Küresel ticaret savaşı ve korumacılık hâkim tema olunca mevcut hükümetlerin kendi şirketlerini ve halkını teşvike razı etmesi ya da genişlemeci önlemler açıklamaları sanırım daha kolay oluyor. İşin içine küresel ve eşgüdümlü bir yavaşlama girince izah etmesi kolaylaşıyor da olabilir. Her hal-ü karda para politikalarına mali tedbirlerin eşlik edeceği bir döneme giriyoruz.
Rekor düşük faizlerden borçlanan hükümetler altyapı projelerinden tutun, şirketlerin hayatta kalmalarına kadar birçok alanda adım atıyorlar. Bir nevi hepimizi kurtarmaya geliyorlar. Yeterli olacak mı? Ufukta bu yönde belirti yok. Ancak bu kez herkes daha hazır ve bilinçli.
*****
Gökhan ŞEN
Küresel ekonomide yavaşlama emareleri günden güne belirgin hale geliyor. Henüz yavaşlamayı tam hissedemeyenler ise zaten korkudan sinmiş ve köşelerine çekilmiş durumdalar.
Ekonomi zaten böyle işliyor. Beklentiler kanalıyla. Her gün resesyon konuşulan Amerika’da örneğin, resesyon olmaması mümkün mü?
2008 krizinden sonra birçok ekonominin senkronize şekilde kötüleştiği ilk ekonomik yavaşlama olacak bu. Çoğu gelişmiş ülkeyi daralma bölgesine itecek.
***
Küresel büyüme kriz sonrasında % 4’e yaklaşıp son 2-3 yılda pik yaptıktan sonra şimdilerde yeniden % 3’ün altına kayıyor. Bloomberg’in tahminine göre küresel büyüme geçen yılın sonlarına doğru görülen % 4’lerden % 2,1’lik patikaya çoktan inmiş durumda.
Henüz havada finansal kriz kokusu yok. Ne var ki 10 yıl içinde faizler dünya çapında sıfır tabanına yapışmışken ve G10 merkez bankaları bilançolarını balon yapıp 10 trilyon dolara yaklaştırmışken sakin olmak mümkün değil.
Vatandaşlar ve işletmeler merak ediyor: Daha önce yapılanlar işe yaramadıysa bu kez dünya ekonomisi nasıl kurtaracağız?
Para politikası ile faizleri ucuzlatarak, varlık alımı ile riske ortak olarak yapılacaklar yapıldı. Hatta Borsa yatırım fonları üzerinden ve kimi zaman doğrudan hisse alınarak şirketlere ortak dahi olundu. Ne var ki küresel iş çevreleri yeni yatırımlara ikna olmadılar. Ticaret zayıf kaldı.
Yapılacak ne var? Farklı olan ne var?
İşte burada devreye mali alanı olanlar için kamu bütçesini kullanıma sokmak gerektiği an yaklaşıyor.
***
Küresel krizden sonra AB’nin ilk verdiği yanıt kemer sıkmaktı. Bu, başlı başına krizi büyüten faktörlerden biri oldu. Ardından yanlıştan dönüldü ve kamu yeniden harcamaya başladı. Ne zaman ki kriz yatıştı, kamu borçları yeniden azalmaya başladı çünkü kamu harcamaları kesildi. 2018 yılında ilk kez tüm Avrupa ülkeleri bütçe açıklarını % 3’ün altına çekerek Maastricht kriterlerini tutturdular.
Şimdi bu değişmek üzere.
Haberlere göre Almanya ve Hollanda 50’şer milyar Euro büyüklüğünde canlandırma paketleri düşünüyorlar. Hollanda gibi 4 partili bir koalisyonda ve Almanya gibi mali disipline bağlı ekonomilerden bunları duymak en hafif ifadesi ile ‘yeni bir durum’. İngiltere’de de Başbakan Johnson’un elinden geldiği kadar mali alanı kullanıp Brexit belirsizliğinin etkisini kırmak istediğini biliyoruz.
Çin’de hali hazırda birçok önlem devrede. Sadece yılın ilk çeyreğinde 280 milyar dolar büyüklüğünde vergi indirimi açıklandı. Büyük ihtimalle altyapı ve inşaat faaliyeti için daha fazla vergi teşviki ve belki bütçe ile fonlama seçenekleri masaya gelecek.
ABD’de ise Başkan Trump sosyal güvenlikten alınan verginin 2 puana yakın düşürülmesi ile tüketiciye yaklaşık 250 milyar dolarlık harcanabilir gelir yaratmayı düşündüğünü açıkladı. Zamanı belli değil.
Asya’da canlandırma tedbirleri ardı ardına geliyor. Hong Kong 2,4 milyar dolarlık teşvik paketini açıklarken sadece ağustosta yapılan açıklamalar şunlar:
- Endonezya 2020 yılı için rekor bütçe tahmini verdi (178 milyar dolar)
- Singapur gerektiği anda devreye girecek mali tedbirlerin sözü verildi
- Tayland 10,3 milyar dolarlık canlandırma paketini kabine onayladı
- Güney Kore’de Maliye Bakanlığı 421 milyar dolarlık rekor bütçe açıkladı (2020)
- Japonya’da ekim ayında devreye girecek satış vergisinin etkisini kırmak için yeni teşvikler konuşulmaya başlandı
- Hindistan’da bütçeye yardımcı olması için 24 milyar dolarlık Merkez Bankası yedek akçesi Hazine’ye aktarıldı
***
Küresel ticaret savaşı ve korumacılık hâkim tema olunca mevcut hükümetlerin kendi şirketlerini ve halkını teşvike razı etmesi ya da genişlemeci önlemler açıklamaları sanırım daha kolay oluyor. İşin içine küresel ve eşgüdümlü bir yavaşlama girince izah etmesi kolaylaşıyor da olabilir. Her hal-ü karda para politikalarına mali tedbirlerin eşlik edeceği bir döneme giriyoruz.
Rekor düşük faizlerden borçlanan hükümetler altyapı projelerinden tutun, şirketlerin hayatta kalmalarına kadar birçok alanda adım atıyorlar. Bir nevi hepimizi kurtarmaya geliyorlar. Yeterli olacak mı? Ufukta bu yönde belirti yok. Ancak bu kez herkes daha hazır ve bilinçli.
Sözler realize olup faizler yeterince düştüğünde etkileri göreceğiz. Şimdilik faizler düşmeye devam edecek. Belki bu düşük büyüme ortamı bazı siyasi güçlerin yer değiştirmesine sebep olacak. Belki kimi şirketler ya da kimi ülkeler borçlarını yerine getiremeyecekler. Değişim başladı. Ona verilecek cevaplar hazırlanıyor.
Dünyanın son durumu bu…
————————————————————
Kaynak:
https://www.bloomberght.com/ht-yazarlar/gokhan-sen/2231495-mali-yardim-hepinizi-kurtarmaya-geliyor