Genç; define, hazine, yiğit, cömert, kahraman, bahadır, alp, güçlü, yürekli, gözü pek, mert, feta, batur, alpagut, cesur gibi isim ve sıfatlarla tanımlanmaktadır. Gençlik, insan hayatının fiziki yönden en güçlü olduğu, atılımcı, hareketli dönemidir.
Gençlik dönemini UNESCO, 15-25, Birleşmiş Milletler ise 12-24 yaş arağında kabul etmektedir. Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2019 yılı itibarıyla 15-24 yaş grubundaki Türkiye genç nüfusu 12 milyon 955 bin 672 kişi olup bu da toplam nüfusun % 15,6’sına karşılık gelmektedir. Türkiye bu genç nüfusuyla Avrupa Birliği üyesi 20 ülkeyi geride bırakmaktadır.
Bütün devletler, geleceğini sağlıklı ve güvenli bir şekilde kurmak için gençlerinin eğitimine önem verir. Gençlik dönemi yaşı, sosyolojik ve psikolojik anlamda değişken bir yapıya sahiptir. Kişilik ve kimlik gençlik döneminde oluşmaya ve yerini bulmaya başlar. Genç insan; hayâlle gerçeği, romantizmle idealizmi birlikte yaşar. Gençlik; kendini ispat etme, haksızlığa karşı çıkma, adaletsizliği hoş görmeme, enerjik ve yaratıcı olma vasıflarını üzerinde taşır. Geleceğin ümidi ve güvencesi gençliktedir. Gençliğin bu dönemde olumlu örneklerle doğru yönlendirilmesi gerekmektedir. Gençliğin eğitimi, çağımızın açık toplum özelliğinden dolayı daha da önem arz etmektedir. Gençliği sağlam karakterli, milli konulara duyarlı, milli kültür donanımlı, bilimsel zihniyeti ve bilgiyi kendine rehber edinebilen özellikleler yetiştirmek devletlerin temel görevidir. Bir ülke için genç nüfusun varlığı, en büyük zenginliktir. Zira yaşlanan nüfus, ülkeleri endişelendirmekte ve yeni tedbirler almaya zorlamaktadır.
İnsanın gençlik dönemi; biyolojik, psikolojik, zihinsel ve sosyal bakımdan adım adım olgunlaşma yürüdüğü bir çağdır. Toplumlar; gençliği eğitmek, kontrol etmek ve yönlendirmek için yoğun bir gayret gösterirler.
Bu cümleden olarak Anayasa’nın Gençliğin Korunması başlıklı 58. Maddesi şöyledir: “Devlet, İstiklal ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müspet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.
Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.”
İlgili maddeye göre devlet, İstiklal ve Cumhuriyetini gençliğe emanet etmiştir. Gençlik müspet ilmin ışığında Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda yetiştirilecektir. Gençlik devletin bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetiştirilip geliştirilecektir.
Öte yandan devlet, gençliğin eğitilmesi konusundan Bakanlık kurarak kanunla çeşitli görevler yüklemiştir. Gençlik ve Spor Bakanlığının kurulması; 6.4.2011 tarihli ve 6223 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulu’nca 3.6.2011 tarihinde kararlaştırılmıştır. Amaç, Kapsam ve Görevler Görevler MADDE 2 (1) Gençlik ve Spor Bakanlığının görevleri şunlardır:
“a) Gençliğin kişisel ve sosyal gelişimini destekleyici politikaları tespit etmek, farklı genç gruplarının ihtiyaçlarını da dikkate alarak gençlerin kendi potansiyellerini gerçekleştirebilmelerine imkân sağlamak, karar alma ve uygulama süreçleri ile sosyal hayatın her alanına etkin katılımını sağlayıcı öneriler geliştirmek ve bu doğrultuda faaliyetler yürütmek, ilgili kuramların gençliği ilgilendiren hizmetlerinde koordinasyon ve işbirliğini sağlamak.”
Ancak bu amir hükümlere rağmen gençlikle ilgili yapılan çalışmaların yeterli olmadığı da açıktır. Maalesef günümüz gençliğinde dini duygular zayıflamakta, aile bağları güç kaybetmektedir. Z Kuşağı, internet çağında, sanal dünyanın içinde yaşamaktadır. Gençliğin ortalama altı saati internet başında geçmektedir. TÜİK verilerine göre genç nüfusta işsizlik oranı %24,6’dır. Oranın yüksekliği ülkenin geleceği olan gençliği karamsarlığa sürüklemektedir.
Bütün bu olumsuzluklara “Beşinci Kol” çalışmaları da eklenince vatan millet konusunda kaygısı olanların endişeleri artmaktadır. Gençlik, bütün zamanlarda “Beşinci Kol” faaliyetlerinin ilgi alanı olmuştur. Beşinci Kol, fiilî olarak ile ele geçirilemeyen bir kitleyi, devleti propaganda, casusluk, sabotaj ve terör yoluyla baskı altında tutarak müdahaleye uygun hale getirmek ve savaşı kazanmak için yapılan her türlü maddi-manevî yıkıcı ve bölücü çalışmalardır. Beşinci Kol, milli şuurla donatılmamış gençliği hedef kitle olarak seçer, eğitir, kendi milletine karşı kullanır. Beşinci Kol, yerli işbirlikçilerle beraber toplumun dinamik unsuru olan genç nüfusun ahlaki ve kültürel seviyesini düşürmek için medya ve diğer iletişim araçları ile menfi yönde yayınlar yaptırır. Gençleri uyuşturucu, alkol ve eğlence kültürüne alıştırır. 2. Dünya Savaşı sonrasında bu tür faaliyetler hızlarını artırmışlardır. Milletin kutsal değerlerini istismar ederek gençliği kendi kirli emellerine uygun hâle getirmek bu örgütlerin başlıca görevleridir.
Tehlike, bilinenin çok ötesinde ivme kazanmaktadır. 70’li yıllardaki olaylar ve 15 Temmuz 2016’daki darbe teşebbüsü, ihmal, basiretsizlik ve tedbirsizliğin bir neticesidir. Benzer felaketlerin yaşanmaması için popülist tedbirlere değil, Türk devlet geleneğine içinde ciddi ve kalıcı projelere ihtiyaç bulunmaktadır.
[i]“Gençliğim Eyvah” Tarık Buğra’nın “en önemli eserim” dediği romanının adıdır. Roman, 70’li yılların kirli bir hava gibi yayılan anarşinin otopsisidir. Boşa giden gençliklerin hikâyesi memleketin içine düşürüldüğü kaosla paralel bir şekilde ele alınmaktadır.