Suzan ÇATALOLUK
18 Mart 1915….
O günlerde Fransa Deniz Bakanı Victor Augagneur diyordu ki:
“- “Bu harekâta katılmamak, başarıya ulaşması durumunda İngiliz donanmasının yalnız başına İstanbul’a girmesine göz yummak demektir. Oysa bu durum, doğuda büyük çıkarları olan ülkemiz için millî gururumuzun sarsılması ve çıkarlarımızın tehlikeye düşmesi demek olurdu.”
Ve…
Hıristiyan Batı’nın haçlı saldırısı başlıyordu, Türk’ün bir değil, binlerle ifade edilen kahramanlık destanları da…
Elbette Türk savunma komutanlığı da büyük dikkatle düşman zırhlılarını takipteydi.
Bu zırhlıların merkez bataryalarına 14 kilometre kadar yaklaşması beklendi, ardından Türk ateşi başladı.
Türk ağır toplarının ateşi Batı emperyalistlerini şaşkına uğrattı. Neler mi oldu:
Kaptan köprüsünden isabet alan İnflexible gemisi geri dönüp kaçtı;
Bouvet zırhlısı yanmaya başladı, toplarının yarısı susturuldu;
Suffren de 15 dakikada 14 isabet aldı, adeta felç oldu!
Günahsız Çanakkale de Haçlı emperyalistlerin top ateşleriyle yanmaya başladı! Güçleri buna yetmişti!
Ve….
Rusların Karadeniz kıyılarına attıkları mayınları toplamıştı Türkler.
İşte bu mayınlardan 26 tanesini kahraman Nusret mayın gemisi 7-8 Mart gecesi karanlık limanın güney kısmına, Erenköy açıklarına yerleştirmişti.
Bouvet gemisi bu mayınlardan birine çarptı ve….
Birkaç dakikada sulara gömüldü, içinde 640-700 civarında saldırgan emperyalist vardı.
5 subayla 51 eri kurtarabilen Gaulois zırhlısı iki ağır top mermisiyle vurulunca su almaya başladı, İki Fransız gemisinin yardımıyla savaş yerinden kaçtı!
Ama bütün bunların ötesinde bu savaşta tek başına destanlar yazan bir kahraman vardı: Seyit Onbaşı!
Rumeli tabyasından kahraman Seyit Onbaşı’nın top mermisi Ocean’ın dümenine isabet etti.
Ama…
Ama bataryanın topları düşman ateşinden zarar gördü ve bir tek top sağlam kaldı. Onun da mermileri namlu ağzına götüren vinci arızalandı!
Ve… Elbette tamir söz konusu değildi, saniyelerin önem taşıdığı zamandı.
Seyit Onbaşı tam 275 kg olan top mermilerini sırtladığı gibi top merdivenlerini çıktı,
Beklemeden mermileri top kundağına yerleştirdi.
İşte o an Seyit Onbaşı ve mermisi dünya tarihini yazmaya başladı:
Mermi gitti, gitti, gitti ve İngiliz gemisinin bacasından içeri girdi!
Gerisini yazmaya gerek yok…
Sonra mı?
Sonrası: Amiral de Robeck saat 17’de emir verdi: Donanmalarından arta kalan zırhlıları mağlubiyetin acı tadıyla geri dönüyor ve şanlı Çanakkale direnişinin ilk sayfası Türkler adına muhteşem bir zaferle taçlanırken emperyalist soyguncu İngiliz ve Fransız donanmaları kolay lokma kabul ettikleri Türklerin karşısında ağır bir yenilgi alıyordu.
Haçlı kafa şu hakikati açıkça görmüştü artık: Çanakkale geçilememişti!
Minnet ve şükran borçluyuz Seyit Onbaşıya. Ruhu şad olsun…
Ve…
Aziz Atatürk de Çanakkale için şöyle diyordu: “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.”
Bu güzel vatanı, Sevgili Türkiye’mizi kanlarını, canlarını feda ederek bize bırakan Çanakkale şehitleri başta olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.
Ruhları şad olsun.
Minnet ve saygı ile….