1936 yılında Kastamonu’nun Araç kazasında dünyaya gözlerini açan Erol Sayan, henüz dört yaşındayken akordeon yedi yaşındayken ağız mızıkası çalmayı öğrendi…
İlkokulu bitirinceye kadar ağız mızıkası ile okul marşları çalan Erol Sayan’ın hayatı evlerine radyo alınınca bir anda değişti. Annesinin kendisine hediye ettiği teneke kavalla; radyodan dinlediği klasik ve senfonik türdeki şarkıları çalmaya başlayan Erol Sayan on üç yaşına geldiğinde bini aşkın şarkı sözünün bulunduğu bir deftere sahipti..
1955 yılında Ankara Musiki Sevenler Cemiyeti’ne üye olan Erol Sayan, cemiyete ilk girdiği gün sultanıyegah fasılda kaval ile ara taksimleri yaptı ve 1956 yılında ailesinden pek çok kişinin karşı çıkmasına rağmen 125 liraya ilk tanburunu satın aldı…
İlk bestesini bu 125 liralık tanburu eşliğinde yapan Erol Sayan; Endüstri Meslek Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1961 yılında Ankara Radyosu’nun açtığı sınavı kazanarak repertuar şefliğine atandı. 1964 yılına kadar Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu öğrencilerine teorik musiki dersleri verdi ve temel bilgiler yanında koro çalışmalarını da devam ettirdi.
Türkiye’nin ikinci üniversite korosunu ODTÜ ’de 1967 yılında kurdu. Bu yıllarda, Milli musikimizin ses sistemi, makamların oluşmasında kullanılan elemanlarla, makam ve formların anlatımı, vuruşlarda disiplin ve perde adlarının kolay anlaşılır hale getirilmesi ve usul şifresi çalışmalarına ağırlık verdi.
“Aylardır Gül Yüzünü Göremez Oldum Senin, Unutulmaz, Hatıra, Güle Sorma O Bilmez, Bana Bir Aşk Masalından, Yoksun Diye Bahçemde, Bir Dünya Yarattım, Dertli” gibi milyonların diline marş olmuş; pek çok insanın anılarında yer etmiş 156’sı TRT repertuvarında olmak üzere, değişik form ve makamlarda 310 civarında eserin sahibi olan Erol Sayan, yakın müzik tarihine damga vuran pek çok soliste de hocalık yaptı.
1985 yılında TRT’nin düzenlemiş olduğu beste yarışmasında “Ömrümüzün Baharı Birlikte Geçsin” adlı eseri ile birincilik kazanan büyük bestekâr İTÜ Türk Musikısi Devlet Konservatuarı’nda repertuar, bu göreve paralel olarak da ODTÜ’de Türk musıkisi dersleri verdi.
Bazı eserleri
Acı nedir anlardın
Açılır gonca gül yâr
Aylardır gül yüzünü göremez oldum senin
Bağ gölgelenir güller açar bülbül öterken
Bana bir aşk masalından şarkılar söyle
Ben çölde kalmış bir aşkzedeyim
Bir dünya yarattım yalnız ikimiz için – Güfte: Taner Şener
Cümle şarkılar yarım
Dertli ne ağlayıp gezersin burada – Güfte: Yunus Emre
Etti eser aşk cânıma
Geçsin günler haftalar aylar mevsimler yıllar – Güfte: Enis Behiç Koryürek
Gül yüzünde güller solsa ağlarım
Güle sorma o bilmez aşkı sevdayı neş’eyi
Güllerin rengine bir bak değme bülbül ağlasın
Hep ağlattı beni kaderim
Her hâlinle her şeyinle güzelsin
Işıl ışıl gözlerinde
İstanbul’u artık hiç sevmiyorum
Kadehinde zehir olsa
Kalbe dolan o ilk bakış
Kordonboyu seyrine düştü
Ömrümüzün baharı birlikte geçsin
Seni ne çok sevdiğimi söylesem de bilemezsin
Sevgilim desen bana
Şu gönlümü yaralayan
Yâre bir baksın ne mümkün gözde sevda olmasın
Yine yakmış yâr mektubun ucunu
Yoksun diye bahçemde çiçekler açmıyor bak – Güfte: Mehmet Gökkaya
Zannetme melek sâde gülüp neşe verensin – Güfte: Hasan Sami Bolak
Gecenin tadı yok farkında mısın? – Güfte: Nurettin Özdemir
Hep sen geleceksin diyerek – Güfte: Erol Sayan
Kalbe dolan o ilk bakış – Güfte: Mehmet Gökkaya
Sevgilim desen bana – Güfte: Erol Sayan
Yoksun diye bahçemde çiçekler açmıyor bak – Güfte: Yılmaz Topuz
Ben sana mecburum bilemezsin – Güfte: Attilâ İlhan
Sevmeyi çok denedim senin gibi olmadı – Güfte : Onur Akay