Giriş
Faizsiz finans sistemi, gelişen küresel ekonomik yapının içinden ihtiyaca binaen ortaya çıkmıştır. Dünyada İslam bankacılığının şekli Türkiye’de katılım bankacılığı olarak bilinmektedir. Katılım bankaları, finansal sektörde yenilik olarak dini sebeplerden dolayı faiz sorunuyla geleneksel bankalara gitmeyen tasarrufları/fonları faizsiz bir şekilde ekonomiye kazandırmak amacıyla kurulmuştur. Fonların bu yöntemle güvenle saklanması ve değerlendirilmesi elde edilen kazancın, ticari bir kazanç türü olduğu konusunda görüş birliği oluşmasını desteklemiştir.
Bu çalışmanın amacı; faizsiz finans sisteminin tanımlanması ve eleştirilerin saptanıp belirlenmesidir. Çalışma giriş ve sonuç bölümleri dâhil 4 bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde faizsiz finans sisteminin tanımı yapılmıştır. Genel özellikleri, kuruluş amaçları da bu bölüm içinde incelenmiştir. İkinci ve üçüncü bölümde sırasıyla; dünyada faizsiz finans sisteminin doğuşu, mevcut durumu ve Türkiye’de katılım bankacılığının doğuşu, mevcut durumu anlatılmıştır. Dördüncü bölümde ise genel olarak tartışılan sorunlar ve eleştiriler özet olarak maddeler halinde sıralanmıştır.
1. Katılım Bankacılığına Genel Bir Bakış
Katılım bankalarını; sermayelerine ilave olarak yurt içinden veya yurtdışından kar ve zarara katılma hakkı veren, cari ve katılma olmak üzere iki farklı hesap türüyle fon toplayan ve toplanan bu fonları yönetmelikte kesin olarak belirlenen prensiplere göre, her türlü finansal işlemlerde ya da finansal faaliyetlerde kullanılmasına olanak sağlayan mali kuruşlar olarak tanımlayabiliriz. Kavramsal olarak dünyada “Faizsiz Bankacılık“ olarak, Türkiye’de ise “Katılım Bankacılığı“ olarak bilinmektedir.
Katılım bankaları ya da diğer bir ifadeyle faizsiz bankacılık; diğer mevduat bankalarının hâlihazırda gerçekleştirdiği bütün bankacılık faaliyetlerini, diğer bankalar gibi hızlı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirir. Bu bankacılık faaliyetlerini yaparken iki farklı hesap türü kullanır. Bunlar cari hesaplar ve katılma hesaplarıdır. Cari hesaplar; vadesiz olarak açılan istenildiği zaman para yatırıp çekilebilen ve kar payı dağıtmayan hesaplardır. Bu hesaplar sayesinde tasarruflar güvenli bir şekilde katılım bankalarında tutulabilir. Katılma hesapları ise; en az bir ay vadeli olarak açılan ve kar-zarar ortaklığı çerçevesinde vade sonunda getirinin paylaşıldığı hesap türüdür.
Katılım bankalarının var olma nedeni ve olmazsa olmaz ilkesi; “Faizsizlik İlkesi“dir. Bu ilke doğrultusunda katılım bankaları İslami inanç, adap ve ahlaka saygılı mali ve aynı zamanda iktisadi bir hizmet kuruluşudur denilebilir. Katılım bankaları faiz konusunda taviz vermeden hassasiyet gösteren kişilerin ya da tüzel kişilerin (şirket, firma) finansman ihtiyaçlarını karşılar ve faizden uzak durmak isteyen müşterilerin; tasarruflarını değerlendirebilmeleri ve aynı zamanda tüm bankacılık hizmetlerinden yararlanabilmeleri amacıyla yıllardan beri süregelen mevcut bankacılık olgusunun dışına çıkılarak kurgulanmış bankalardır.
Aslında katılım bankaları, mevcut bankacılık uygulamalarının bir yansımasıdır. Mevcut bankacılık uygulamalarından farklı olarak dini sebeplerle faiz ile çalışmayı uygun görmeyen kesimlere hizmet vermek üzere faaliyete başlamış mali kuruluşlar denilebilir. Katılım bankacılığın temel felsefesi İslam iktisadı üzerine inşa edilmiştir. İslam iktisadında olduğu gibi insanı ve insan kalmayı öncelemektedir. Hayatı ahlaki açıdan yeniden ihya, inşa ve aynı zamanda imar etmeyi hedefine koyar. Bunun içindir ki “Faizsizlik İlkesi“ en belirgin ve en temel ilke olarak karşımıza çıkar. “Faizsizlik İlkesi “nin özü de;
- Tasarruf sahiplerinden fon elde ederken asla ‘sabit bir getiri’ taahhüt etmemek
- Fon talep edenlere ise; nakit kredi imkânı sağlamadan istenilen malı peşin alıp vadeli satmak ya da ortaklık yapmaktır.
Geleneksel olarak faaliyet gösteren bankalara karşı herhangi bir alternatif kurum ya da kuruluşların olmayışı, tasarrufların döviz, altın ya da gayrimenkul gibi bankacılık faaliyetlerinin dışındaki şekillerde elde tutulması ve bu tasarrufların atıl yani ekonomi dışında kalmasına neden olmuştur. Özellikle de İslam’da faiz olgusunun kesinlikle yasak oluşu Müslüman ülkelerde yeni arayışlara sebep olmuştur. Bu arayışlar sonucunda faiz olgusundan tamamen uzak finansal kuruluşlar ortaya çıkmıştır.
Katılım bankacılığını ortaya çıkaran nedenler; dini, ekonomik ve sosyal nedenler olarak sıralanabilir. Bunların içinde en önemli nedeni dini nedenler oluşturmaktır. Çünkü İslam dininde ‘faiz olgusu’ tamamen yasak kılınmıştır. Faiz olgusunu kullanmadan bankacılık faaliyetlerinin sürdürülmek istenmesi bu süreçte Katılım bankacılığın ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Katılım bankacılığını ortaya çıkaran nedenlerden ikincisi ise ekonomik nedenlerdir. Ekonomik nedenlerin başında 1970’lerden sonra artan petrol fiyatların sonrasında elde edilen gelirin Orta Doğuya akması yer alır. Diğer bir neden ise; İslami değerlere hassasiyet göstererek yaşayan kesimlerin tasarrufları; faizli bankacılık sisteminden dolayı ‘yastık altı’ kalmaktadır. Ekonomik faaliyetlerde kullanılmayan ya da atıl kalan bu tasarruflar hem fon talep edenler için hem de genel ekonomi için bir kayıptır. Bunların faizsiz bir şekilde ekonomiye kazandırılması ve ihtiyaç duyan kesimlere faizsiz bir şekilde aktarılması isteği katılım bankacılığının gelişmesine öncülük etmiştir. Katılım bankacılığını ortaya çıkaran nedenler arasında sosyal nedenler de bulunmaktadır. Gelir dağılımı adaletsizliği toplumların kanayan yarası olmaya devam etmektedir. Gelir dağılımının bir nebze de olsa dengeli olması, faiz olgusundan elde edilecek sebepsiz zenginleşmenin ortadan kaldırılmak istenmesi ve sosyal adaletsizliğin giderilmesinin amaçlanması katılım bankacılığının kurulmasına zemin hazırlayan sosyal nedenler olarak söylenebilir.
Yukarıda genel özelliklerini, amaçlarını ve ortaya çıkış nedenlerini açıkladığımız katılım bankacılığının temel ilkelerini şöyle sıralayabiliriz (Albaraka, 2007: 8).
- Ahlakın temel alındığı bir iktisadi ilişki esastır.
- Faizsizlik ilkesi altın kuraldır. Faizin her türlüsü kesin olarak yasaktır.
- Varlığa dayalı olmak temel esastır. Faaliyet alanı reel ve gerçek ekonomi alanıdır.
- Fon toplanmada ve fon kullandırmada ortaklık ve katılım esastır.
- Risk paylaşımı esastır ve riskler, taraflar olarak birlikte üstlenilir.
- Para mübadele aracıdır, ticari bir mal değildir.
- Açık ve net olarak tanımlanmış alışveriş sözleşmesi her işlemin dayanağıdır.
- Suni müdahale, haksız kazanç ve karaborsacılık yasaktır.
- Her türlü belirsizliklerden uzak durulur.
- Faaliyet ve ürünlerde meşruluk temel alınır.
- Her şart ve durumda adalet esastır.
2. Dünya’da Katılım Bankacılığı ve Mevcut Durumu
Katılım bankacılığı; özellikle İslam ülkelerinde, dini inançları nedeniyle faizli mevduat bankalarından uzak duran halkın ihtiyaçlarına binaen ortaya çıkmıştır. Faizsiz bankacılığın tarihsel süreci incelendiğinde; ilk örnekleri yaygın görüşün aksine M.Ö. 2120-2081 yılları arasında hüküm süren Hamburabi’ye kadar uzanmaktadır. Hamburabi kanunların bazı kesimlerinde borçlanma işlemlerinin nasıl düzenleneceğine dair kurallar bulunmaktaydı.
Yaygın görüşe göre de; faizsiz finans sistemiyle ilgili ilk söylemler 1942’li yıllarda ortaya çıkmıştır. Bu söylemin devamı olarak ise ilk örneği 1963’de Mısır’ın Mit Gamr kasabasında kırsal kesimde faaliyetlerini sürdüren üreticileri; aracılardan (tefeci vb.) korumak amacıyla A. M. Neccar tarafından oluşturulmuştur. Bu oluşum daha çok “ Köy Sandığı“ şeklinde işleyen, para vakıflarına benzeyen bir kuruluştur. Neccar, Mısır’ın Mit Gamr kasabasında bu oluşumu faaliyete geçirmeden önce 2. Dünya savaşından sonra Alman toplumunun hızla kalkınmasına öncülük eden Alman tasarruf bankalarının yaptığı faaliyetleri görmüştür. Alman tasarruf bankalarının bu faaliyetlerini İslami inanç ile sentezleyerek uygulamaya koymuştur. İlk zamanlarda bazı kesimler tarafından destek görse de, ilerleyen zamanlarda bu destekler azalmış ve faaliyetlerine kendi kendine 4 yıl devam edebilmiştir. Neccar’ın bu başarısı ve çabaları ilerleyen yıllarda İslam’ı ekonomik ve kültürel öğelerle birleştirmeye çalışan kesimler tarafından ilgi çekici bulunmuştur.
1970 yılında İslami Devletler Dışişleri Bakanları Cidde’de bir toplantı düzenlemişlerdir. Bu toplantının asıl amacı; öncelikle İslami prensipler çerçevesinde İslam ülkeleri arasında karşılıklı yardımlaşmanın başlaması ya da mevcut durumun güçlendirilmesi olmuştur. Karşılıklı yardımlaşmanın da temelini ekonomik işbirliği oluşturmaktadır. Toplantının ardından ilerleyen yıllarda; hem toplantılarda konuşulan konulara zemin olması bakımından hem de çağdaş ve küresel anlamda bir ilke imza atmak için 1974 yılında Cidde’de İslam Katılım Bankası kurulmuştur. Aradan bir yıl geçtikten sonra da dünyanın gerçek anlamda tam donanımlı katılım bankası özelliğini taşıyan Dubai İslam Bankası kurulmuştur. Dubai İslam Bankası; İslam ülkelerinde kamusal projelere önemli derecede mali katkı yapmıştır. Dubai İslam Bankası belli bir zaman sonra herkes tarafından benimsenmiş ve özellikle İslam ülkelerinin finans taleplerine cevap vermede zorlanmaya başlamıştır. 1970’li yılların sonlarına doğru büyük sermaye grupları Dubai İslam Bankası’nın bu zorluklarını fark edip, konuyla yakından ilgilenmeye başlamışlardır. Günümüzde de faaliyet gösteren katılım bankalarının birçoğu (Kuwait Finance House) bu sermaye grupları tarafından kurulmuştur.
1980’li yıllara gelindiğinde gelen taleplere yetişemeyen katılım bankacılığı sistemi yıldan yıla genişleyerek büyümeye devam etmiştir. Bunun sonucunda bazı zengin Müslüman iş adamları tarafından “ Dar Al-Maal Al- İslami Faisal Group“ adlı bir holding kurulup faaliyete başlamıştır. Hemen ardından Orta Doğu’daki faizsiz sistemini geliştirmek ve güçlendirmek adına, gelen talepleri de karşılamak amacıyla “Dallah Baraka Grub“ faaliyetlerine başlamıştır.
2000’li yıllarda ise; Katılım bankacılığı sınırlarını aşarak Avrupa ve Amerika’ya kadar genişlemiştir ve Müslüman olmayan ülkelerde de kabul görmeye başlamıştır. Bu yıllarda ortaya çıkan ve yavaş yavaş ivme kazanan küreselleşme olgusu sonucunda katılım bankacılığı sektörü de 2001 yılındaki krizden kendini soyutlayamamıştır. Krizden ciddi derecede etkilenmesine rağmen; kriz karşısında göstermiş olduğu direnç faizsiz bankacılığın geleneksel bankacılık anlayışına alternatif olduğunun bir kanıtıdır.
Faizsiz bankacılığın bulunduğu ülkelerde, sistemin kapsamı, faaliyet türü ve büyüklüğü ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Örneğin bir tarafta İran ve Sudan’da olduğu gibi sadece Katılım bankacılığının faaliyet sürdüğü ülkeler yer alırken, diğer tarafta da geleneksel bankacılık ve katılım bankacılığı aynı anda faaliyetlerine devam ettiği -Türkiye’de olduğu gibi- Pakistan, Malezya gibi ülkeler yer almaktadır. İslami bankacılığa duyulan güvenin artması ve her geçen gün popülerlik kazanması sonucu; HSBC, Citibank, Bank Of America gibi büyük finans grupları yönlerini faizsiz bankacılık sistemine döndürmüşlerdir. Günümüzde hemen hemen Müslüman nüfus bulunan her bölgede faizsiz bankacılık ya da uygulamaları bulunmaktadır. Her geçen gün İngiltere, ABD, İsviçre gibi ülkelerde de faizsiz bankacılığa olan talep artmaktadır.
Tablo 1,1’de Dünyada faaliyet gösteren faizsiz finans kuruluşlarının ülkelere göre dağılımı görülmektedir. Buna göre; Malezya 38 banka ile ilk sırada yer alırken, 33 banka ile Endonezya ikinci, 32 banka ile Bahreyn üçüncü sırada yer almaktadır.
Sıra | Ülke Adı | Banka Sayısı | % |
1 | Malezya | 38 | 17,7 |
2 | Endonezya | 33 | 15,4 |
3 | Bahreyn | 32 | 14,9 |
4 | İran | 31 | 14,4 |
5 | Bangladeş | 22 | 10,2 |
6 | Birleşik Arap Emirlikleri | 22 | 10,2 |
7 | S. Arabistan | 16 | 7,4 |
8 | Kuveyt | 9 | 4,2 |
9 | Katar | 8 | 3,7 |
10 | Türkiye | 4 | 1,9 |
| TOPLAM | 215 | 100 |
Tablo 2.1. Dünyadaki Faizsiz Banka Sayısı ( Doğan ve Kaya,2017: 180).
Faizsiz finans sektörünün toplam varlıklarının %71’ni bankacılık faaliyetleri oluşturmaktadır. 2017 yılsonu verilerine göre; faizsiz finans sitemi 1389 adet faizsiz finans kurumu ve konvensiyonel bankacılık içindeki faizsiz pencerelerden oluşmaktadır. Küresel faizsiz finans sisteminin varlıkları 2017 yılı sonunda 2.44 trilyon ABD dolarına yükselmiştir. İran, Suudi Arabistan ve Malezya en büyük pazarlar olarak konumlarını korumaktadır. Toplam varlıkları oluşturan 56 ülke içinde Kıbrıs ve Nijerya 2017 yılında en çok büyümeyi elde eden ülkeler olmuştur. Dijitalleşmenin ve küreselleşmenin etkisiyle sistem varlıklarının %10 büyüme ile 2023 yılına kadar 3,8 trilyon ABD dolarına yükselme potansiyeline sahip olduğu görülmektedir. 2017 yılsonu itibariyle 505 faizsiz banka bulunmaktadır. Dijital devrim; faizsiz dijital bankaların piyasaya girmesi ile faizsiz bankacılık sektörünü dönüştürmeye başlamaktadır. Faizsiz finans sisteminin gelişimi, finansal kurum ve araçların yanı sıra bu konudaki akademik eğitim ve bilgi düzeyi ile bilinç ve farkındalığın da artmasıyla doğru orantılıdır ( TKKB, 2018: 50).
2017 yılında yayımlanan Thomson Reuters’in hazırladığı İslami Finans Gelişim Raporuna göre;
- Faizsiz finans konusunda eğitim sağlayan kuruluşlar sıralamasında İngiltere 80 kuruluş ile listenin başında yer alırken, 59 kuruluşla Malezya ikinci, 57 kuruluşla Endonezya üçüncü sırada yer almaktadır.
- Faizsiz finans ile ilgili araştırmalarda ise 2005-2017 yılları arasında Malezya, 559 bilimsel makale ile ilk sırada yer almaktadır.
- 2017 yılında faizsiz finans konusunda en çok etkinlik düzenleyen ülkeler ise; Malezya, Pakistan ve Endonezya olmuştur.
3. Türkiye’de Katılım Bankacılığı ve Mevcut Durumu
Türkiye 1975’te Cidde’de İslam Ülkelerin Dışişleri Bakanları toplantısının ardından alınan kararların faaliyete geçirebilmesi adına; tam donanımlı İslam Bankası kurucu üyeleri arasında yer almıştır. Bununla beraber Türkiye’nin katılım bankacılığı yolcuğu başlamış kabul edilebilir. Aynı yıllarda Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası (DESİYAB), ülke vatandaşlarının ve yurtdışındaki işçilerin tasarruflarını, öncelikle faizsiz bir şekilde ve kar-zarar anlayışı doğrultusunda birleştirip sanayiye destek sağlamak amacıyla kurulmuştur. Ancak faizsiz bankacılık yapıp yapmama kararı yöneticilere bırakılmıştır. Ülkede de henüz tam olarak rağbet görmemesinden dolayı, yöneticiler 1978 yılında geleneksel bankacılık anlayışına geçmeye karar verdiklerini duyurmuşlardır. DESİYAB 1983 yılında kurulacak olan Özel Finans Kurumu’nun da temelini oluşturmaktadır. DESİYAB’ın da katkılarıyla beraber ülkemizde katılım bankacılığı sistemi adına önemli adımlar atılmaya başlanmıştır.
Ülkemizde katılım bankacılığı ilk olarak 1983 yılında çıkarılan kararname ile Özel Finans Kurumu (ÖFK) adıyla ortaya çıkmıştır. ÖFK’nın bankacılık sistemine girmesinin nedenleri;
- Ülkedeki muhafazakâr kesimin tasarruflarının değerlendirilmesi düşüncesi
- 1974 yılından sonra artan petrol fiyatları sonucu artan Arap sermayesinin ülkeye girişinin sağlanmak istenmesi
- 1980 yılında imzalanan 24 Ocak kararları içinde yer alan sermaye hareketliliğinden faydalanma düşüncesi olarak sıralanabilir.
Bu nedenlerin sonucunda kurulan ÖFK’nın ardından; 1985 yılında Albaraka Türk Özel Finans Kurumu ve Faisal Finans Kurumu, İslami anlayışlara göre bankacılık faaliyetlerine başlamıştır. 1989’da Kuveyt Türk Finans Evkaf Finans Kurumu, ilk yerli faizsiz finans kurumu olan Anadolu Finans Kurumu ve 1995 yılında İhlas Finans Kurumu faizsiz finans sistemine dâhil olmuştur. 4389 sayılı Bankalar Kanunu kapsamında ÖFK’ların hepsi 1999 yılında bankacılık sistemine dâhil edilmiştir.
90’lı yıllarda ard arda yaşanan ekonomik krizler karşısında bu kurumların gösterdiği direnç ve başarı somut bir şekilde ortaya çıkmıştır. Kriz yıllarında mevduatları devlet güvencesinde olmadığından dolayı da devlete yük olmamışlardır. Müşterilerine fon kullandırmaya bu dönemde de devam etmişlerdir.
2001 yılından kanunda yapılan değişiklikler sonucunda Özel Finans Kurumları Birliği (ÖFKB)’nin kurulmasına karar verilmiştir ve ek olarak ortak bir sigorta sistemi kurulmuştur. 2005 yılında çıkarılan ve günümüzde de geçerlilikte olan Bankacılık Kanunu’na göre ÖFK’ların ismi “ Katılım Bankaları“ olarak değiştirmiştir ve Özel Finans Kurumları Birliği, Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) olmuştur. 2001’de ortak bir sigorta sistemi kurulması sonucu oluşturtulan Güvence Fonu ’da 2005 yılında Tasarruf Mevduatları Sigorta Fonu (TSMF)’na tabi hale getirilmiştir.
2008 yılında bankaların televizyon reklamlarına ilişkin mesleki tanzim kararları düzenlenmiştir ve TKBB tarafından Bankacılık Etik İlkeleri yayımlanmıştır. Dijitalleşmenin bir sonucu olarak birlik web sayfasında veri seti ve istatistik veri tabanı kurulmuştur. Borsa İstanbul (BİST)’da faaliyet göstermek üzere Katılım Endeksi oluşturulmuştur ve Katılım Endeksi’ne dayalı Borsa Yatırım Fonu kurulmuştur. 2019 Nisan ayı itibariyle faizsiz finans sisteminde faaliyet gösteren 6 adet katılım bankası bulunmaktadır.(Albaraka Türk Katılım Bankası, Türkiye Emlak Katılım Bankası, Kuveyt Türk Katılım Bankası, Türkiye Finans Katılım Bankası, Vakıf Katılım Bankası, Ziraat Katılım Bankası)
Türk bankacılık sisteminde tamamlayıcı ve birleştirici bir rol üstlenen katılım bankaları ülke ekonomisine artan oranda katkı sağlamaya devam etmektedir. 2018 yılsonu rakamlarına faaliyet gösteren 5 katılım bankasının yurt içi ve yurt dışı toplam şube sayısı 1.122’dir. 5 katılım bankasının toplam aktif büyüklüğü 2018 yılında 206,8 milyar TL olmuştur. Bir önceki yıla göre artış oranı %29,1’dir. Net dönem karı ise 2018 yılında 2,124 milyon TL’ye ulaşmış ve bir önceki yıla %34,1 artış sağlanmıştır. En yüksek net karı 869,8 milyon TL ile Kuveyt Türk Katılım Bankası elde etmiştir, aynı zamanda en büyük aktif toplamına sahip katılım bankası olmayı da başarmıştır ( TKKB,2018: 48).
Katılım bankalarının elde ettiği başarılar, sağladığı büyüme rakamları, ekonomik alana değişik yönlerden katkı yaptığının bir göstergesidir. En önemlisi de atıl kaynakların ‘ faizsiz’ bir şekilde değerlendirilmesidir. Son olarak 2018 yılında %16 olan sermaye yeterliliği oranı, güçlü sermaye yapısını ve aktif başarısını ortaya koymuştur ( TKKB, 2018: 49).
4. Katılım Bankalarının Temel Sorunları ve Eleştiriler
Faizsiz finans sistemi dünyada 50, Türkiye’de ise 40 yıldır var olmasına rağmen ciddi derecede eksiklikleri ve çeşitli sorunları bünyesinde barındırmaktadır. Faizsizlik ilkesi gereği, finansal sistem içinde azınlık konumundadır. Azınlık konumunda olması ve çalışma prensiplerin tam olarak yaygınlık kazanamamasından dolayı karşılaştığı zorlukları aşamamıştır ve sorunlarını çözüme kavuşturamamıştır. Faizsiz finans sisteminin bazı temel sorunlarını ve genel eleştirileri aşağıda belirtildiği gibi özetleyebiliriz.
- Prensipler ile uygulamadaki farklılıklar temel sorunların başında yer almaktadır. Faizsiz finans sisteminin temelini oluşturan kar-zarar ortaklığı; finansal türev işlemlerinden çok küçük bir pay almaktadır.Finansal sistemin mevcut yapısından dolayı; bankacılık işlemlerinin büyük bir çoğunluğunu üretim desteği oluşturmaktadır.
- “Faizsizlik ilkesi“ gereği bambaşka bir konumda bulunması gereken katılım bankacılığı sistemi; geleneksel bankacılık sisteminin tabii olduğu ‘Bankalar Kanunu’na bağlıdır. Bunun sonucunda İslami değerlere göre yaşayan tasarruf sahiplerinin güveni tam olarak kazanılamamıştır.
- Faizsiz finans sistemi hem dünyada hem de Türkiye’de geleneksel bankacılık ile karşılaştırıldığında; hem ürün yetersizliği hem de uzman yetersizliği sorunu ile karşı karşıyadır. Aynı zamanda sermaye kısıtı ve şube sayısı, şube sayısına bağlı olarak personel sayısı yetersizdir. Öz sermayesi yetersiz olduğu için de, yaptığı işlem miktarları oldukça sınırlıdır.
- Katılım bankaları tanıtım, pazarlama ve halkla ilişkiler kısmında ciddi derecede sorun yaşamaktadır ve eleştirilere maruz kalmaktadır. Özellikle medya araçlarının tanıtım ve ürün çeşitliliği açısından etkin kullanılmaması sorunların nedenini oluşturmaktadır.Faizsiz finans sistemin sadece İslami şartlara göre hayat süren kesimlere hitap ettiğinin düşünülmesi de gelen eleştiriler arasında yer almaktadır.
- Katılım bankacılığının temelini oluşturan kar payı ile geleneksel bankacılığın uyguladığı faiz oranının birbirinden farksız olduğu eleştirisi de son zamanlarda sıkça yapılmaktadır. Özellikle faiz oranlarının ve kar paylarının birlikte seyretmesi eleştirileri destekler niteliktedir ve bunun sonucunda sisteme olan güven azalmaktadır.
- Geleneksel bankacılık uygulamalarından birisi olan kredi kartlarının katılım bankaları tarafından kullanılması ve türev ürünlerden kaynaklı işlemlerin tam olarak anlatılamaması da eleştirilerin bir kısmını oluşturmaktadır.
- Faizsiz finans sistemine yönelik algının iyi yönetilememesi ve sistemin kurumsal yapısının ve hukuki alt yapısının tam olarak oluşturulamaması sorunların ve eleştirilerin son kısmını oluşturmaktadır.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Katılım bankacılığı veya dünyada kullanılan adıyla faizsiz bankacılık/İslam bankacılığı özellikle dini nedenlerden dolayı tasarruflarını faizli sistemlerde değerlendirmek istemeyen sermaye sahiplerin taleplerine istinaden sosyo kültürel anlamda toplumsal birtakım ihtiyaçların karşılanmasını kolaylaştırmak için kurulan finansal kuruluşlardır. Faizsiz finans sistemleri; geleneksel bankacılığın ana amacı olan “faiz”‘i dışlayarak, faizsizlik ilkesi uyarınca faaliyet göstermektedir. Atıl şekilde kalan tasarrufların ekonomik sisteme kazandırılması ve bunun sonucunda ekonominin güçlendirilmesi de ana amaçtır. Faizsiz finans sistemleri bu yönüyle, geleneksel bankacılığı ikame değil, tamamlayıcı bir roldedir. Hem dünyada hem de Türkiye’de uzun süredir var olmasına rağmen yeni bir sistemdir denilebilir ve ne yazık ki potansiyel gücüne kavuşamamış durumdadır. Hızla büyüyen bir sektör olma özelliğine sahiptir. Finans sistemi içinde katılım bankalarının sektördeki payı %5-6 düzeylerindedir. Bu oranın daha da yükseklere çıkarılabilmesi için sorunlar çözülmelidir ve uzun bir yol aşılması gerekmektedir.
Potansiyel gücüne kavuşamamasının nedenlerinin başında gelen kar-zarar ortaklığının finansal işlemlerdeki payının yükseltilmesi gerekmektedir. Bunun için de öncelikle faizsiz finans sistemine olan algının iyi yönetilmesi ve sistemin işleyiş yapısının bütün kesimlere doğru ve anlaşılır bir şekilde aktarılması gerekmektedir. Küreselleşmenin ve dijitalleşmenin dozuna bağlı olarak meydana gelen konjonktürel gereksinimler katılım bankaları tarafından öğrenilip uygulamaya konulmalıdır. İslam dünyasında büyük bir boşluğu dolduran faizsiz finans sistemi; küresel finans ağındaki faaliyetlerini geliştirmek için öncelikle nitelikli ve kalifiye elemanlar yetiştirmelidir. Böylelikle hem yabancı yatırımcıları kendine çekebilir hem de tanıtım, pazarlama ve halkla ilişkiler kısmında yaşanan sorunları ortadan kaldırabilir. Tanıtım ve pazarlama alanlarındaki sorunlar için de önce medya araçlarının etkin kullanılması gerekir. Bu alandaki mevcut sorunlar yatırım yapma ve ortaklık kurma sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Tanıtım ve pazarlamanın eksik olması müşteri potansiyelinin düşük ve yetersiz seyretmesine neden olur. Müşteri potansiyelinin az olması da sermaye ve öz sermayenin yetersizliğine yol açar. Dolayısıyla da yapılan işlem miktarları sınırlıdır. Bankacılık bilgi ve teknolojik gelişmeler yakından takip edilmelidir. Odak; müşteri memnuniyeti olarak belirlenmeli ve bu yönde çeşitli çalışmalar yapılarak müşterilere uygun, kaliteli hizmet verilmelidir.
Özellikle ülkemiz açısından sorunlar doğru saptanıp çözüme kavuşturulduğunda; – diğer ülkelere göre geride olmasına rağmen- sektörün potansiyeli, finansal araçların çeşitliliği ve çağın gereksinimini karşılayacak şekilde dijitalleşerek büyüyebileceği apaçık ortadadır.
Öz
Finansal sistem içinde kısa bir geçmişe sahip olan “Katılım Bankaları“ dünyada ve ülkemizde küreselleşmenin ve dijitalleşmenin etkisiyle birlikte son yıllarda hızlı bir büyüme sürecine girmiştir. Faizsiz finans sistemi; atıl durumda olan tasarrufları/fonları reel ekonomiye kazandırmaktadır. Dolayısıyla sermaye kıtlığı yaşanan ülkelerde bu yolla kaynak sağlanmış olur. Katılım bankacılığı ismi Türkiye’ye özgüdür ancak referansları evrenseldir. Bu nedenle hem hitap ettiği kesim hem de müşterisi çok uluslu bir yapıya sahiptir. 2017 yılında Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) tarafından açıklanan verilere göre; dünya genelinde sistem varlıklarının %10 büyüme ile 2023 yılına kadar 3,8 trilyon ABD dolarına yükselme potansiyeline sahip olduğu öngörülmektedir.
Bu çalışmada; faizsiz finans sisteminin dünyadaki ve Türkiye’deki gelişimi ve mevcut durumu hakkında genel bilgiler verilmiştir. Sistemin sorunları ve eleştirileri saptanıp, önerilerle desteklenmiştir.
Anahtar Kelimeler:Katılım Bankacılığı, İslami Bankacılık, Faizsiz Finans Sistemi, Faizsiz Bankacılık.
Summary
Interest-free fin “Participation Banks”, which has a short history in the financial system, has entered a rapid growth process in recent years with the effect of globalization and digitalization in the world and in our country. ance system; it saves idle savings / funds to the real economy. Therefore, resources are provided in this way in countries with a capital shortage. Participation banking in Turkey, but the name is specific references are universal. For this reason, both its segment and its customer have a multinational structure. In 2017, the Participation Banks Association of Turkey (TKBB), according to data released by; It is seen that system assets worldwide have the potential to increase to USD 3.8 trillion by 2023 with 10% growth.
In this study; The development of the Islamic finance system in the world and in Turkey, and were given general information about the current situation. The problems and criticisms of the system were identified and supported by suggestions.
Ersin DAVULCU; Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim Dalı
E mail: [email protected]
Kaynaklar
ALBARAKA, “Katılım Bankacılığı Sistemi, Çalışma Esasları ve Uygulaması)”,(https://www.albaraka.com.tr/pdf/Katilim_Bankaciligi_Sistemi_Nedir_.pdf), (02.04.2020)
CANBAZ, Muhammet F.(2013), Katılım Bankacılığın Türk Bankacılık Sisteminde Yeri, Çalışma Şekli, Enstrümanları ve Performans Analizi, Kırklareli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,( Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi), Kırklareli.
ÇOBAN, Yasin (2016), Türkiye’de Katılım Bankacılığı ve Finans Sektöründeki Yeri, Marmara ÜniversitesiOrtadoğu Ve İslam Ülkeleri Araştırmaları Enstitüsü,( Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul.
DOĞAN, B. B, KAYA, M. ve NARÇİÇEK, N. (2017), “Dünya Bankacılık Sektöründe İslami Bankacılık Sisteminin Gelişimi, Çalışma Prensipleri ve Türkiye’de İslam Bankacılığı Üzerine Bir Analiz”, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi,S:5 (48), ss. 175-190.
HAZIROĞLU, Temel (2015), Katılım Ekonomisi ve Katılım Bankacılığı, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,( Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul.
KALAYCI, İrfan (2013), “Katılım Bankacılığı Mali Kesimde Nasıl Bir Seçenek”, Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi, S:19(9), ss. 52-74.
KAYA, Ömer (2010), Katılım Bankacılığının Gelişimi Ve Türk Bankacılık Sistemi İçerisindeki Etkinliğinin Araştırılması, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,( Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul.
KAYA, Raci (2013), Türk Bankacılık sisteminde Katılım Bankalarının Tercih Nedenleri ve Bir Araştırma, Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü,( Yayınlanmış Doktora Tezi), İstanbul.
KELLEROĞLU, Fatma (2017), Katılım Bankacılığı Sistemi ve Türkiye’de Katılım Bankacılığı, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,( Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi), Kahramanmaraş.
NAKİBOĞLU, Aslıhan ve LEVENT, Merve (2018), “İslami Finans ve Katılım Bankacılığı: Türkiye ve Dünyadaki Uygulamaları”, Turkish Studies,S: 13(7), ss. 175-186.
ÖZER, Kadir ve ŞEKEROĞLU, Sinan (2017), “Bankacılık Sektöründe Yükselen Değer: Katılım Bankacılığı”, Bankacılık ve Finansal Araştırmalar Dergisi,S: 2(4), ss. 15-25.
REUTERS, Thomson “İslamic Finanse Development Report)”, (https://islamicbankers.files.wordpress.com/2017/12/icd-thomson-reuters-islamic-finance-development-report-2017.pdf), (03.04.2020)
SARI, Emre S. Ve GÜNGÖR, Nevzat (2017), “Türkiye’de Katılım Bankacılığı Alanından Hazırlanmış Lisansüstü Çalışmalar: Bir Literatür İncelemesi”, Üçüncü Sektör Sosyal Ekonomi Dergisi,S: 53, ss. 1295-1312.
TKBB, “Katılım Bankaları 2018)”, (https://www.google.com/search?q=KATILIM+BANKALARI+2018&oq=KATILIM+BANKALARI+2018&aqs=chrome..69i57j0l7.279j0j8&sourceid=chrome&ie=UTF-8), (03.04.2020)
TUHAN, Ahmet (2014), Katılım Bankacılığı ve Türkiye Uygulamaları, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,( Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi), Bilecik.
TUHAN, Ahmet (2014), Katılım Bankacılığı ve Türkiye Uygulamaları, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,( Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi), Bilecik.