Şahver ÇELİKOĞLU
Hakkı sevenler için yedi çeşit korku vardır. Gerçi bunlar sâbit makam sâhibleri için önemli bir şey değildir. Bunların bir kısmı diğerlerinden daha şiddetlidir.
Bu korkuların birincisi, sevgilinin yüz çevirmesidir. Bundan daha şiddetli olanı, perdelenme korkusudur. Bundan daha büyüğü uzaklık korkusudur. İşte Hz. Peygamber (s.a.v) Efendimizi ihtiyarlatan Hud suresinde mevcûd olan bu mânâdaki âyetlerdir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v) bu sûrede Yüce Sevgilisinin şu mânâdaki sözlerini duymuştur:
“Dikkatli olun! Semud kavmi ilâhî rahmetten uzaklaştı.”(Hûd, 11/68) “Semud kavmi ilâhî rahmetten uzak olduğu gibi, Medyen kavmi de uzak oldu.” (Hûd, 11/95)
Uzaklık içinde uzaklığın zikredilmesi, ilâhî huzurda yakınlık elde etmiş kimseleri ihtiyarlatacak bir durumdur.
Diğer bir korku, mânevî yükselme sebebi olan şeylerin elinden alınması ve bir noktada durma korkusu. Diğer bir korku, bir daha ulaşamayacağı makâmın elden gitmesi korkusudur. Bundan daha şiddetlisi, sevgiliyi unutma ve terk etme korkusudur. Bu Allâh’ı sevenlerin en çok korktuğu bir husustur. Çünkü kulun Allâh’ı sevmesi ancak Allah (c.c) ile olur. Bu, değeri ölçülemeyecek kadar büyük bir nîmettir. Bunu elde eden bir kimse, ona nasıl şükretmez ve onun gereğini nasıl yerine getirmez? Onların Allâh’ı sevmeleri Allah ile olduğu gibi; ilâhî muhabbetin kalblerinden çekilip alınması da yine Allah Teâlâ’ya bağlıdır.
Sâdece Sevdiğine Hizmetle Meşgul Olmak
İlâhi muhabbetin alâmetlerinden birisi de Allah Teâlâ’dan başkasının hizmetini arzulamamak, bütün arzu ve isteğini O’nun sevgisinde toplamak, ancak Mevlâ’nın râzı olduğu şeyleri arzulamaktır. Kul böyle olunca Yüce Mevlâ da sevdiği kulunun istediği gibi hüküm verir-tecelli eder.
Bir âlimin şöyle dediği rivâyet edilmiştir: “Yüce Allâh’ın seni halktan soğuttuğunu gördüğün zaman bil ki O, seninle yakınlık kurmak istiyor.”