleridir. İnsan Allah’a O’ nun istediği biçimde, ahlak ve ruh disiplini içinde temiz olarak yönelmek zorundadır. Din kurallarına uymak bu fonksiyonu görür. Din kuralları, insanın kesret girdabından, masiva mahzenlerinden kurtulabilmesi için konulmuştur. Böylece Hakk’a yönelip, O’nunla bağ kurabilsin ve kalpler hayat bulsun diye konulmuştur.

Yaratılmış tüm varlıklar içinde Hakk’a nisbeti olan sadece insandır. Bu nedenle insan Allah’ın muhatabıdır. Allah hür bir varlıktır. İnsanın da fıtratına göre yaşayarak hürleşmesini, kendini bilmesini murad etmektedir. İşte bu insanın hürleşme sürecinin adı “İslam” dır.

İnsanın hürleşmesi, hodperestlikten, putperestlikten yakasını kurtararak, hakkperestliğe yönelmesi, manevi olarak yükselmesidir. İnsan özgür olmadan özüne göre yaşayamaz. Fıtratına uygun kişilik özellikleri kazanamaz. Özgür olmadan ahlaki bir şahsiyet kazanamaz. Şu bir var oluş gerçeğidir. İnsan özü ile bağlı olduğu, hayat kaynağı olan Allah’a yüzünü dönerek özgürleşebilir, nefsine değil.

Hayat denilen gerçeklik ruhun sıfatıdır. Hayatı ruh sağlar. Bu nedenle insan nefsinden yakayı kurtarıp ruhen yükselmezse örümcek ağına takılıp kalmış örümcekler gibi yaşamak zorunda kalır. Şu ayet hakikati öyle net ortaya koymuştur: 22/62 . “Allah gerçeğin ta kendisidir. O’ndan başkaları batıldır.”

Son olarak , insanın esaretinin farkında olmadan pervasızca, tafra satarak kuruntulu bir hayat yaşaması ne acıdır, ne hazindir..

Yazar
Ömer AĞAÇLI

Aksaray doğumlu, Ankara Devlet Mühendislik Akademisi İnşaat Mühendisliği Bölümü mezunu. Daha sonra işletme masteri yaptı. Kamu da çalıştı... Emlak Kredi Bankası’nda mühendislik, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde imar başkanlı... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen