Üç sözden fazla değil bütün ömrüm, üç söz: Hamdım, piştim, yandım. Hz. Mevlâna
- HAMDIM 3
7.
İçimdeki toprak kıraçlaştı bir susuz yazdı mevsimler
Ezeli bir bozkır çığlığı gibiydi estikçe karayel
Burada masallar bile hüsranla biterdi
Gökten üç elma yerine üç kâbus düştü
“Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm” diye büyüdü çocuklar
Öksüz yalnızlığıma göz kırptı uzak yıldızlar
Raviler anlattı ardıca yaslanıp söylediğim öyküyü
Cengiz’in savaşçıları kılıçlarını kırdı veda türküsü eşliğinde
Getirsin keşkülünü üç abdal sevgiler toplayalım
8.
Bir müşrik muhalifiydi bütün gece ağlarken gözlerin
Ben suya düşen yıldızları topladım sana getirdim
Kusurum sadakatim midir, hangi kin barınır lisanında
Seninle dost olmak istedim söyle şimdi gerçek adını
Ben Mansur gittikten sonra üç gün bekledim hurma ağacının dibinde
Gözyaşım sel oldu zılgıt çektiler bu kanlı toyda
Mümkünü yok kalamam artık yüzümdeki melûl ifade ile
Üstelik seni de bırakamam barbarların içinde yapayalnız
Bırak ededursun Hurufiler geçmişin hafızasından geleceğin yorumunu
9.
Dedem bana aklın öncülüğünü miras bıraktı tembihleyerek
Defalarca anlattı önce güne bakan İbrahim’in kıssasını
Rahlesi ışıklarla dolup da taşardı Matüridi derken
Atının ayağının bile sürçmeden nasıl geçtiğini en sarp yerlerden
Akıl nimetini kullanmanın bir ilahi emir olduğunu ondan duydum
Gündelik akıldan geçip sezgi ve marifet arasından akl-ı selimi buldum
‘Müminin direği akıldır’ buyururken insanların seçilmişi
Fal oklarıyla yaraladılar bedenimi itiraz ettim diye Menat’a
İstimdat eyledim yeni hâl için aksakallı kocalardan
Ahmet URFALI
Eğitimci, eğitim Yöneticisi