İbrahim BAYKAN
Bir insanın torun sahibi olması ve bu gizemli hazzı tatması hakikaten Allah’ın bir armağanı olarak görülmelidir.
Allah; bu sevgiyi herhalde boşuna vermedi.
Bakınız torunun gücü nelere hâkim oluyor:
Evin kızı kocaya kaçıyor; ailesi evlatlıktan reddediyor, torun dünyaya gelince aile ne kadar katı olursa olsun barışılıyor,
Çocuğuna hiç sevgi ve şefkat göstermeyen ebeveynler torunlarını baş tacı yapıp ellerinden ve dillerinden düşürmüyorlar,
Çocuklarına bayramlarda bile harçlığı esirgeyen bazı ebeveynler torunlarına gelince kesenin ağzını sonuna kadar açıyor,
Çocuklarının haklı isteklerini dahi yerine getirmeyen ebeveynler torunlarının isteklerini sıkıyorsa yapmasınlar. Torunun gücü bal gibi yaptırıyor,
Torun bulunan evlerde kederden ziyade neşe ve muhabbet hâkim oluyor,
Torun sahibi insanlar; yaşlandıklarının farkına vardıklarından dolayı hayatı daha anlamlı ve yararlı kullanmaya başlıyorlar,
Kötü alışkanlıklara sahip ve bunun tiryakisi olan insanlar; en azından torununa kötü örnek olmamak ve onların kötü anılmalarını önlemek adına bu alışkanlıklarından vazgeçebiliyorlar,
Torun özürlü de doğsa, sonradan da özürlü hale gelse ona olan sevgi ve ilgi hiç değişmemektedir,
Belki en yakını da olsa kıvırır ama torununa gerektiğinde organlarını bağışlamayacak bir insana şahsen rastlamam.
Tüm bunlar bizlere gösteriyor ki Allah; bu torun sevgisini ve gücünü boşuna vermemiş. Şükürler olsun bunu veren Tanrıya ve ne mutlu bunu tadanlara.