YÖK’ten bilim dünyasını sevindiren karar!

1996-2016 yılları arasındaki 20 yıllık dönemde ülkelerin yayın sayıları, atıfları ve atıf başına düşen yayınlarına bakıldığında; 2016 yılı verileri itibarıyla ABD, Çin, İngiltere, Almanya ve Japonya listenin ilk beşi. Türkiye’nin bu yıllar arasında yayın başına atıf ortalaması yüzde 9,5 oranında, ortalama sırası ise 20. Avrupa’nın gelişmiş ve az nüfuslu ülkelerinde ise, yayınlanan makale sayısı az, ancak almış oldukları atıflar oldukça yüksek görülüyor…

*****

Fatma ÇELİK

 

Bazı hususlarda eleştirsek de Yükseköğretim Kurulu (YÖK), bu defa bilimsel çalışmaların niteliğini artıracak çok önemli bir karar aldı. Üstelik bu hususta da dünyada öncülerden biri olduğu ifade ediliyor. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’ın önerisiyle, Üniversitelerarası Kurul (ÜAK), para karşılığı yayın yapan dergilerde yayınlanan sözde bilimsel makalelerin, akademik yükselmelerde dikkate alınmamasını kararlaştırdı. İlk olarak Hacettepe ve Akdeniz Üniversitelerinin aldığı kararla başlayan bu uygulamanın, bilim dünyasına katkısının büyük olması bekleniyor…

Dünyada da tartışma konusu olan, para karşılığı yayın yaptıkları için “Predatory” adı verilen Türkçeye “yağmacı” diye geçen sahte/istismarcı bu dergiler, akademisyenler tarafından hazırlanan bilimsel niteliği oldukça düşük makaleleri, hemen yayınlıyor. Pek çok akademisyen de akademik yükselmelerde, yayınlanan bu makaleler sayesinde haksız kazanç sağlıyor…

 

Yağmacı dergi nedir?

ÜAK’ın kararına dayanak olan 5 üniversite rektöründen oluşan komisyonun hazırladığı raporda, yayınlamak için kabul edilen makalelerde içeriğin özgün olmasını veya ilgili alana yüksek etki yapma potansiyeli barındırmasını beklemeyen ve yayınlanma şartı olarak ücret isteyen açık erişimli dergilerin, akademik camiada “yağmacı/predatör” olarak tanımlandığını vurguladıktan sonra bu dergilerin özellikleri belirtildi. Buna göre, bu dergilerde:

1- Yayımlama için makale işleme ücreti (Article Processing Charge) ödenmesi zorunlu tutulur.

2- Makaleleri hızlı yayınlama sözü verilir ve hızlı yayınlanır.

3- İlan ettiği konu dışında veya birbiriyle ilgisi olmayan birçok farklı alanda makalelere yer verilir.

4- Yayın ilkeleri açıklaması eksiktir.

5- Yayın ilkelerinde açıkça makalelerde özgünlük, önem ve etki aranmadığı belirtilir.

6- Yayınlanan araştırmanın telif hakkını saklama veya koruma politikası olmaz.

7- Hakem süreci gerçekçi işletilmez, hakem görüş ve önerileri yazar ile paylaşılmaz.

Yani, akademik değeri yüksek makalelerin yayınlarını yapan ancak para alan her bilimsel dergi değil; niteliksiz yayınlar yapan dergiler bu kategoriye giriyor.

İşte bu tarz dergilerde, bilim dünyasına hiçbir katkısı olmayan makaleler yer alarak; kimilerini doçentliğe, profesörlüğe yükseltiyor. Alınan bu karar sonrası ise, akademik yükselmelerde artık bu makaleler dikkate alınmayacak.

Hatta dilerim, bu tür makaleler akademisyenlerin yayın listelerinden de çıkarılır.

 

Bu karar neden önemli?

Dünyada her gün, hakemli dergilerde 6.800 makale yayımlanıyor. Scientific Journal Rankings (SJR) verilerine göre, Türkiye bilimsel makale üretiminde dünyada 18-20 sıra aralığında bulunuyor. Yıllar geçtikçe yayın sayısı pek tabii artıyor ancak dünya sıralamasındaki yerimiz hayli yavaş yukarı çıkıyor.

1996 yılında Türkiye bilimsel makale üretiminde 27. sırada yer alırken, 2017 yılında 19. sırada aldı. Komşumuz üzerinden örneklersek, aynı dönemlerde İran, 53’üncü sıradan 16’ncı sıraya yükseldi…

Tek sorun bu değil elbet…

1996-2016 yılları arasındaki 20 yıllık dönemde ülkelerin yayın sayıları, atıfları ve atıf başına düşen yayınlarına bakıldığında; 2016 yılı verileri itibarıyla ABD, Çin, İngiltere, Almanya ve Japonya listenin ilk beşi. Türkiye’nin bu yıllar arasında yayın başına atıf ortalaması yüzde 9,5 oranında, ortalama sırası ise 20. Avrupa’nın gelişmiş ve az nüfuslu ülkelerinde ise, yayınlanan makale sayısı az, ancak almış oldukları atıflar oldukça yüksek görülüyor…

Türkiye’de 1996 yılında yapılan yayınların yüzde 3,4’ü atıf almazken, 2016 yılındaki yayınların yüzde 8,9’u hiç atıf almamış görülüyor. Yayın başına ortalama atıf 1996’da yüzde 12,4, 2010’da yüzde 8,9, 2013’te yüzde 5, 2016 yılında yüzde 0.64 oranında…

Elbette ki bu sayılar zamanla alakalıdır, ancak gerçekten nitelikli yayınların hemen atıf aldığı düşünüldüğünde 0.64 oldukça küçük bir oran. Bu da, Türkiye adresli yayınların içeriğinin kalitesi ve dünyada dikkate alındığı ile ilgili açık bir sorunu ortaya koyuyor.

Nitekim Selçuk Beşir Demir’in Kasım 2018’de “Journal of Informetrics” isimli dergide yayınlanan makalesinde belirttiği üzere, Türkiye, yukarıda bahsettiğim yağmacı dergilerde yayınlanan makale sayısı sıralamasında dünyada üçüncü sırada yer alıyor. Sırasıyla Hindistan ve Nijerya ise liste başları…

Bu bağlamda, özellikle son 10 yılda yüksek artış gösteren niceliksel artış-niteliksel düşüş sorunumuz açısından YÖK’ün bu kararı oldukça yerindedir. Ancak akademik başarımızı artırmak için daha çoook karar gerekiyor…

——————————————-

Kaynak:

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/yokten-bilim-dunyasini-sevindiren-karar-51114yy.htm

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen