Türkler Dijital Devrimi Nasıl Yapabilir?
Cahit GÜNAYDIN
Türk milliyetçiliğinin entelektüel birikimini ve üretimini nasıl buluyorsunuz? Sorusuna Prof.Dr. Ümit Özdağ ın Cumhuriyet Gazetesinde verdiği yanıt ile başlayalım , bugün ki yazımıza. “Türk milliyetçiliğinin entelektüel birikimi yüksektir. Birikim yüksek olmakla beraber içinde bulunduğumuz süreçte fikri üretimin olması gereken noktanın çok gerisinde ve örgütsüz olduğunu düşünüyorum. Türk milliyetçiliği düşünsel heyecanını kaybetmiş görünüyor. Oysa geleceği doğru öngören bir fikrin aynı zamanda geleceği inşa edecek projeleri aydınları olduğu gibi kitleleri de heyecanlandıracak şekilde ortaya koyması lazımdır.” Aşağıdaki linkde röportajın tamamını okuyabilirsiniz.
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/milliyetcilik-nereye-2-milliyetci-hareketin-siyasal-kronolojisi-1766564
Bahadır Dinçaslanın TAMGA TÜRK de yayınlanan NE GEREĞİ VAR GÜLÜŞÜ yazısı ile soruya yanıtını okuyalım şimdi “İnternetçi arkadaş” hitabı ve buna hakkıyla bozulan Taylan Yıldız’ın “ben internetçi arkadaş değilim, herkes kendine gelsin” tepkisinden sonra AKP sıralarında gerinmeler, gülüşmeler… “Stanford’da doktorası varmış, peh… Benim üç tarikatte yeğenim, iki bakanlıkta dayım var” gülüşüdür. Mesele Stanford’da doktora sahibi olmak da değil, hiçbir resmi eğitimi de olmayabilirdi, ancak eğitim aldığı, meslekte tecrübe kazandığı ve seçmeninin gündeminde gördüğü konu hakkında talepte bulunan adama, mesleği siyasetçi olanın tepkisini izlemiş olduk. ” Yazının tamamını okumak için linki ekleyelim.
https://www.tamgaturk.com/yazi/ne-geregi-var-gulusu-16965.html
ATTİLLA YEŞİLADA’nın TÜRKİYE de SESSİZ BİR İNTERNET DEVRİMİ YAŞANIYOR adlı yazısından İNTERNETÇİ ARKADAŞLARIN-DİJİTAL YERLİ KUŞAK- sosyoekonomik analizinden bir alıntı yapalım. “TUIK’nin “Hanehalkı Bilişim Teknolojileri (BT) Kullanım Araştırması, 2020”nı kullanarak, vatandaşın Internet’le yaşadığı aşkı tanımlayalım size:
İnternet kullanan bireylerin oranı %79,0 oldu
Evden İnternete erişim imkânı %90,7’ye ulaştı
E-devlet hizmetlerini kullanma oranı %51,5 olarak gerçekleşti.
İnternet üzerinden ürün siparişi verme ya da satın alma oranı %36,5 oldu.
Diyebilirsiniz ki, “ne yani, halk Internet’i sevgili bulmak, dizi seyretmek ya da hazır gıda ısmarlamak için kullanıyor”. Bu ancak kısmen doğru. Üstelik böyle olsa da farketmez. Bir teknolojiyi öğrenmekle kariyer ve hayat kalitesini yükseltmek için doğru kullanma arasında muhakkak zaman aralığı vardır. Bir anlamda Internet’e erişim okuma-yazma öğrenmek, İnternetten maddi veya beşeri anlamda verim elde etmek ise, kitap okumaktır.” Yazının tamamı için link;
https://www.paraanaliz.com/2020/teknoloji/fos-yazdi-turkiyede-sessiz-bir-internet-devrimi-yasaniyor-50758/
Dünya Bankası Baş Ekonomisti Carmen Reinhart, pandemi sürecinden sonra küresel ekonominin toparlanmasının 5 yıl alabileceğine dair öngörüsünü paylaştı. Çetin Ünsalan diyor ki “Eğer pandemi bugün sonuçlansa ve öngörüye uygun olarak dünya ekonomisi 5 yıl sonra gerçekten toparlansa bu ve buna benzer bir planlı ekonomi uygulamazsak, finansmandan üretime, insan kaynağından dış ticarete hukuk ve adaleti esas almazsak; üzgünüm ki yarının ekonomisinde bugünkü yüzde 1’i bulmayan ağırlığımızı bile arayabiliriz.Şimdi kendi kendinize sorun. Fikrin gelişime uygun bir biçimde özgür olduğu, kimsenin patronculuk oynamadığı, çalışanların mesai doldurmaktan öte kaygılarının olduğu, ortak akıl öne çıktığı bir ortamda mıyız? ” Yazının tamamı için link aşağıdadır.
https://www.paraanaliz.com/2020/ekonomi/cetin-unsalan-yazdi-en-kritik-5-yil-51392/
Postcovid19economy yani kovid19 sonrası ekonomiyi dijital yerliler yaratıyor, ali baba , amazon, değeri 1 000 000 000 000 doları aştı. Dijital göçmenler e-ticaretten, sana fuarlara, uyum sağlamaya çalışıyorlar. Dünya hızla dijitalleşiyor. Türkiye Cumhuriyeti ‘de sanayici ve işadamları Türkiyenin sanayi devrimi ve dijital yol haritasına göre önümüzdeki 5 yıl içinde yeniden yapılanmaya başlamaz ise ne şirketleri ne de villaları kalacak ellerinde.Türkiyenin Sanayi Devrimi DİGİTAL TÜRKİYE yol haritasını aşağıdaki linkde TOBB üyesi 1 500 000 kobi mizin indirip, satır , satır okumasını öneriyorum.
https://www.gmka.gov.tr/dokumanlar/yayinlar/2023_Dijital-Turkiye-Yol-Haritasi.pdf
Türkiye’de gençlik dünyanın farkında. Gençlik dislike dedi tüm siyasetçilere. Dijital Gençlik in oy oranı %51 aştı. Dijital devrim sessizce gerçekleşiyor, farkında değilseniz zaten sizin için GAME OVER. Akıllı tarımdan, akıllı fabrikalara, akıllı kentlerden akıllı topluma giderken dünya; biz tarikat tesbihi mi? Stanford üniversite diploması ile dijital devrim yapılır diye başlık atmak zorunda kalıyoruz bir yazıya. Son 5 yıl. Dünyanın dijitalleşmiş ülkelerine yetişmek için, 5.4.3.2.1…
Medyamızda 3 tane vaha kaldı bilim ve sanatın yeşerdiği. Sosyal Medya ise okyanus. Gooogle,mooooogle algoritmaları ile doğru kaynaklara ulaşamazsınız. Okyanus da deniz feneri gibi; kırmızılar digital think tank (sanal düşünce ağı ) bugün yaşadığımız zor günlere umut ışığı veriyor. Covid19 milattır. Şerden hayır doğacaktır. Hiçbir şey aynı kalmaz artık. Tarih Bilincine sahip olmadan gelecek şekillendirilemez. Türkler özüne düşüp, düşündüğünde bu zor dönemden de bir çıkış yolu bulacaktır. “Hayat da en hakiki mürşit BİLİMDİR” sözünü unutmasa… Türk dili ve tarihi ile ilgilenen herhangi biri belli başlı bilimsel makalelere sosyal medyada kolayca ulaşabileceği gibi Türkoloji konusunda belli başlı yayınlanmış tüm kitaplardan istediğini de kolayca satın alabilir. Bilgiye ulaşmak kolay.
Dezenformasyon ve sistematik negatif Türk dili ve tarihi konusunda yapılan propagandalara -virüslere- karşı antivirüsler ise Turk digital tanks (sanal düşünce ağlarıdır) . Kolektif bilinçdışı kavramlar atasözlerinden, destanlara, halılardaki tamgalardan, türkülere kodlanmıştır. Gönül gözünüz açıksa bu kodları anlamanız ve sözlerinize yansıtmanız olasıdır, Âşık Veysel gibi.
Tıva atasözleri, bireylerin içinde yaşadıkları toplumla uyum içerisinde yaşaması gerektiğine özel bir vurgu yapmıştır. Birey ve toplum hayatına zarar veren düşünce, tutum ve davranışları keskin bir şekilde eleştiren atasözleri, birey ve toplum hayatının yukarıda anılan temel kavramlar esasında sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi adına, edebi bir üslupla hatırlatmalarda bulunmuştur. Referans link1;
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/155358
İki dagnıñ arazı çook-daa bolza, deeşpes
İki kijiniñ arazı ırak-daa bolza, körjür.
İki dağın arası yakın da olsa birbirine kavuşmaz, İki insanın arası uzak da olsa görüşür. (Dağ dağa kavuşmaz, İnsan insana kavuşur.)
Ajıldan desken türegge düjer
Biligden desken çazıgga düjer
(İşten kaçan sefalete düşer
Bilgiden kaçan hataya düşer)
Bilme isteği ve özellikle de “gelecekte ne olacağını bilme” insanlığın her zaman ilgisini çekmiş bir konudur. Türk boylarının anlatma geleneği içinde önemli bir yer tutan ve daha çok bir “motif” olarak kullanılan bu unsura, Tıva Türk destanlarında da rastlamaktayız. Referans link2;
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/406616
Bahaeddin Ögel ise Tuva Türklerindeki Ya-bıla kanmadı ifadesinin yay ile fala baktı, yağmur yağdırdı manasına geldiğini belirttikten sonra Eski Çağatay edebiyatındaki ilm-i yay’ın, yaya bakmak ve yağmur yağdırmak anlamına geldiğini söylemektedir.17 Türkler arasında falcılık esnasında kullanılan bir diğer nesne de taştır. Türkler’deki taş kültüyle ilgili çok önemli bir eseri bulunan Prof. Dr. Hikmet Tanyu, “Türklerde Taşla İlgili İnançlar” adlı eserinde yada taşı adı verilen taşın kamlık nesnesi olarak kullanıldığını belirtmiştir.
Oğuz Kağan Destanı’nın Uygur harfli nüshasında Oğuz Kağan’ın nazırı Uluğ Türük bir gün rüyasında bir altın yay ve üç gümüş ok görür. Bu altın yayın gün doğusundan gün batısına, üç gümüş okun kuzeye doğru gittiğini görür ve Oğuz Kağan’a rüyasında gördüklerini, Tanrı’nın tüm dünyayı kendisine bağışlayacağı şeklinde yorumlar.
Analitik psikoloji alanında yaptığı önemli çalışmalar ile tanınan Carl Gustav Jung, geliştirdiği kolektif bilinçdışı ve arketip yaklaşımları ile rüyalardan mitolojiye kadar pek çok alanda yer alan evrensel sembollerin mantığına ışık tutmuştur. Analitik psikoloji yaklaşımına göre insanlar, değişik coğrafyalarda yaşasalar da farklı kültürlere mensup olsa da ruhunda ve benliğinde var olan ortak bir gücün etkisiyle benzer değerler yaratma eğilimindedir. Benzer değerleri oluşturma sürecinde, etkili olan bu güç, doğumdan itibaren her insanda var olduğu düşünülen bir yapıdır ve Jung tarafından “kolektif bilinçdışı” olarak adlandırılmıştır. Kolektif bilinçdışı anlayışına göre her insan dünyaya birtakım bilgilerle donanmış olarak gelir. Bu bilgiler her insanda aynıdır ve kolektif bir sistem oluşturmaktadır. Referans link3;
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/157195
#tuva2040 BİLİM KURGU ÖYKÜLER-
Tuvalı kam yayını, ilk kam AN ARGIL ın zamanına kadar gererek, ondan yada taşını aldı geldi, bugüne bir anda.
Yada taşını Yenisey kenarında yüz milyar parçaya böldü, attı yeniseyin sularına.
İki dagnıñ arazı çook-daa bolza, deeşpes
An argıl ve gönül gözü açık kijiniñ arazı ırak-daa bolza, körjür.
Sanal âlemde Ne kadar bilimsel makale varsa okudu Uluğ Türük, yeniseyi içti, bitirdi, bir tek boynuzlu at yarattı, Yada taşından ne goooooogleeeee kaldı başa güreşecek ne de faaaaaceeebok.
2040 yılında tuvadaki zirvede Uluğ Türük 9g unicorn lansmanında dedi ki .
Ajıldan desken türegge düjer
Biligden desken çazıgga düjer