İbrahim BAYKAN
Bu konuyu daha önceleri de yazmıştım. Ömrüm olduğu sürece yine yazmaya devam edeceğim; bundan kimsenin şüphesi olmasın.
İdam mı olur, elektrikli sandalye mi olur, zehirli iğne mi olur yoksa eskiden olduğu gibi boğdurmakla mı olur bilemem. Beş yaşında masum bir kız çocuğuna tecavüz ederek ölümüne sebep olan bir sapık yaşatılmamalıdır. Vatana hainlik yapanlar, uyuşturucu satarak insanları zehirleyenle bu yaptıklarının bedelini canlarıyla ödemelidir.
Bildiğim tek şey canilere ve vatan hainlerine ibret olacak caydırıcı bir cezanın verilmesidir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; idam cezaları kalkalı ağır ceza suçlularında; kayda değer bir artış olmuş.
Allah’ın verdiği canı almanın hele, hele hunharca almanın bir karşılığı ve bir yaptırımı olmalı. Bu tür caniler cezaevlerinde ne kadar kalırsa kalsın iflâh olmuyorlar. Cezaevinden çıktıktan sonra yine aynı suçu işlemektedirler. Arada bir çıkan aflar da bunların kurtuluşu olmaktadır.
Bunlardan kurtulmanın tek yolu bunları imha etmektir. Bugün kendisini dünyanın demokrasi öncüsü gören ve demokrasi dersi veren; Amerika Birleşik Devletlerinde bile bal gibi idam uygulamaları var.
Hatta yakın bir zamanda iğneyle vücuduna zehir verilen bir mahkûmun vücudu ölüme O kadar direndi ki; iğnenin etkisiyle hemen ölemedi; damarları çatladı ve Kırk Beş dakikalık bir direnişle öldü. Bunları dünya medyası seyretti.
Yine demokrasi deyince mangalda kül bırakmayan Fransa; müebbet hapis cezası verdiği mahkûmları bir şekilde öldürüp organlarını kullanmaktadır.
Daha sağlıklı, daha huzurlu ve daha güvenli bir toplum isteniyorsa; cana kıyanların canına kıyılmalıdır. Aksi halde bu canilerin ardı arkası kesilmez ve daha çok canlar yanar. Bu yüzden ölüm cezaları acilen geri gelsin.
Sevgi ve Saygılarımla