Trakya Savunmasında Saray

Semih GÖNÜL

Tarihle ilgilenenler bilirler ki cephede yazılan tarihle masada yazılan tarih birbiriyle bütünlük arz etmediğinde zihinlerde çelişkili ifadelerin oluşması normaldir. Bazen devlet rejimlerinin oluşturduğu bir tarih algısıyla yetişen nesiller yanlış anlatılanların neticesinde geçmişinin değerini fark edemiyor daha da kötüsü birkaç kendini bilmezin uydurduğu şehir efsanelerinin rüzgârına kapılıp oradan oraya savrulurken buluyor kendini. Tarih öğretiminden uygulanan metotlar öğrenciyi sıkmakla beraber akılda kalıcı da olmuyor, ezberlediği birkaç cümleyle tarihini bildiğini sananlarımız aradan kısa bir zaman geçmesinden sonra sudan çıkmış balığa dönüyor. Balıkların hafızasının ne kadar zayıf olduğunu bilirsiniz. Tarihte bir milletin hafızasıdır. Genel Türk tarihini okullarda öğretmeye çalışırken yaşadığımız bölgenin yerel tarihini nerden gelip nereye gittiğimizi de gençlerimize aktarmak mecburiyetindeyiz. Bölgeyle ilgili yapılan çalışmalar okulların ya da belediyenin kütüphanelerinde, tozlu raflarında uyumaya terk edilmemeli onlardan alacağımızı aldıktan sonra üzerine düşünmeli, tetkik etmeliyiz. Bu anlayışla yerel tarih üzerine araştırma yapan insanlarımıza değer vermeli eserlerini gündeme getirmeye çalışmalıyız. Yunanın Ardında Kalan Sis Perdesi’’ni Sone Yayınları’ndan temin edebilirsiniz.

Selman Akı’nın kaleminden okuduğumuz Trakya savunmasında hiç bilmediğimiz olaylarla karşılaştık.Çanakkale ve ardından Kurtuluş Savaşında şehitler vermiş yöre halkını üç beş kendini bilmezin yaptıklarıyla ”Saray İhaneti” adı altında karalandığını gördüm.Bu karalamanın nasıl yapıldığından bahsetmek gerekiyor.İlki bölgenin Balkan savaşlarından çıkmış olması sebebiyle yorgun ve ekonomik anlamda çökmüş vaziyette bulunmasıyla birlikte demografik yapısının Rumların yararına değişiklik göstermiş olması.Rumlar devrin yöneticileriyle birlikte Türk halkını Yunanı tepeleyen Türk ordusu geliyor sözleriyle kandırıp sokağa çıkarmış,Türkler karşılarında Yunan askerini görünce teker teker evlerine dağılmış,tarihe bu olayı Saraylılar Yunanları davulla zurnayla karşıladı şeklinde lanse etmişler.diğeri bir husus ise bölgeye gelen Türk süvarileri Yunanlılar geliyor deyip üstüne ateş ettirmeleri şeklinde cereyan eder.Aslında gelen Yunan değil Türk askeridir lakin bu gerçeği öğrendiklerinde iş işten geçmiş olacaktır.Saray Rum ve Yunandan çekmediği kadar yerli işbirlikçilerinden çekmiştir.Bu işbirlikçiler devrin yöneticileriyle bir olup olmadık işkencelerle halkı yıldırmaya çalışmışlar.Tüm Trakya bölgesinde olduğu gibi erleri askerde olan kadınların ırzına geçmişler bölgeyi Türklerden arındırmak için katliamlara başvurmuşlar.Bu amaçla Sarayda insanlar camilere doldurulup yakılmak istenmiş nitekim Mustafa Kemal’in askerleri geliyor sözünü işitmeleriyle birlikte tutsak insanlarımız kendilerini kurtarmayı başarmışlar.

Başta Saray halkı olmak üzere Trakyanın direnişini öğrenmek isteyenler için tavsiye ettiğim bu kitabı okuduğunuzda Ali Naki Erenyol adının sadece bir okulun ismi olmakla kalmayıp milli bir kahramanımız olduğunu öğreneceksiniz.Yunan tarafından öldürülmek istenen bölge halkını birbir Türk sınırına kaçıran kahramanın nasıl şehit edildiğini göreceksiniz.Mustafa Kemal’in askerleri geliyor sözüyle bir katliamın önüne geçen subayın adının Büyükyoncalılı Con Hafız olduğunu belirten Rafet Topuz hocanın şiiriyle bitirmek istiyorum.

…Mezalimin tümünü bir paraya sattılar,
Köy halkını camiye yakmak için attılar.
Şu zavallı köylünün kabahati neydi?
İnsanlık maskarası Yunan böyle mi beydi?

Facianın fecii,bundan çok olamazdı,
Yoncalılı bu hale ilgisiz kalamazdı.
Atını mahmuzladı,köyümün Can Hafız’ı,
Uçuyordu kuş gibi rüzgârdan çoktu hızı.

Bitmeliydi dramın,son perdesi inmeden,
Ecel şu kurbanların ensesine inmeden.
Hızır gibi yetişti Türk askeri geriden,
Sonra köyüm kurtuldu, bir sürü serseriden.

Saray ve bölge halkının direnişini nesillere aktaran  Selman Akı hocamıza teşekkürlerimi sunuyorum.

Sağ olsun var olsun…

Yazar
Semih GÖNÜL

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen