Aşık Pervani -6

Birbirlerine çatarak bir kaç atışma daha yapıyorlar Aşık Güllühan ile Aşık Pervani.
Sonra muamma kısmına geçiyorlar. Yine saz ile birbirlerine soru sorup anında cevap istiyorlar.
Güllühan;
Gel senle imtihan olak Pervani,
Bir hata yaparsan affetmem seni.
Neden yaratmıştır beni insanı?
Ara ki bulasın Aşık Pervani.
Pervani;
Tecellim tersine çalmış kalemi,
Yükledi sırtıma derdi, elemi,
Dört maddeden yaratmıştır âlemi,
Arar da bulurum Aşık Güllühan.
Güllühan;
Aşık olan alt etmez mi hasmını?
Gel izhar eyle ademin vasfını,
Sayar mısın maddelerin ismini?
Ara ki bulasın Aşık Pervani.
Pervani;
Ehl-i Hak olanın ravzası paktır,
Cümleyi yaratan Gani Mutlak’tır,
Su, ateş, hava bir de topraktır,
Arar da bulurum Aşık Güllühan.
Güllühan;
Hazret-i Adem ki orda var oldu,
Bana söyler misin ruh nerden girdi?
İlk gıdası nedir, söyle ne dedi?
Ara ki bulasın Aşık Pervani.
Pervani;
Ruh burnundan girdi “Elhamdülillah” dedi,
İlk gıdası üzüm danesi yedi,
Hülle taç biçildi sinesi giydi,
Arar da bulurum Aşık Güllühan.
Güllühan’ın her sorduğuna cevabı var Aşık Pervani’nin. Bir muammaya daha başlıyor Aşık Güllühan;
Güllühan;
Aşıklara yardımcıdır Mevlâ’sı,
Göz önüne gelir muhit deryası,
Kırk yedi harfi var, on da noktası,
Ara ki bulasın Aşık Pervani.
Pervani;
Aşıklara yardım eden Allah’tır,
Yandım firkat-ı nara, cismim siyahtır,
Onu sorar isen “Kulhüvellah”tır,
Arar da bulurum Aşık Güllühan.
Güllühan;
Aşıkların vardır serde vefası,
Daim yardım eder Gani Mevlâ’sı,
Yüz on iki harfi, otuz iki noktası,
Ara ki bulasın Aşık Pervani.
Pervani;
Güllühan’ın başındadır belâsı,
Göz önüne gelir muhit deryası,
“Amentü”nün yüz on iki harfi, otuz iki noktası,
Arar da bulurum Aşık Güllühan.
Güllühan;
Sana çektirdiğim derd ü mihmettir,
Aşıkların gönlü bir tarikattır,
Yüz yirmi altı harfi, kırk altı noktalı hangi ayettir?
Ara ki bulasın Aşık Pervani.
Pervani;
Günbegün bu cismim ezelden siyah,
Bana yardım eder Cenab-ı Allah,
Sorar isen onu “Elhamdülillah”
Arar da bulurum Aşık Güllühan.
Güllühan;
Aşıkların derde ol kimyası var,
Kalmakal açtılar bir davası var,
“Sübhaneke”nin kaç harf, kaç noktası var,
Ara ki bulasın Aşık Pervani.
Pervani;
Zalim Güllühan’ın nazlı yâri var,
Tüketmiş namusu, güzel arı var,
Onun elli üç harf, on yedi noktası var,
Arar da bulurum Aşık Güllühan.
Güllühan;
Seninle açalım derd ile gamı,
Doğru söyle bunu pencere camı,
Kaçtır bil Kur’an-ı Kerim’in “lâm”ı?
Ara ki bulasın Aşık Pervani.
Pervani;
Bu yüce mecliste sürelim demi,
Dile getirelim bütün âlemi,
Tam kırk üç bindir Kur’an’ın “lâm”ı,
Arar da bulurum Aşık Güllühan.
Güllühan;
Aşığa yardımcı el digârı var,
İlm-i batıl, ilm-i zahir zikri var,
Dört vakit namazın kaç “Allahu ekber”i var?
Ara ki bulasın Aşık Pervani.
Pervani;
Benim yardımcımdır bir Gaffar’ım var,
Bin bir adlı güzel bir tek yârim var,
Dört rekât sünnetin yirmi iki “Allahu ekber”i var,
Arar da bulurum Aşık Güllühan.
Güllühan;
Burda Pervani’nin ah ü zarı var,
Gayet dara düşmüş ah ü vahı var,
Eller parmakların kaç boğumu var?
Ara ki bulasın Aşık Pervani.
Pervani;
Güllühan’ın burda ah ü gârı var,
Bu miskinin burda kesb ü kârı var,
El- ayağın tam kırk sekiz oynağı var,
Arar da bulurum Aşık Pervani.
Yine bir muammaya daha başlıyor Güllühan. Sorduğu bütün sorulara cevap veren Aşık Pervani, bu defa kendisi soruyor Güllühan’a;
Pervani;
Güllühan cevap ver benim sözüme,
Ölmeden cennete giren kim idi?
Bu aşkın ateşi düştü özüme,
Hakk’ın cemalin ilk gören kim idi?
Güllühan;
Hakikat ehliyim menzile erdi,
Hep bana verdiler efkârı, derdi,
Ölmeden İdris Peygamber cennete girdi,
Allah’ın cemalini il su gördü.
Pervani;
O hangi suredir Bismillah’sızdır?
O sure hangisidir ki mimsizdir?
O canlı hangisidir ki dilsizdir?
Ara ki bulasın Aşık Güllühan.
Güllühan;
Tövbe suresidir Bismillah’sızdır,
O sure Kevser suresi, mimsizdir,
O canlı da balıktır, dilsizdir,
Arar da bulurum Aşık Pervani.
Pervani;
Pervani sözlerin sırr-ı hikmettir,
Aşıkı ağlatan diyar gurbettir,
Yüz yetmiş harfi var, kaçıncı ayettir?
Ara ki bulasın Aşık Güllühan.
Güllühan;
Güllühan’ım ağlar ağlar gülemem,
Genç yaşımda sararıp da solamam,
Sorduğunuz muammayı bilemem,
Arayıp bulamam Aşık Pervani.
Aşık Güllühan cevap veremeyince muammanın cevabını Aşık Pervani veriyor bir kıta ile.
Pervani;
Pervani’ye verdin derdi, zahmeti,
Bakara suresinin iki yüz elli beşinci ayeti,
Ayet-el Kürsi’nin yüz yetmiş harfinin hikmeti,
Cevabı böyledir Aşık Güllühan.
Cevabı veremeyen Güllühan “bağlandı, mat oldu.”
Yine geleneğe göre Pervani bir taşlama söylüyor Güllühan’a.
Pervani;
Gûş ver bu sözüme Aşık Güllühan,
Her alçak gedayı yüce mi sandın?
Gün doğdu her taraf oldu hurişan,
Hâlâ gün batmadan gece mi sandın?
Sen de tanımazdın çok ile azı,
Ver ustaya hemen, gönder o sazı,
Bir insan başına sarsa beyazı,
Her beyaz başlıyı hoca mı sandın?
Şah oldum burada döndüm sultana,
Benliğin yok oldu, kaldın amana,
Acı sözler söyledin Sefil Pervan’a,
Pervani’yi sana koca mı sandın?
Demek ki kocalara acı söz söylemek gelenekmiş. ��
Karşılaşmada yenilen aşık sazını karşısındakine verir, gelenek böyle. Aşık Güllühan sazını vermek istese de Pervani bunu reddeder ve bir kaç koşma daha söyleyerek oradan ayrılır
Yazar
Mehmet Ali KALKAN

Eskişehir'de doğdu. Eskişehir Gazi İlkokulunu, Tunalı Ortaokulunu, Motor Sanat Enstitüsünü ve Çukurova Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünü bitirdi (1980). Bir müddet Eskişehir Belediyesinde ... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen