Ömer AĞAÇLI
“Nefisler Yasası” kavramını Değerli İlahiyatcı Şaban Ali Düzgün’den ödünç aldım. “Nefisler Yasası” çok önemli varoluşsal, ilahi düzeni ifade etmektedir.
Konuya şöyle girmek istiyorum. Kur’an’a göre Allah sadece varolan değil (mutlak varlık) her şeye varlığı ile destek veren ve tüm mümkün varlıkların varlıklarını, varoluşunu sağlayan ve onları her an yönetendir. Şu kadar ki Allah, hayatın kendisidir ve tüm varlıkları çekip çevirendir.
6/ 18: “ Allah, kullarının üzerinde her türlü tasarrufa sahiptir.” Denilerek varoluş üzerinde tek ve ortağı olmayan hükümran sahibidir.
Allah, insan bağlantısı da bu ilahi varoluşa göre ortaya çıkmaktadır.
İnsanın düşünce, niyet ve fiilleri ne yöne ise Allahta buna anında karşılık verendir. Bu yönler iki boyutludur. “ Hayr” ve “ Şer” olarak isimlendirilmiştir. İnsan aklı ve irade sahibidir. Bu nedenle tercih yapar. Allah ise bu tercihe karşılık verir. Allah’ın verdiği karşılık, insanın maddi, manevi mertebesini belirler.
39/70: “ Herkese yaptığının karşılığı verilir.”
Ahkaf 19: “ Her insanın yaptıklarına göre mertebeleri vardır.”
Yazının başlığı “ nefisler yasası” dır. Bu konu 13/11 ayette vurgulanır ki insan, toplum ve Allah arasındaki ilahi kanunu belirtir. “ Bir toplum kendilerindeki özellikleri değiştirtirinceye kadar Allah, onlardaki bulunan halleri değiştirmez.” Gerek bireysel gerekse toplumsal hayatta işleyen ilahi yasa, sünnet bundan ibarettir. Ve yasa hiç değişmeden devam eder. İlahi düzen gereği insan, tüm yaratılmış varlıklar içinde en üstün niteliklere haiz yaratılmıştır. İnsanın üstün konumda olması başlı başına bir konudur. Ama burada kısaca değinelim. İnsanın üstünlüğü Allah’ın zatına ait sıfatların bir kısmının taşıyıcısıdır. Akıl ve irade, ve hatta ilim Hakk’ın kendine ait sıfatlarıdır. Bu sıfatların kullanımın Allah insana bahşetmiştir. Bu nedenden dolayı insan hayatını iyi, doğru ve güzel üzerine kurmak durumundadır. Bu bir zorunluluktur. Tüm ilahi metinler bu gerçeği anlatır insanlara. Elimizdeki Kur’an hakikatin, hakikate göre yaşamanın tek son çağrı metnidir.
Kur’an, gerçeklerle yaşamak isteyenlere, doğru yolda gitmek isteyenlere, dünya labirentinde kaybolmadan yürümek isteyenlere manevi pusula, rehberdir.
82/27,28: “ Kur’an herkese, doğru yolda gitmek isteyenlere bir öğüt ve bir rehberdir.”
Diğer bir deyişle, Allah yarattığı her varlığı düzenine tabi kılıp, onlara yol göstermiştir. Yani rehber Allah’tır. Allah’ın rehberliği ise vahiy kapsamında olanlardır.
ALLAH, İNSAN VE TOPLUM BAĞLAMINDA İŞLEYEN TEK İLAHİ YASA İŞTE BU NEFİSLER YASASIDIR.
39/70: “ Herkes yaptığının karşılığını alır.”
30/30: “ Her nefis, iyilik olarak yaptığını da kötülük olarak yaptığını da karşısında hazır bulacaktır.”
42/30,31: “ Başınıza ne sıkıntı gelirse bilin ki bu kendi yaptıklarınızın sonucudur.”
28/83: “ Güzel sonuç, günahlardan kaçınanlarındır.”
İnsan, dünya hayatında ilahi kanunlara uymadan, nefsine uyarak yaşayabilir. Günahlar bu ilahi kanunların dışına çıkmakla oluşur. Ama o kula ilahi merhametin gereği olarak Allah, yine katından bir ikramda bulunmuştur. Bu ikram “ TEVBE” yoludur. Kul tevbeye sarıldığı zaman ve bunda samimi olduğunda Allah ta hemen o an rahmet tecellilerini üzerine gönderir ve kulu sıkıntılarında kurtarır.
İşte nefisler yasası böyle işlemektedir. Sufiler nefisler yasası konusunu “ Kul düzelmeden Allah düzelmez.” Diye ifade etmişlerdir. Biz de diyoruz ki kul düzelmeden hiç bir şey düzelmez.