Annelerimizin Şâh Damarı

Turgut GÜLER

Belli mihrakların pompaladığı; İslâm’ın rûhuna, Türk’ün karakterine aslâ uymayan tedâriklerle, son zamânlarda bayrâmı turizme kurban verir olduk. Bayrâm kutlamanın, cemiyet kitabını dik ve ayakta tutan gıdâ usâresini – hangi akla hizmet ediyorsak? – çöp torbasına koyduk. Ondan sonra da, dönüp serî cinâyet ve âsâyiş bültenlerinde anketörlük yapıyoruz.

Çocukları tarafından öldürülen annelerin listesi, her gün biraz daha büyüyor. Kan donduran bu manzara, pek çok sâikle berâber biraz da bayrâmsızlığın eseridir. Hacı Bayrâm-ı Velî’nin:

“Bayrâm’ım imdi, bayrâmım imdi

Bayrâm ederler yâr ile şimdi

Hamd ü senâlar, hamd ü senâlar

Yâr ile bayrâm kıldı bu gönlüm.”

Diye seslendiği insanlara ne oldu da, kesici âletlerle anne biçer hâle geldik?

Bayrâmı hak etmek lâzım. Yoksa âile fertleri birbirlerini boğazlama pususuna yatarlar. “Dünyâ’nın şirâzesi çıktı.” tarzında umûmî hükümler savurursak, mes’eleyi kangren sınırına götürürüz. Bizim, dillere destân olmuş âile yapımız, maalesef sokağa ve ekrana yenildi. Sonunda, cümle bayrâmlık düşüncelerimizi hurdaya çıkardık. Turizmin, ekonomide patlayacağı sanılan bombaları, annelerimizin şâh damarında infilâk etti.

Son yıllarda an’ane, örf, âdet gibi mefhûmlar hayli hırpalandı. “Bayrâm” tâbirini de “festivâl”le aynı mânâda kullanır olduk. Hâlbuki festivâl bir başka dinin ve o dinden beslenen bir başka kültürün unsurudur. Bayrâmdan festivâle geçerken fedâ ettiklerimizin yekûnu, dudak uçuklatacak miktârdadır. Üstelik bu yekûna giren değerlerimizin hepsi, anneleri evlâd elindeki hançerden koruyacak evsaftadır.

“Bayrâm” deyip geçmeyin. İki bayrâm arasına Dünyâ zevki sığdırmayı, bayrâmlara saygısızlık addeden bir duru kaynağımız var. Bugünkü lehim tutmaz vaziyete, bayrâmların hakkını veremediğimiz için düştük. Bunu anlayabildiğimiz gün, epeyidir şuûrsuzca tepindiğimiz festivâl ve faşing kortejlerinden ayrılacağız ve silkinip kendimize geleceğiz.

Maddenin hâkimiyetine giren mânâ gemimizi, aklın ve hikmetin limanına çekmek için, hâlâ vaktimiz var. Ama kalan zamânın tamâmını eğitime ayırsak, yine de yetecek gibi görünmüyor.

Yazar
Turgut GÜLER

1951 yılında Afyonkarahisâr’ın Sultandağı ilçe­sine bağlı Dort (bugünkü Doğancık) köyünde doğdu. Âilesi, 1959 Ocağında Aydın’ın Horsunlu kasabasına yerleşti. İlkokulu orada, Ortaokulu Kuyucak’da okudu. İki hafta kadar ... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen