İbrahim BAYKAN
Hemen, hemen her etkinliğin olmazsa olmazıdır protokol. Mesleğim gereği birçok seminer ve mesleki kongrelere katıldım. Kimilerine konuk, kimilerine konuşmacı, kimilerine de oturum başkanı olarak.
Ben bu uygulamaya kökten karşı değilim, abartılmasına ve uygulanış şekline karşıyım. Elbette ki; korunması önemli üst düzey kişiler ve yabancı konuklar ön sıralarda toplansın ama ayakta kalan yaşlı başlı insanların yerini şube müdür yardımcılarına varıncaya kadar hazırlanan protokol ordusu işgal etmesin.
Düşünebiliyor musunuz; yüz elli kişilik bir salonda elli kişilik protokol koltuğu var. İşin daha da vahimi; her an gelebilir düşüncesiyle program sonuna kadar boş tutulan protokol koltukları ve etkinliği sonuna dek ayakta izleyen insanlar gördüm. Şayet protokole davet edilen insanlarının davete saygısı olsa zamanında gelirdi.
Oturum yönettiğim birçok etkinlikte ev sahiplerinin hoşuna gitmese de boş protokol yerlerinin ayakta kalanların oturtulması uyarılarında çok bulundum. Konuk olarak katıldıklarımda yer bulamadığım hallerde ise gelmeyen protokol sahiplerinin boş yerine gidip oturdum.
Görevlilerin gelip bana yaptıkları uyarılarına da “Evladım sen herhalde beni tanımıyorsun ben bu yılın Türkiye vergi rekortmeni İbrahim Baykan’ım” diye sallamışımdır ve görevli de affedersiniz efendim diyerek yanımdan ayrılmıştır.
Öğretmen evlerine gidenler bilir; hem loca da hem de yemekhanede üzerine pirinçten yazılmış PROTOKOL levhaları vardır. Ben Ankara’da Başkent Öğretmen Evi’ne en sık gidenlerdenim. O protokol masalarının dolu olduğunu hiçbir zaman görmedim. Yemekhanede yer bulamadığım günler; masalardaki O meşhur levhayı alıp görünmez bir yere atarım ve otururum.
Kat sorumluları benim bu tepkimi görmüş ve anlamış olmalılar ki; yanımıza gelir; “Hocam, yemekten sonra fazla kalmayacaksınız değil mi?” Diye sorar ben de; yemek sonrası fazla kalmayacağımızı söylerim ve konu tatlıya bağlanır.
Bu baş belası protokol cenaze namazlarına bile yansır. Bir defasında katıldığım bir cenaze namazında hocanın ön sıradaki cemaati kollarıyla iterek; beklenen hatırlı kişilere yer açtığını; hatta onlar gelinceye kadar merhumu beklettiğini bile gördüm.
Gelişmiş ülkelerde örneklerine rastlamadığımız bu protokol illeti bizim gibi
geri ülkelerde kötü bir gelenek haline dönüşmüştür.
Haydi hayırlısı.