“Kodlama, robotik, STEM, Endüstri 4.0 ile ilgili olarak yapılan, yapıldı gibi gösterilen çalışmaların yüzde 99’u kandırmaca. 200’den fazla üniversitemiz var. Yerli bir kodlama yazılımı yapan yok. Bu konuda yazılmış anlaşılır bir kitap da yok. Öğretmenlerin yüzde 99.9’u kodlamadan kaçıyor. Kodlama sadece vitrin süsü…”
*****
Abbas GÜÇLÜ
Yeni yıldan beklentilerimizi bir bir sıralayalım, bakalım ortaya nasıl bir tablo çıkacak?
Sizleri bilmem ama benim Ankara’dan beklentilerim arasında ilk sırada liyakat geliyor!
Neden?
Çünkü onun olmadığı yerde gerisi teferruattır!
Ne olur hiç kimse, bu konuda, çok daha önemli başka ayrıntılar var demesin!
Liyakatin içinde sadakat da vardır, ehliyet de, vatanseverlik de…
Ama yandaşlığın, torpilin, kul hakkı yemenin içinde hayal kırıklığından başka bir şey bulamazsınız.
Sözü fazla uzatmadan, hemen her gün yüzlerce örneğini gördüğümüz, yaşanmış bir hayat hikâyesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Atama kriterleri
“Merhaba Abbas Bey, 28 Aralık 2018 tarihli ‘Dijital Çağ’da dijitale sırt çevirme lüksümüz olamaz’ yazınız üzerine yazıyorum.
Veteriner hekim olarak çalışmaktayım. Atandıktan hemen sonra yüksek lisansa başlayıp bitirdim. Yüksek lisans döneminde İngilizceye ağırlık vererek, yabancı dil sınavını da verip, doktoraya başladım.
Yazarken kolay ama hem çalışıp, hem doktora yapmanın çok zor olduğunu özellikle söylemek istiyorum.
Geçen yıl, bakanlığımız, ‘Yurt Dışında Yetiştirilmek Üzere Personel Alımı’ başvuruları için ilana çıktı.
Şartlar arasında, yabancı dil sınavından son üç yıl içinde YDS için en az 70 alma şartı (diğer sınavların notları buna eşdeğer olacak) vardı.
Sonra mülakat yapıldı. Hilafı hakikat olmasın, bakanlık benim de arasında olduğum 25 kişiyi yurt dışı eğitimi için uygun gördü.
Tüm masraflarım bakanlık tarafından karşılanmak üzere doktora tezime paralel olarak ABD’den kabul aldım. Birkaç ay önce de doktoramı bitirip döndüm.
Orada gördüklerim ve öğrendiklerim arasında olmazsa olmaz olan, kodlama dersleridir. Bölümün önemli değil, kodlama almak ya da öğrenmek durumundasın.
Sözü uzatmadan, edindiğim tecrübe ve bilgiyi uygulamak ve kullanmak için kentimizdeki Veteriner Kontrol Laboratuvarı için tayin istedim. Tayinim yapılmadı. Ancak benimle başvuru yapanlar arasından dört kişinin tayini, aynı laboratuvara çıktı. Hepsi meslektaşlarım, hepsi de kıymetlidir, fakat hiçbiri yabancı dil, doktora, yüksek lisans gibi akademik kariyere sahip değil. Onları tanıdığımdan biliyorum.
Kontrol laboratuvarının misyonu-vizyonu, hayvan ve halk sağlığı hastalıklarını teşhis etmek, yeni çareler ve yeni teknolojiler üretmek. Bu kapsamda, yöneticilerin atama kriterleri, devletin bana yaptığı on binlerce doları çarçur ediyor.
Sayın Cumhurbaşkanımız, ‘Neden ilk 500’de üniversitemiz yok’ diye serzenişte bulunuyor, işte bu yüzden!
Brusella hastalığı üzerinde çalışıyorum. Ve bu hastalıkla dünyanın başı dertte! Çünkü biyolojik silah olarak kullanılma durumu var!..”
Kodlama mı dediniz?
Söz kodlamadan açılmışken, işte bir değerlendirme daha:
“Kodlama, robotik, STEM, Endüstri 4.0 ile ilgili olarak yapılan, yapıldı gibi gösterilen çalışmaların yüzde 99’u kandırmaca. 200’den fazla üniversitemiz var. Yerli bir kodlama yazılımı yapan yok. Bu konuda yazılmış anlaşılır bir kitap da yok. Öğretmenlerin yüzde 99.9’u kodlamadan kaçıyor. Kodlama sadece vitrin süsü…”
Özetin özeti: 2019, umarız konuşulan değil, üretilen ve liyakatin öne çıktığı bir yıl olur!