Şu Alfabe Meselesi

Tam boy görmek için tıklayın.

 

A. Yağmur TUNALI

O 34 harfli çerçeve alfabedir.

1991 yılındandır, yeni bir şey değildir.

Türklük meselelerini nasıl takip ettiğimizin örneklerinden biri olarak çokça paylaşıldı.

Alfabe gibi çokça konuşulan temel bir meselede sıkça yapılan haberlerden bile habersiz kalmışız.

Durumumuz maalesef bu.

Neyin ne olduğunu bilmeden, anlamadan üzerine atlıyoruz.

Samimiyetle, heyecanla yapıldığı muhakkak.

Fakat içinde düşünme yok.

Bundan dolayı, bu konularda sosyal medya paylaşımlarından onda yedisi hatalı çıkıyor.

Bu durumlara nasıl düştüğümüzü anlarsak çok şey değişecek.

Soru soracak ve cevabını arayacağız.

Önce “Doğru mu?” diyeceğiz.

Sonra “Acaba öyle mi?” diyeceğiz.

Peş peşe sorularla doğruya ulaşacak ve sonra duyuracaksak duyuracağız.

Böyle yaparsak çok şey değişir.

Bizi kimse kolayca peşinde sürükleyemez.

İkna edilmemiz gerekir.

Bugünkü partiler, dernekler gibi yapılar bizi üç beş sloganla kolayca kandıramazlar.

Beni meselenin bu tarafı çok ilgilendiriyor.

Bu alfabeye tekrar gelelim:

1991 yılında İstanbul’da, Türk Cumhuriyetlerinden ve Türkiye’den uzmanlarla geniş bir katılımla iki gün süren bir alfabe toplantısı yapıldı.

Ben de o salondaydım.

Turan Yazgan Hoca, orada “Bir dilin alfabesi tek olur. Gelin bizim 29 harfli alfabeyi kabul edelim.  Bizde de eksik harfler var. Sonra yine bu tek alfabede yine hepimizin gördüğü eksikleri tamamlar ve o tek alfabeyi hep beraber kullanırız.” dedi.

Uzun tartışmalar oldu.

O şartlarda bu 34 harfli çerçeve alfabede karar kılındı.

Başka yol bulunamadı, çünkü sonra Elçibey’in Millî Eğitim Bakanı olacak dostumuz Feridun Celilov başta birçok dil bilgini bazı harflerin hemen kabul edilmesi için ısrar ettiler.

Sonunda bu alfabe çıktı.

Şimdi Turan Yazgan Hoca’yı bir kere daha hayranlıkla ve şükranla anmak gerekecek.

“Alfabe sadece ilim meselesi değildir, önünde sonunda siyasidir” demişti.

Dünyadan örnekler verdi.

Çok haklıydı.

Maalesef o fikir çoğunluğun oyunu almadı.

Sonunda, şimdi latin alfabesine geçen Türk Devletleri’nin kabul ettiği alfabelerde gördüğümüz bazı sesler için ayrı harfler seçildi.

Yine Sovyet zamanı Kiril alfabesindeki ayrıştırma siyasetine uygun seçimler yapıldı.

Bir bakıma Lenin’in, Stalin’in yolundan tam ayrılmış olmadık.

Olan oldu, geçen geçti.

Şimdi yapacağımız bellidir: Buradan dönmenin yollarını arayacak ve “çerçeve” yerine tek ve ortak bir alfabe yapma imkânlarının peşinde olacağız.

Bu vesileyle bu notu da düşmüş olalım.

 

Yazar
A. Yağmur TUNALI

Yağmur Tunalı,1955 yılında, Kayseri Yahyalı’da doğdu. Orta öğrenimini, Niğde, Kayseri ve Samsun’da; Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde başladığı yüksek öğrenimini, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Fransız ... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen