Metehan KAYGI
Geçtiğimiz günlerde Harran Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde meydana gelen vahşi olay bir kez daha ülkemizde hekime şiddetin ne boyuta vardığını gözler önüne serdi. Bu yazıda hekimin şiddet karşısında sahip olduğu hukuki haklara değinmeden önce hekimlik sanatından bahsetmek istiyorum.
Hekimlik bir meslek olmaktan öte bir yaşam biçimidir. Çünkü hekimliğe adım atan bir kimse uzun ve meşakketli bir yolculuğa çıkmış demektir. Aldığı 6 yıllık temel fakülte eğitiminden sonra uzmanlık dallarında değişkenlik göstermekle birlikte ortalama olarak 4 yıl da uzmanlık eğitimi almaktadır. Bu süreç sırasında karşılaştığı çalışma koşulları,nöbetler… göz önüne alındığında hekimin nasıl bir iş temposuyla karşı karşıya kaldığı rahatlıkla anlaşılabilir. Ne yazık ki bütün bun-lara rağmen son yıllarda ülkemizde hekime şiddet vakalarında artış söz konusu-dur.
Hekim uygulayacağı tedaviye karar verirken bilimsel metadolojiyi kullanır. Akılcı ilaç kullanımını esas alır. Tedavi şeklinin uygulanan hastaya özgü olduğunun bilincindedir.
Hekimin mesleğini icra ederken karşılaştığı başlıca güçlükler ise şunlardır:
1.Hastanın kendisinin değil, başkasının yerine reçete yazdırmak istemesi
2.Hastanın çevresinden duyarak edindiği veya daha önce kullanıp faydalı geldiğini düşündüğü tedavi şeklini hekiminden talep etmesi
3.Gerekli olmamasına rağmen kendisi veya yakınları için istirahat raporu talep etmesi
4.Hekimin iş yoğunluğu nedeniyle hastaya gereken zamanı ayırmaması
5.Hasta ve yakınlarının rasyonel olmayan beklentileri
Bu maddeler başlıca olanlarıdır ve bunları çoğaltmak mümkündür.
Bunları söyledikten sonra şimdi de hekimin sağlık mevzuatına göre sahip olduğu hukuki haklardan söz etmek faydalı olmaktır.
1. İyileşme garantisi vermeme hakkı (Tıbbi Deontoloji Tüzüğü 13.madde): Hekim bilimsel gereklere uygun olarak tanı koyar ve gereken tedaviyi uygular. Bu çalışmaların şifa ile sonuçlanmamasından dolayı, deontoloji bakımından tenkit edilemez
2. Yeterli zaman ayırma hakkı (Tababet Uzmanlık Yönetmeliği 10.madde): Hekimden hastasına gerekli özeni göstermesi, bilgi ve belgeleri iyi bir şeklide kaydetmesi, hastaya hastalığı ile ilgili bilgileri vermesi beklenmektedir. Bunların hepsi zaman alan eylemlerdir. Bu nedenle de bir hekim bir poliklinikte günde 20 hastadan fazlasına bakmama hakkına sahiptir.
3. Tedavi yöntemini seçme hakkı (Tıbbi Deontoloji Tüzüğü 6.madde): Bir hastalığın tedavisinde aynı anda birden fazla tedavi yöntemi uygulanabilmekte ise, hekim bunlardan dilediğini seçmeye özgürdür. Fakat uzun zamandan beri bilinen ve genel olarak kabul edilmiş yöntemlere öncelik vermelidir. Tabip ve diş tabibi mesleğini uygularken hiçbir etki ve baskıya kapılmaksızın vicdani ve mesleki görüşüne göre davranır.
4. Hastayı reddetme hakkı (Tıbbi Deontoloji Tüzüğü 18.madde): Hasta- hekimin ilişkisinin temelinde yer alan öğe güvendir. Hekimi kendisine güven duymayan hastayı reddetme hakkı olmalıdır. Tıpkı kendisindeki bulaşıcı hastalığı hekime söylemeyen hastada olduğu gibi. Bu durum hekimlik onurunun korunmasının olmazsa olmaz koşuludur. Kısaca doktor ya da diş hekimi acil yardım, resmi ya da insani görevin yerine getirilmesi hariç olmak üzere, mesleki ve kişisel nedenlerle hastaya bakmayabilir.
5. Hekimin saygılı davranılma ve güvenilme hakkı (Tıbbi Deontoloji Tüzüğü 37.madde): Hekimin, kendisine saygılı davranılmasını ve güvenilmeyi hastalarından olduğu gibi meslektaşlarından da beklemesi, mesleğini en iyi şekilde ifa edebilmesi için vazgeçilmez bir haktır. Nitekim, Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi’nin 37 ve devamı maddelerine göre “Hekimler birbirlerine mesleki konularda yardım etmeli, birbirlerini küçük düşürücü tavır ve hareketlerden kaçınmalı; üçüncü kişilerin onur kırıcı davranışlarına karşı meslektaşlarını korumalıdırlar.” Diğer taraftan, hekimin tedavi etmek için uğraş verdiği bir hasta tarafından onur kırıcı hakaretlere ya da fiziksel şiddete maruz kalması, olayın Ceza Hukuku sorumluluğu bir kenara, hekim hakları bakımından kabul edilmez niteliktedir.
Belirtilen tüzükte başka maddeler de mevcuttur. Ancak yukarıdaki maddeler kamuoyunu yakından ilgilendirdiği için belirtilmiştir.
Hekimlerin şiddet görmediği,can güvenliklerinden emin oldukları ortamlarda çalışmaları dileği ile….