Musul Operasyonu Sonrası Telafer’de Son Durum

“Bu noktada acil olarak Telafer operasyonun dengeli bir güç oluşumu ile başlatılması, Telafer’deki insani krizin bitirilmesi açısından son derece önemli. Ayrıca IŞİD’in gelişiyle birlikte Telafer’den 450 binden fazla Türkmen’in göç etmiş durumda. Bu halk Irak içerisinde ve Türkiye’de zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor.”

*****

Bilgay DUMAN

IŞİD’in Irak’taki ana merkezi olarak bilinen ve IŞİD lideri Ebu Bekir Bağdadi’nin “hilafetini” ilan ettiği yer olan Musul’un IŞİD’den geri alınmasına yönelik 17 Ekim 2016 tarihinde IŞİD’e Karşı Uluslararası Koalisyon Güçleri’nin koordinasyonunda Irak güvenlik güçleri tarafından başlatılan Musul’u Kurtarma Operasyonu, 9 Temmuz 2017 tarihinde Irak Başbakanı Haydar El-Abadi’nin şehri ziyaret edip, zafer konuşmasıyla resmen tamamlandı. Operasyonunun tamamlanması itibariyle Irak güvenlik güçleri Musul şehrinin bütün noktalarına girmiş oldu. Ancak bu zafer ilanı IŞİD’in Musul’da tamamen yenildiği anlamına gelmiyor. Zira Abadi’nin Musul’da zafer konuşmasını yaptığı sırada IŞİD’in Musul’da büyük çaplı saldırılar düzenlemesi ve bunun sonucunda Abadi’nin Musul’dan apar topar ayrılmış olması, IŞİD’in Musul’daki eylem kapasitesinin tam anlamıyla bitirilemediğinin göstergesi. Musul için bundan sonraki aşama, şehirdeki güvenliğin ve istikrarın sağlanması. Bu nedenle Irak güvenlik güçleri IŞİD’e karşı operasyonlarını devam ettiriyor. Bununla birlikte Musul şehir merkezindeki her bölge Irak güvenlik güçleri tarafından kontrol altına alınmış olsa da Musul vilayetinin tamamının kontrol edilebildiğini söylemek güç. Zira IŞİD’in en önemli merkezlerinden biri olan Türkmen kenti Telafer halen kurtarılabilmiş değil. 17 Ekim 2016 tarihinde başlayan Musul Operasyonu’nun ardından 1 Kasım 2016 tarihinde Haşdi Şaabi’nin öncülüğünde başlatılan ve Irak polisi ile ordusunun da destek verdiği operasyonda 8 Kasım 2016 tarihinde Telafer Havaalanına ulaşılmış ve Telafer’in çevre köyleri IŞİD’den temizlenmişti. Ancak bundan sonra Telafer merkeze yönelik operasyonun yerine Telafer’in güneyinden batıya (Suriye sınırına) doğru ilerleyen Haşdi Şaabi operasyonları sonucu 29 Mayıs 2017 tarihinde Suriye sınırına ulaşıldı. Buna rağmen operasyonlar sınır hattı boyunca Kaim’e doğru ilerledi. Bu sürede Musul Operasyonu’nun da devam etmesi, başka bir şehre yönelik operasyonu gündeme getirmedi. Ancak Musul Operasyonu’nun tamamlanmasıyla IŞİD’in elindeki son yerleşim yerleri olarak bilinen Telafer, Havice, Kaim, Hit gibi bölgelere yönelik operasyonlar gündeme gelmeye başladı. Mevcut durum itibariyle Telafer ve Havice ön plana çıkmış görünüyor. Ancak bu konuda bazı belirsizlikler var. Özellikle Telafer’e yönelik yapılacak operasyonun kim tarafından yapılacağı ve şehrin kontrolünün kim tarafından ve nasıl sağlanacağına yönelik tartışmalar devam ediyor. Bu tartışmalar, Musul Operasyonu öncesinde yaşanan tartışmalara benzer bir biçimde devam ediyor. Özellikle Haşdi Şaabi’nin operasyona katılıp katılmayacağı konusundaki soru işaretleri gündemi meşgul etmiş durumda. Zira Haşdi Şaabi’nin Telafer havaalanına ulaşmasından sonra Telafer’in merkezine yönelik ilerlememişti. Bu konuda Türkiye’nin karşı çıkışının yanı sıra, Telaferli Türkmenlerin de Haşdi Şaabi’nin Telafer’e girmesi konusunda tereddütleri olduğunu söylemek mümkün. Nitekim Telafer bir Türkmen şehri olmasına rağmen Irak’taki mezhepsel mücadele ve El-Kaide’nin Telafer üzerinde kurduğu baskı, Telafer’de yaşayan Türkmenler arasında da problemlere yol açmıştı. IŞİD’in Telafer’i kontrol etmesiyle birlikte Telaferli Türkmenler arasındaki problemler giderek derinleşti. Bu nedenle Telaferli Sünni Türkmenler, Haşdi Şaabi’nin Telafer’e girmesi durumunda intikam hareketlerine başlamasından endişe duyuyor. Zira Telafer’de halen IŞİD’in kontrolünde yaşayan yaklaşık 20 bin sivilin olduğu ifade ediliyor. Ayrıca operasyonlar açısından tek sorunlu alan Telafer merkez şehri değil. Ayrıca Telafer’den Musul’a doğru olan hat üzerinde Kesik bölgesine kadar başta İyaziye ve Muhallebiye gibi Türkmen nahiye ve köyleri var. Bu nahiye ve köylerde 30 binden fazla Türkmen de IŞİD’in kontrolünde yaşıyor. Bu nedenle Telafer operasyonu ile birlikte Musul-Telafer yoluna yönelik de operasyon yapılması şart. Bu noktada Sünni Türkmenler de kendi bölgelerini kurtarmak için Telafer operasyonuna dahil olmak istiyor. Nitekim Musul operasyonu devam ederken, Telaferli Türkmenler arasında uzlaşı sağlanması ve Telafer’in IŞİD’den temizlenmesi için bir dizi görüşme gerçekleştirildi. Hatta Sünni Türkmenler, Telafer operasyonuna katılması için Irak hükümetine 1000’den fazla isimden oluşan bir liste sundu. Bunun amacı Telafer operasyonunun tüm Telaferli Türkmenleri kapsayacak şekilde ortak bir gücün Telafer’i IŞİD’den kurtarmasıydı. Zira hali hazırda Haşdi Şaabi ve Irak ordusu içerisinde sadece Telaferlilerden oluşan tugaylar var. Ancak mevcut durum itibariyle Telaferli Sünni Türkmenler tarafından verilen isim listesinin Irak hükümeti tarafından kabul görmediği biliniyor. Bu nedenle Telafer operasyonunun Sünni Telaferli Türkmenlerin de katılımı olmadan Haşdi Şaabi ve milis gruplar tarafından yapılması durumunda Telafer’deki nüfus dengesinin bozulmasından ve intikam eylemlerinden korkuluyor. Bu nedenle Telaferli Şii Türkmenler dahi başka bölgelerden gelen güçlerin Telafer’deki operasyona katılması konusunda şüphe duyuyorlar. Nitekim Telafer’de olumsuz bir durumun ortaya çıkmaması ve dışarından başka milis grupların Telafer’de kontrol sağlamaması için Necef’teki Şii dini merciye bağlı Ebu Fadıl Abbas Tugayı’ndan 5000 kişilik bir gücün Telafer operasyonuna katılması için hazırlandığı söyleniyor. Bu gücün amacının Telafer’deki dengenin sağlanması olduğu ifade ediliyor. Ancak bu gücün de Şii tandanslı olması, bölgedeki dengenin korunması konusunda şüpheler ortaya çıkarıyor.

Öte yandan Telafer’deki operasyonun uzaması bölgedeki insani krizi de büyütmüş durumda. IŞİD bölge halkı üzerindeki baskısını giderek arttırıyor. Geçtiğimiz haftalarda Telafer’den kaçmaya çalıştıkları gerekçesiyle IŞİD tarafından tutuklanan ve aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların da olduğu 200’den fazla Türkmen’in idam edildiği haberleri geliyor. Öte yandan IŞİD’in Telafer’de “hilafetten bağımsız” bir devlet ilan ettiği haberleri de gündeme düştü. Özellikle bu yapıyı kontrol eden IŞİD’in Telafer’deki yabancılardan oluşan güçlerinin bölge halkına baskıyı arttırdığı biliniyor. Telafer bölgesinin abluka içerisinde olması nedeniyle bölgede ciddi bir gıda, su, ilaç gibi temel maddelere ihtiyaç da artmış durumda. Hatta o kadar ki kedi etinin kilosunun dahi 30 dolardan satıldığı söyleniyor. Bu nedenle bölge halkının bir an önce Telafer operasyonunun başlamasını istediği biliniyor.

Ancak bölgedeki tek sorun IŞİD değil. Bölgede Sincar üzerinden PKK’nın da Telafer’e yönelik baskısı var. Özellikle Telafer’in Sincar’a doğru olan Türkmen köylerinin bazıları IŞİD’den kurtarılmış olsa bile PKK ve uzantılı örgütlerin tehdidi ile karşı karşıya. Ayrıca peşmergelerin de Telafer’in kuzey ve kuzey batısındaki bazı Türkmen köylerini IŞİD’den kurtarmasına rağmen, Türkmen halkının bu köylere geri dönüşüne izin vermediği ve hatta bazı yerleşim yerlerini yıktığı biliniyor.

Bu noktada acil olarak Telafer operasyonun dengeli bir güç oluşumu ile başlatılması, Telafer’deki insani krizin bitirilmesi açısından son derece önemli. Ayrıca IŞİD’in gelişiyle birlikte Telafer’den 450 binden fazla Türkmen’in göç etmiş durumda. Bu halk Irak içerisinde ve Türkiye’de zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor. Bu nedenle Telafer operasyonunun tamamlanmasıyla ciddi bir göçmen yükünün de zamanla azalması söz konusu. Ancak öncelikle Telafer’deki IŞİD varlığının bitirilmesi ve bir an önce kamu hizmetlerinin sağlanması şart. Bu konuda Türkiye’nin de önemli bir rol alabileceğini söylemek mümkün. Diğer taraftan Telafer’in kurtarılması sadece Telafer için değil, Irak’ın kuzeyindeki IŞİD varlığının bitirilmesi açısından da büyük bir önem arz ediyor. IŞİD varlığının Telafer ve çevresinden tamamen temizlenmemesi durumunda Musul’daki istikrar ve güvenliğin de tam olarak sağlanması mümkün görünmüyor. Zira bölgede Irak güvenlik güçlerinin büyük bir varlığı bulunsa da IŞİD’in Telafer’de kaldığı sürece bölgeler arası geçişkenliği bir şekilde sağlaması mümkün. Musul operasyonu ile psikolojik üstünlüğünü tamamen yitiren IŞİD’in, Telafer’de yiyeceği darbeyle diğer bölgelerde de daha çabuk bitirilmesi imkan dahilinde. Ancak Telafer operasyonunun daha uzun sürmesi durumunda IŞİD’in tekrar El-Kaide tipi örgüt yapılanmasına geçerek, hücreler halinde hareket edip, intihar saldırıları gibi hücre tipi eylemler için hazırlık yapması için zaman kazanması söz konusu. Bu noktada bir an önce Telafer operasyonunun tamamlanmasının bölgede büyük bir rahatlama sağlayacağını söylemek yanlış olmayacaktır.

—————————————————-

Kaynak:

http://www.orsam.org.tr/index.php/Content/Analiz/5127?s=orsam|turkish

18.07.2017

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen