Şi’bu Ebî Tâlib’de bir avuç gözü yaşlı
Kesilmiş Pazar yolu Kureyş ulularınca
İnsanlar aç, köpekler ve binlerce karınca
Bekliyor pusu kurmuş onlarca eli taşlı
İnsaniyet Mekke’de dönüşmüş kine, hınca
Şu çölün vicdanını kapkara günler almış
Ya Allah ya Muhammed; dillerde tek ses kalmış
Bir avuç gözü yaşlı Şi’bu Ebî Tâlib’de
Yoklukla imtihanmış inanmanın bedeli
Üç yıl oldu son kervan yoldan geçip gideli
Sarılmış torununa ak sakallı bir dede
Kim gelir yardıma ki belki bir saba yeli
Zulüm tutmuş bir yönü, çile bir yöne dalmış
Ya Allah ya Muhammed; dillerde tek ses kalmış
Şi’bu Ebî Tâlib’de bir avuç gözü yaşlı
Sözlüklere o anda yazılmış sabır nedir
Zulüm ne işkence ne masuma kahır nedir
Hem gençler tükenmiş hem eli bastonlu yaşlı
Yalnızca îman tutar ayakta üç senedir
Kureyş’in kan çemberi günden güne daralmış
Ya Allah ya Muhammed; dillerde tek ses kalmış
Bir avuç gözü yaşlı Şi’bu Ebî Tâlib’de
Dost ile dost olmanın bin yıllık demi sanki
Hiçliği âdet kılan Kırkların cemi sanki
Turnalar kızıl başlı Şi’bu Ebî Tâlib’de
Tufan’dan kurtaracak bir kutlu gemi sanki
Bu çile Hak yolunu bilmeye bir kuralmış
Ya Allah ya Muhammed; dillerde tek ses kalmış
A.Yılmaz Soyyer