Sözde  Deprem Haftasıymış

İbrahim BAYKAN

1-7 Mart sözde deprem haftasıymış diyorum çünkü; üzerinde en çok konuşulan ve icraatta da hiçbir şey yapılmayan bir konudur deprem konusu.

Yine üfürükten teyyare klişe laflarla geçiştirilecek bir hafta geçireceğiz. 17 Ağustos’ta binlerce can ve mal kayıpları yaşandı da sanki ders mi alındı; hep aynı terane. Toplanan vergileri bile sorgulanır hale geldi.

17 Ağustos depreminde binlerce can gitti, milyarlarca mal gitti yine ders alınmadı. Her depremde Üç gün ah- vay yas; sonrası şinanay yavrum şinanay nay.

Depremi kadere bağlayıp suçu kadere yüklemenin de doğru olmadığını düşünüyorum. Allah akıl fikir vermiş önlemini al diye. Japonya’da Dokuz şiddetinde de olsa bizdeki kadar can ve mal kaybı neden olmuyor? Allah onlara torpil mi geçiyor? Hz. Muhammet deveni sağlam kazığa bağla sonra Allah’a havale et demiş. Demiş de anlayan kim?

Deprem değil bina öldürüyor. Sen tut benim Altı çocuğum var Altı kat isterim diye rüşvet vererek imara aykırı bina yap; sonrası hüsran. Görüyoruz bir mahallede yüzlerce bina var Üç tanesi yerle bir. Tesadüf mü bu; sanki fay hattı diğer sağlam binaların üzerinden atladı.

Vatandaş olarak, yöneticiler olarak ve Devlet olarak deprem gerçeğini anlamadığımız sürece biz daha çok acılar çekeriz. Çok deprem masalları yazar ve çizeriz.

Deprem hakkında Maşallah her önüne gelen konuşuyor. Konuşulduğuna göre keşke önlemler alınsa ama nerede o zihniyet. Konuşanı çok ama uygulayanı yok.

Bunları sıralayacak olursak:

Devlet,

Deprem Uzmanları,

Medya,

Halk.

Bir ülkenin başına gelebilecek en büyük afetlerin başını çeken deprem konusunda bakınız kimler ne hatalar yapıyor.

Devlet olarak:

Yıllardan beri yerleşime uygun olmayan yerlere imar izni verip, çarpık yapılara göz yumuldu ve ruhsatlar verildi. Bu da yetmedi imar affı diye bir şey icat edidi ve nerede yamuk yumuk bina varsa meşrulaştırdı,

Yapılan konutlar gereği gibi denetlenmedi,

En çok hasarın resmi yapılarda olduğunu depremler sonrası gördük,

Eğitim şart dedik ama İlköğretimden itibaren okullara seçmeli de olsa doğal afet dersleri koyamadık,

Deprem yönetmeliğini bile daha yakın bir zamanda ve büyük depremin acılarını hissettikten sonra çıkardık,

Deprem Uzmanları:

Bir kısım deprem uzmanları her deprem sonucu televizyonlarda; farklı görüşlerle tartıştılar. Maalesef bir gerçek etrafında birleşmediler. Bazıları daha da ileriye gitti sanki bir falcı gibi depreme Üç vakte kadar tarih ve şiddet değeri verdiler.

Medya:

Bir kısım medya birçok konuda olduğu gibi bu konuda da ya felaket tellallığı yapıyor ya da duyarsız davranıyor.

Maalesef medya; depremle ilgili konuları depremler oldukça hatırlıyor ve yayın programlarına alıyor. Onun dışında aklına bile getirmiyor. Nesillerimiz depremi illa da böyle mi tanıyacak?

Olası İstanbul depremi diye, diye korkarım zorla olduracaklar.

Bir ara kısa sürelerle olsa da eğitici deprem programları oluyordu. Şimdilerde unutuldu.

Halk:

Bu konuda halkımız da hiç masum değil. Azami üç kat ruhsatlı bir binaya; beş oğlu için beş kat ruhsatını rüşvetle aldı ve çocuklarına ev yerine kendi elleriyle mezar yaptı,

Aynı şehir sınırları içerisinde tarıma elverişli deprem bölgesi zeminlere evler yaptık; depreme dayanıklı zeminlerde de tarım yapmaya çalıştık,

Ehil olmayan her kim varsa Müteahhit oldu, malzemeden çaldı ve en hafif depremde bile yaptıkları konutlar yerle bir oldu.

Vatandaşımız birde; zaman, zaman şehirlerimizde yapılan deprem tatbikatlarına seyirci değil bizzat katılmalıdır. Öyle bir manzara çıkıyor ki; depremi sanki sadece bu tatbikatı yapan kişiler yaşayacak artık bu müsamere görüntüsünden çıkmamız elzemdir.

Devletiyle, uzmanıyla, medyasıyla ve halkıyla böylesine hayati bir konuyu ciddiye almadıkça ve üzerimize düşeni yapmadıkça biz daha çok deprem acıları yaşarız.

Vatandaşımız; zaman, zaman şehirlerimizde yapılan deprem tatbikatlarına seyirci değil bizzat katılmalıdır. Öyle bir manzara çıkıyor ki; depremi sanki sadece bu tatbikatı yapan kişiler yaşayacak; artık bu müsamere görüntüsünden çıkmamız elzemdir.

Devletiyle, uzmanıyla, medyasıyla ve halkıyla böylesine hayati bir konuyu ciddiye almadıkça ve üzerimize düşeni yapmadıkça biz daha çok deprem acıları yaşarız.

Lütfen topluca depreme davetiye çıkartmaktan artık vazgeçelim.

“Allah hepimize akıl, fikir ve zihin açıklığı versin.”

Sevgi ve Saygılarımla

Yazar
İbrahim BAYKAN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen