Kara Bahar Operasyonu başladı  

GOKAP projesinin açık hedefi ise, İsrail’in güvenliği çerçevesinde İran’dı. İran’ın rejimi, bölgede artan nüfuzu vs düşünüldüğünde İran’ı tehdit ve hedef gösterdiğinizde dünya genelinde bir destek koalisyonu bulmak da kolaydı. Kullanışlı bir hedef ve tehditti. ABD 2001’de Afganistan’ı işgal ettiğinde aslında İran’ı doğudan çevirme hamlesi yapıyordu yani aklında İran vardı. 2003’te Irak’ı işgal ettiğinde aklında yine İran vardı. İran’ın batıdan çevirmeyi, İran’ın Irak-Suriye üzerinden Lübnan ve Doğu Akdeniz’e ulaşmasını engellemeyi hedefliyordu. ABD/Batı’nın niyetini çözen İran ise kendisine yönelik saldırıyı ileride (Lüban, Suriye, Irak, Yemen)  karşılamayı seçmiş bunda da başarılı olmuştu.

*****

Cahit Armağan DİLEK

Küresel güçler kendi çıkarlarına uygun bir dünya düzeni yaratmak ve hazırladıkları senaryoyu hayata geçirebilmek için önce bir tehdit yaratmak sonra da o tehdidi bertaraf etmek üzere yerelden küresel ölçeğe değişen ortaklıklar ve ittifaklar teşkil ettiler.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan iki kutuplu dünya düzeninin galibi ABD liderliğindeki Batı bloğu yani NATO oldu. Varşova Paktı’nın ve Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra ABD/NATO’nun yeni tehdit algılamasında terör liste başına konuldu.

Bununla birlikte terörizm artık ülkelerin bir dış politika aracıydı. Nitekim 11 Eylül saldırıları ABD’nin Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesinin (GOKAP) sahada fiilen uygulamaya geçirilmesinin başlangıcı oldu.

11 Eylül saldırısı sorasında ABD Afganistan’ı işgal ederken aslında GOKAP projesinin en doğudaki ucuna müdahale etmiş oluyordu. 2011’de başlayan Arap baharı hareketiyle de en batı ucundan fitili ateşlenmişti.

Doğudan ve batıdan GOKAP sahasının ortasına doğru gittikçe artan şekilde terör ve çatışma ortamı yaratıldı. Bu projenin nihai hedefinde aslında iki ülke vardı: İran ve Türkiye.

Proje öyle dizayn edilmişti ki Türkiye proje sahipleriyle birlikte hareket etmesine rağmen bütün bu olup bitenlerden en çok etkilenen ve dönüştürülen ülke oldu. Çünkü 1980’lerin başından bu yana zaten PKK terör örgütü Türkiye’nin başına bela edilmişti. 1990’daki Birinci Körfez krizinde de yine en çok etkilenen ülke olmuştu. Yani Türkiye 11 Eylül’den çok önce aslında GOKAP projesinin örtülü hedefiydi.

GOKAP projesinin açık hedefi ise, İsrail’in güvenliği çerçevesinde İran’dı. İran’ın rejimi, bölgede artan nüfuzu vs düşünüldüğünde İran’ı tehdit ve hedef gösterdiğinizde dünya genelinde bir destek koalisyonu bulmak da kolaydı. Kullanışlı bir hedef ve tehditti.

ABD 2001’de Afganistan’ı işgal ettiğinde aslında İran’ı doğudan çevirme hamlesi yapıyordu yani aklında İran vardı. 2003’te Irak’ı işgal ettiğinde aklında yine İran vardı. İran’ın batıdan çevirmeyi, İran’ın Irak-Suriye üzerinden Lübnan ve Doğu Akdeniz’e ulaşmasını engellemeyi hedefliyordu.

ABD/Batı’nın niyetini çözen İran ise kendisine yönelik saldırıyı ileride (Lüban, Suriye, Irak, Yemen)  karşılamayı seçmiş bunda da başarılı olmuştu.

ABD’nin müttefik Suudi Arabistan’ı güneyden çevirmek üzere Yemen’de de nüfuzunu artırıp kendine müzahir bir yönetim oluşturmak üzere silahlı grupları desteklemişti.

ABD İran’ın Irak, Yemen ve Suriye’de nüfuzunun artmasını daha önce engelleyebilir miydi ayrıca incelemek gerekir ancak İran’ın bu şekilde bölgede dağılması ABD’nin bölgede daha uzun süre ve daha büyük askeri güç bulundurmasına bahane oluşturduğunu görmek lazım.

Bunun yanında ABD nükleer proje ve teröre destek verme bahanesiyle İran’a uzun süredir uyguladığı siyasi-askeri-ekonomik ambargo ve yaptırımlarla içeride İran rejiminin uzun soluklu bir zayıflatma stratejisine maruz bıraktı.

İşte IŞİD’in Irak ve Suriye’de sözde hilafet topraklarının tamamen kurtulmasına rağmen ABD’nin Suriye doğusunda Irak sınırı boyunca ateş gücü yüksek askeri güç bulundurmasının ana hedefi Suriye’deki İran askeri varlığını etkisiz hale getirmek, İran’ın karadan Şam ile irtibatını kesmektedir.

Irak’ta Ekim ayı başından buyana yaşanan şiddet olaylarında halkın haklı talepleri bulunmasına rağmen ülke geneline yayılıp hükümeti düşürecek boyuta gelmesinin arkasında ABD/İsrail tahriki olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Tam da bu süreçte İran’da da benzine yapılan zam gerekçesiyle yeni bir şiddet dalgasının ülke geneline yayılmakta olduğu görülüyor.

Hal böyle olunca 10 Nisan’da bu köşede anlattığımız yazdığımız ABD’nin Kara Bahar Operasyonu mu başladı sorusu aklıma geldi. Hatırlanacağı üzere Rusya’nın Bağdat Büyükelçisi Maksimov ABD’nin CIA eliyle Irak’ta Kara Bahar adı altında yeni bir operasyon uygulamaya hazırlandığını iddia etmişti.

ABD’nin 2014 yılında uygulamaya koyduğu Arı Kovanı operasyonu sonrasında, Irak’ı yeniden kaotik bir ortama sürükleyecek, iç çatışma ortamı sağlayacak, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun Irak’taki faaliyetlerini engelleyecek, Irak’ı parçalanmanın eşiğine getirecek ve en az 30 yıl sürmesini planladığı Kara Bahar adı altında bir operasyon uygulanacaktı.

Irak ve İran’da saman alevi aniden başlayan ve yaygınlaşan gösteri ve çatışmalar, hükümet aleyhi artan halk tepkisi, İsrail’in Suriye ve Irak’ta İran hedeflerini sürekli vuruyor olması, ABD’nin Irak’taki askeri varlığını artırması, Irak-Suriye sınırın her iki tarafında zırhlı askeri güçler konuşlandırması Kara Bahar Operasyonunun başladığını gösteriyor olabilir.

ABD’nin, Suriye kuzey-doğusunda ise güvenli bölge tesisi gerekçesiyle Almanya liderliğinde 30 bine varacak bir NATO gücünü konuşlandırmaya hazırlanması Irak ve Suriye üzerinden İran’a karşı yeni yeni ittifak ve operasyonun bir diğer emaresi.

Terörle Küresel Savaş ve Arap Baharı GOKAP alanını kan gölüne çevirmişti ama Şii-Sünni savaşı çıkaramamıştı. İşte şimdi bunu Kara Bahar Operasyonu ile deneyecekler.

Türkiye gelişmelerden en çok zarar gören ülke olmaya ve ABD/Batı ile birlikte hareket etmeye devam ediyor. Kara Bahar Operasyonu bunu daha da artıracak.

———————————————

Kaynak:

https://21yyte.org/tr/merkezler/islevsel-arastirma-merkezleri/milli-guvenlik-ve-dis-politika-arastirmalari-merkezi/kara-bahar-operasyonunu-basladi

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen