Ömer AĞAÇLI
Gazali: “Bütün kötülüklerin başı, kaynağı üçdür. Bunlar HASED, RİYA, UCUBDUR. Kalbini bunlardan temizle, bunlardan kurtulmayana dünya’da rahat yoktur.” Demiştir.
Biz de daha önce HASED VE RİYA üzerine birer yazı kaleme almışdık.
Şimdi “OCB” kavramı üzerine kimi şeyler söylemek istiyorum. Bütün kötü olan huylar nefsin marifetleridir. Allah’ın bütün sıfatları ise OLGUNLUK SIFATLARIDIR. Yani Allah’ın şer olan sıfatları yoktur.
Dünya’da ne kadar kötülük varsa bunların ortaya çıkmasına neden olan temelde “ ucb”dur. ( Okunuşu ucub)
UCUB, sıfatı kişinin kendini beğenmesi, kibirlenmesi, böbürlenmesi, haddi aşması olarak anlamlandırılabilir. Bir kimsenin kendini mükemmel, üstün, faziletli sanması başkalarını aşağıda görmesi din dilinde “ ucb” olarak adlandırılır.
İnsanın manevi, psikolojik sorunlarının temelinde kendini, kendi durum ve konumunu, varlık yapısını, fıtratını yeterince ve doğru kavrayamamasından ortaya çıkmaktadır, diye düşünüyorum. İnsanı ucuba sürükleyen cehalet ve gaflet halidir. İnsan sonuçta hiç bir varlığı olmayan bir yaratıktır. Bir kuldur. İnsanın doğasında nefs ve ruh ikilisi vardır. Nefs, bütün kötülüklerin kaynağıdır. Kur’an’a bakınca rahatlıkla görüleceği gibi, insanı nefsinin bütün kötü huylarından kurtamaya ve ruha doğru yükseltmeye, böylece Hakk’a yakın konuma getirmeye çalıştığını söyleyebiliriz. Çünkü ruh, Allah’a en yakın mertebede ilahi bir varlıktır. İnsan Allah’a ruh ile yakın olur. Nefs ise Allah’tan en uzak mertebededir. Din tarihine bakıldığında yeryüzünde ilk günaha sebep olanın ucub olduğunu görürüz. İblis, Allah’ın emirlerine ucub nedeniyle karşı çıkmış ve emri yerine getirmemiştir. İblis ucub yüzünden cennetten kovulmuş ve ilahi rahmetten uzaklaştırılmıştır. Adem ise işlediği günah yüzünden günahında ısrar etmeyerek tövbeye sarılmış, tevazu göstermiş, iblis gibi ucuba düşmemiş ve Allah’ın merhametine ve rahmetine nail olmuştur. TEVAZUU, UCUBUN KARŞITIDIR.
“ UCUB”, Kur’an’da münafıkların özellikleri arasında sayılmaktadır. İnsanın hayat serüven o kadar karmaşık ve bilinemez değildir. Her nimet Allah’ındır. Hiç bir yaratılmışım kendisine ait bir şeyi yoktur. Hatta insanın kendisi bile kendisine ait değildir. Ucuba düşmüş insan bunların farkında olmayandır. Yani insanın cehalet ve gafletidir bu hal. Gaflet, Allah’ın her an hayatın içinde ve fiilleri yaratan olduğunu fark edememe halidir. UCUB, Hakk’a perdedir. Ucub, Allah’ın verdiği nimetleri insanın kendinin zannetmesi, nimetlerle halka ve Hakk’a kafa tutmasıdır. Ucub insanı kulluktan çıkartan en önemli kötü bir illettir. Ucub, insanın aklının işlemesini engeller ve idrak körlüğü yapar aynı zamanda.
Ucub öyle bir illettir ki insanın ruhen gelişmesine ve manevi yükseklik elde ederek olgunlaşmasına da mani olur. Ucub, insanı müstağniliğe götürrerek onu firavunlaştırır. Hz. Musa Peygamber ile Firavunun karşılıklı konuşmalarına bakıldığında anlaşılır. Hz. Musa Peygamber Hakk’ı temsil eder, Firavun da ucub, kibir ve müstağniliği temsil eder.
Ucub, Kur’an’da çok sayıda ayetlerde geçer ve insanların dikkatine sunulur.
Ucub ( Kendini beğenme, böbürlenme, kibirlenme ve kendinden emin olma anlamında) :
31/18: “ İnsanları küçümseyip onlardan yüz çevirme, yeryüzünde de böbürlenerek yürüme. Allah, büyüklük taslayanları ve övünenleri sevmez. “
17/37 : “ Sakın yeryüzünde böbürlenerek yürüme, çünkü sen ne yeri yarabilirsin ne de dağlarla boy ölçüşebilirsin.”
90/5: “ O, kendine hiç kimsenin güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?”
Mü’ min 35 . “ Allah , kibirlenenlerin kalplerini mühürler.”