Türk oğlu Türk’üz hazımız Türkçe
Özümüz, sözümüz, sazımız Türkçe
Hakk’a niyazımız, nazımız Türkçe
Türkçe okuyalım, Türkçe yazalım.
Şair Kâmil Sayın*
Bir milleti ortak duygu ve düşünceler etrafında toplayan, birleştiren temel milli unsur dildir. Dil, bir milletin kimliğidir. Milletler kültürlerini dil sayesinde yaşatarak gelecek nesillere aktarırlar. Bir milletin kimliği dilinde gizlidir. Milleti meydana getiren insanlar, aynı dili konuşarak anlaşırlar, ortak kültürlerini bu dille ifade ederler. Sözlü ve yazılı edebiyat ürünleri ortak dille meydana gelir. Kültür, bir milletin aynasıdır.
Bir milletin yazarları, şairleri, düşünürleri, ozanları ana dillerini kullanarak verdikleri edebi ürünlerle kendi milletlerinin kültürlerine katkı sağlarlar. Her edebi eser, milli kültürün taşıyıcısıdır. Edebiyatçılar, içinde yaşadıkları toplumun her hâlini eserlerine yansıtarak geçmişten geleceğe ışık tutarlar, milli birlik ve beraberliğin pekişmesine vesile olurlar.
Edebiyat, toplumsal yapıyı oluşturan kültür ögelerinden biridir. Hem toplumdan etkilenir, hem de toplumu etkiler. Sosyal yapının gelişmesine katkıda bulunur. Toplumu oluşturan kültürel değerler, gelecek kuşaklara edebiyat aracılığıyla aktarılır. Böylece kültürel boşluğun yaşanmamasında ve toplumsal bilincin canlı tutulmasında edebiyatın payı büyüktür. Edebiyat-yerel kültür yakınlığı, edebiyatta millî kültürün oluşmasında, dolayısıyla toplum yapılanmasında ilk basamak olarak görülebilir.
Sözü, buradan Belçika’da yaşayan Türklerin kültürel durumuna getirmek istiyorum. 1960 yılından itibaren yoğun olarak yaşanan Belçika’ya göç olgusu, günümüzde nerdeyse durma noktasına gelmiştir. Bugün Belçika’da yaşayan 150 bin civarındaki Türk’ün pek çoğu çifte vatandaşlık hakkına sahiptir. Yapılan araştırmalara göre, bu Türk varlığının yüzde 50 kadarı Belçika doğumlu olup 25 yaşın altındaki gençlerden oluşmaktadır. Bu durum, Belçika’da yaşayan Türk sanatçılarının görev ve sorumluluğunu daha da artırmaktadır.
Şairleri, ozanları, tiyatrocuları, gazetecileri, yazarları, ressamları, ses sanatçılarıyla Belçika’da Türk edebiyatı, Türk güzel sanatları canlı bir biçimde varlığını sürdürmektedir. Belçika’daki Türk sanatçıları duru Türkçe’nin görkemli sesini Avrupa’nın ortasından bütün dünyaya haykırmaktadır. Türk sanatçılar sadece kendi soydaşları için değil, Belçika’da yaşayan bütün insanlara Türk’ün kültürel değerlerini eserlerinde icra ederek dünya barışına da katkı sağlamaktadırlar. Kültürler arası etkileşim sayesinde toplumlar birbirini daha iyi tanıma imkânı bulmaktadır. A. Hamdi Tanpınar ; ‘’Bir edebiyat “milli” olduğu nispette, “milletlerarası” değere sahip olur.’’ sözünün doğruluğu bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
Belçika Türkleri üzerine onlarca bilimsel araştırma yapılmıştır. Bilimsel ölçütler içerisinde yapılan bu araştırmalardan çıkardığımız sonuç; Belçikalı Türk, varlığını kültürel değerlerine sahip çıkarak sürdürmektedir. Ancak elli yıllık bu dönemde her şey tozpembe de değildir. Yukarıda verdiğimiz nüfus yapısı dikkate alındığında durumun vahameti kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. İşte burada Belçika’da yaşayan Türk sanat camiasına büyük görevler düşmektedir. Bu ülkede yaşayan edebiyatçılarımız elbette kişisel anlamda çok güzel, çok başarılı etkinliklere imza atmaktadırlar. Belçika gezimizde de sanatçı dostlarımıza söylediğim gibi, kurumsal kimlik kazanmak ve bu kimlikle kamuoyunun önüne çıkarak etkinlikler düzenlemek daha anlamlı olacaktır.
Belçika’da yaşayan Türk Edebiyatı camiası, geçmişin zenginliğine yeni değerler katarak Avrupa’nın ortasındaki Türk varlığını inşa etmektedir. Belçika’da yaşayan yazar ve şairler özgür iradeyle ve dayanışma ruhu içinde, herhangi bir maddi karşılık beklemeksizin eserler vermekte, kültürel etkinlikler düzenlemektedirler. Belçika toplumunun da ilgiyle izlediği bu tür çalışmalar takdirle karşılanmaktadır. Belçika’nın kültür işleriyle sorumlu devlet yetkilileri tarafından manevi destek görmektedir. Böylece Belçika ve Türk toplumlarının birbirini daha yakından tanıma imkânı doğmaktadır. Belçika halkının, Türklerin edebiyat eserleri verdiğini, büyük bir medeniyetin temsilcileri olduğunu ve dünya barışına katkı sağladıklarını öğrenmeleri gösterilmektedir.
Göçmenlikten geçici işçiliğe, bu statüden kalıcı işçiliğe, oradan çifte vatandaşlığa, milletvekilliğine, belediye başkanlığına, devlet bürokrasisine, işadamlığı kadar uzanan 60 yıllık macera ‘’Belçikalı Türk’’ noktasına gelip dayanmıştır. Belçika Türk toplumu, kendini sürekli yenileyerek büyük başarılara ulaşmıştır. Bununla birlikte kültür ve sanatta da varlığını duyurmuştur. İş hayatının yanı sıra kültür ve sanatın her alanında ‘’Belçikalı Türk’’ vardır.
Millet, diliyle yaşar, diliyle süreklilik kazanır. Aslında anadil, anavatandır. Artık ‘’Belçikalı Türk’’ kimliğiyle de tanımlanan bu toplum, Türk olma vasfını anadil ve milli kültür üzerinden yürütmektedir. Belçika’daki Türk yazarları anadillerini anavatan bilerek yazmaktalar, eserler vermektedirler.
Belçika’da yaşayan ediplerimiz, verdikleri eserlerde Türk milli kültürünü okuyucularına ve özellikle gençlerimize izah ve ifade etmektedirler.
*Belçika-Brüksel’de ikamet eden Şair Kâmil Sayın, sazıyla sözüyle program ve etkinlikleriyle Türkçe ve Türk kültürü üzerine kalıcı çalışmalar yapmaktadır.