İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerinin dünya ekonomisindeki yeri

“114 yıldır verilen Nobel Bilim Ödüllerine baktığımızda Müslüman bilim insanımızdan, 1 Pakistan, 1 Mısır ve 1 Türk bilim insanı Aziz Sancar (2015) olmak üzere toplam 3 kişi ödül aldı. Bu ödülü alanların tamamının Batı ülkelerinin, laboratuarlarından veya eğitim imkânlarından yararlandı. Müslümanların yalnızca yüzde 1’i kadar nüfusa sahip olan Museviler, Nobel Bilim Ödülü alan 100’ün üzerinde bilim insanını yetiştirdiler. Ortalama eğitim seviyeleri 13,4 yıl. Aldıkları eğitim türü analitik düşünceye dönük, sorgulayıcı, araştırıcı, yaratıcı aynı zamanda bilgi üretmeye, bulmaya yönelik.”

*****

Özcan KADIOĞLU

“Müslüman ülkeler acaba kendi kendine yetebilecek bir ekonomi düzeni kurabilir mi? Gelişmiş ülkeler Müslüman dünyasındaki karışıklıkların baş sebebi mi? Bunu önlemek için neler yapılabilir? Bu konuda İslam ülkeleri ekonomiye yön verebilir mi?” gibi sorularının cevabını bulabilmek için İslam İşbirliği Teşkilatı’na (İİT) üye ülkelerin genel ekonomik durumunu inceledim. Buradan nasıl bir sonuç çıkarabiliriz onu tespit etmeye çalıştım.

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın 57 üyesi bulunmakta (Suriye’nin üyeliği savaş nedeniyle askıya alındığından, üye sayısı 56 olarak gözüküyor). Ayrıca, gözlemci olarak katılan 5 ülke bulunuyor. Bu ülkelerde yaşayanların tamamı Müslüman olarak gözükmüyor, ama ekseriyeti Müslüman nüfustan oluşuyor. Bu teşkilata üye olmayan diğer ülkelerden bazılarında da yüksek sayıda Müslüman nüfus yaşıyor. Mesela Hindistan’da yaklaşık olarak 150 milyonun üzerinde bir nüfus var.

Toplam dünya nüfusu içinde Hıristiyanlardan sonra en fazla nüfusa sahip din Müslümanlar. Her 4 kişiden 1′ i Müslüman olarak gözüküyor. Ekonomik aktivite olarak baktığımızda Ortadoğu’da petrol ve doğalgaz havuzunun üzerinde bulunan ülkelerden oluşuyor. Acaba bu doğal kaynak havuzundan elde edilen gelirleri rasyonel olarak kullanabiliyorlar mı? Elde edilen gelirleri ne yapıyorlar, bu gelirler halka adil olarak paylaştırılabiliyor mu?

Yukarıdaki tablo’dan çıkarılabilecek sonuçlar

1) Müslüman nüfusun eğitim düzeyi dünya ortalamasının altında, Müslüman nüfusun eğitim düzeyini çıkardığımızda dünya ortalaması 9.5 yıla çıkıyor.

2) Dünya Gayri Safi Milli Hâsılası’nın yüzde 8.8’ini üretebiliyor.

3) Ortalama kişi başı gelir dünya ortalamasından 3’te 1 oranında daha düşük.

4) Satın Alma Gücü Paritesi’ne (SAGP) GSYH payı nüfusunun 3’te 2’si oranında.

5) Dünya ihracatından aldığı pay nüfusuna göre üç’te 1 düzeyde.

6) Müslüman ülkelerin ihracatlarını incelediğimizde birçoğunun sadece fosil kaynaklar olduğu görülüyor.

7) Dünya petrol ve ürünleri ihracat payı yüzde 36.

8) Petrol ve ürünleri ihracatını çıkardığınızda aldığı pay yüzde 5.6.

9) Petrol geliri ile elde ettikleri ihracat gelirin yarısını silah ve savunmaya harcıyorlar

10) Askeri ve savunma harcamaları payı dünya ortalamasının 1,5 katı.

11) Petrol ihraç eden Müslüman ülkelere baktığımızda bu oran dünya ortalamasının 2.5 katı.

12) Petrol ihraç eden Müslüman ülkeler ihracat gelirlerinin yaklaşık üç’te 1’ini savunma harcamalarına ayırıyorlar.

13) Suudi Arabistan Merkezi Hükümet’i toplam bütçesinin yüzde 30’unu savunma harcamasına ayırıyor.

14) İnsani gelişmişlik ve bileşenleri sıralaması dünya ortalaması 94 iken Müslüman ülkelerde bu sayı 123.

2000-2016 yılları arasında en büyük ekonomiye sahip 12 Müslüman ülkeyi incelediğimizde dünya toplam Gayri Safi Yurtiçi Hâsılası’ndan aldığı pay yüzde 4.4’den yüzde 6.3’e, Satın Alma Gücü Paritesi’ne (SAGP) göre ise yüzde 9.6’dan yüzde 11.6’ya çıkmış durumda. Dünya ekonomisinde bu dönem içersinde yüzde 123’lük bir büyüme olmasına rağmen Müslüman ülkeler gerekli payı alamadılar.

Malezya hariç 55 İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkenin ileri teknoloji ihracatı 12.5 milyar dolar. Dünya toplam ileri teknoloji ihracatındaki payı sadece binde 4. 

114 yıldır verilen Nobel Bilim Ödüllerine baktığımızda Müslüman bilim insanımızdan, 1 Pakistan, 1 Mısır ve 1 Türk bilim insanı Aziz Sancar (2015) olmak üzere toplam 3 kişi ödül aldı. Bu ödülü alanların tamamının Batı ülkelerinin, laboratuarlarından veya eğitim imkânlarından yararlandı.

Müslümanların yalnızca yüzde 1’i kadar nüfusa sahip olan Museviler, Nobel Bilim Ödülü alan 100’ün üzerinde bilim insanını yetiştirdiler. Ortalama eğitim seviyeleri 13,4 yıl. Aldıkları eğitim türü analitik düşünceye dönük, sorgulayıcı, araştırıcı, yaratıcı aynı zamanda bilgi üretmeye, bulmaya yönelik.

İslam dünyasının büyük bölümünde ise çocuğun zihinsel gelişimine yararı olmayan, teslimiyetçi, sorgusuz, ezberci, dayatmacı bir eğitim sistemi var. Bu anlayış yetişen neslin ürettiklerine ve nasıl ürettiklerine de yansıyor.

——————————————————–

https://www.dunya.com/kose-yazisi/islam-isbirligi-teskilati-uyelerinin-dunya-ekonomisindeki-yeri/364066

[email protected]

 

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen