Rıfat GÜNDAY
AZERBAYCAN, Coğrafi olarak Kafkasya’nın Güney doğusunda , Hazar Denizinin batısında yer alır. Osmanlı Döneminde Maverayı Kafkasya olarak adlandırılmış , Türk Dünyasının kapısı da denmiştir.Azerbaycan’da İlk Türk yerleşimi 5.Yüzyıldan olarak bilinmektedir.Azerbaycan; Selçuklular Döneminden itibaren; Türk Devletleri(Kirman Selçukluları ) veya hanlıklar tarafından idare edilmiş, bir dönem de bazı bölgeleri İran tarafından yönetilmiştir.Azerbaycan’ın işgal sayılabilecek yılları ise Çarlık Rusya’sının Kafkasya’nın Güneyine sarkmasıyla başlamıştır.Çarlık Rusya’sının ilk Kafkasya hareketi Çar1.Petro zamanında olmuşsa da başarısızlıkla sonuçlanmış fakat ..” sıcak denizlere inmek..” istilacı fikri Çarlık Rusya’sında sabit kalmıştır.Bakü’nün ilk Rus işgali 26 Temmuz 1723’de gerçekleşti. Osmanlı işgali engel olmaya çabaladı ancak İstanbul Antlaşması(12 Temmuz 1724) ile Hazar Denizinin Batı Kıyıları Rusya’ya geçti.Daha sonraları Çarlık Rusya’sı İran Azerbaycan’ında bir kısım toprak kazanarak (1728) Hazar Denizi Ticaret yoluna hakim oldu. Derbend, Kuba, Lenkeran, Şeki, Revan, Şirvan (Bakü), Karabağ, Gence, İrevan ve Nahçıvan’da Azerbaycanlı Türk hanlıkları 1828’e kadar devam etmekle birlikte : Rus-İran ve Osmanlı ilişkilerinde anlaşmazlık konusu oldu , bir kısmını Ruslar kendilerine bağladılar (1813). Rusların Güneye yayılmak stratejilerinin temel dayanağı ; Osmanlı Devleti’ndeki Ortodoks olan Rum –Ermeni ve Slav halklarıyla da bu politika üzerinden yeni oluşumları hazırlamak olmuştur.
KAFKAS’LARIN İŞGALİ
Çarlık Rusya’sının yayılmacı temelli Ortadoks ve/veya Slav birliği stratejilerinin etkileri Osmanlı Topraklarının batı sınırlarında da ortaya çıkmış ; İngiliz ,Fransız ve Çarlık Rusya ittifakı neticesinde Yunan ayaklanması teşvikle Mora’da başlayarak Yunanistan bağımsızlığını elde etmişti.(1830).Öncesinde ittifak donamasının Osmanlı donanmasını Navarin’de yakması (20 Ekim 1827) ile aynı dönemde Osmanlı-Rus savaşı (1826-1828) TÜRKMENÇAY Antlaşmasıyla sona ermişti.Sürekli Karadeniz kıyıları , Kafkasya ve Hazar bölgesinde yayılmacı bir istila stratejisini ısrarla sürdüren Çarlık Rusya’sı İran’dan kazandığı NAHCİVAN ve YEREVAN(ERİVAN) Hanlıklarının topraklarını alarak/zapt ederek Ermenistan Kontluğunu kurdu(Armyanskaya Oblastı)(1828) Çarlık Rusya’sı kendi lehlerine Nüfus dengesi için de İran civarında yaşayan çok sayıda Ermeni gruplarını bu yeni vilayete göç ettirdiler.ERİVAN Kont’u ünvanı verilen Kafkas ordu komutanı General ve Mareşal F.Paskeviç Osmanlı-Rus savaşının Doğu kısmında Poti’den başlayarak Erzurum’ kadar bu işgali ilerletti.Osmanlı’da Yeniçeri ocağını henüz kaldıran 2.Mahmud(1826), ordularımızın eğitimsiz/talimsiz oluşundan istifade eden Rus orduları Batıdan Tuna’yı aşarak Rumeli’ye saldıran diğer Rus kolu’da Edirne’yi işgal etti.Doğudan ve Batıdan yapılan bu Rus saldırılarını durduramayan Osmanlı Devleti çaresizce Rusya’ ile İmzalanan Edirne antlaşması(1829) ile de : Doğuda Anapa (K.Kafkasya-Karadeniz kıyısında) Poti(Batum Kuzeyinde ) ,Ahıska ve Ahılkelek Rusya’ya yüklü bir Tazminatla birlikte verildi.Böylelikle 1774 Antlaşmasından sonra en ağır antlaşma Osmanlı’yı hayli hırpalamış üstelik Türkistan kapısına da Çarlık Rusya’sı yerleşmiş oldu.Ancak kazanılan bu toprakları/peykleri stratejileri için yeterli görmeyen Çarlık Rusya’sı bundan sonra Türk Bölgelerini bir insan Laboratuvarına dönüştürerek yeni etnik grupları unutulmuş eski dilleri canlandırmak veya işlevsel hale getirmek suretiyle kazanarak ,gelecekteki hedefleri için acaip bir üstünlük kazanacaklardı.1853 Kırım savaşında Ruslar yine Kars’ı işgal ettilerse de Avrupa Devletleri bu kez Osmanlı’yı desteklediklerinden Rusya işgal ettiği yerleri geri iade etmek zorunda kalmıştı.Bu arada Dünyada başlayan sanayi devrimiyle önemi artan Petrol için Bakü’de ilk Rafineri kurulmuş(1859) ve bir süre sonra da stratejik önem taşıyan Gazyağı üretimine başlanmıştı(1863)
“Sıcak Denizlere İnmek” şeklinde tanımlanan istilacı hedefi hiç bitmeyen Çarlık Rusya’sı 1877-1878 savaşında Doğudan ve Batıdan yine Osmanlı’ya saldırdı . Batıda : Plevne ve Şıpka’yı aşarak Yeşilköy’e kadar gelirken,Doğuda yine Erzurum’a kadar gelmişken Nene Hatun önderliğinde Şehri savunan Erzurum Halkı Rusları Erzurum’dan püskürttü.Ancak Osmanlı Devleti barış istedi Ağır şartlarda Ayastefenos, daha hafifletilmiş şekliyle Berlin antlaşmasına göre : Doğuda Kars-Ardahan-Batum (Evla-ı Selasiye) ,Batıda Romanya ,Sırbıstan ve Karadağ’a bağımsızlık, Bulgaristan’a Prenslik, sadece Doğu Rumeli Osmanlı’ya bağlı muhtar bir vilayet olacak,Batı Trakya , Kosova ve Makedonya’da ise İslahat yapılacaktı.İşte Bu” İslahat “ heyetlerinde yer alan Avrupalı ve Rus uzmanlar “islahat kapsamı” sayesinde aslında bir tür bu islahat heyetlerine girmekle bölgenin yönetimini etkilemek ve istihbarat yürütmek anlamında –Osmanlı –aleyhinde yararlanmışlardır.
1877-1878 Osmanlı harbi (Kaynak:Anonim)
Berlin antlaşmasından sonra Çarlık Rusya’sı hem Balkanlarda hem de Kafkasya –Doğu Anadolu’da bir yandan misyonerler yoluyla, bir yandan da açtıkları konsolosluklar teşkilatıyla Ortadoks bağlılığını yayarken ,bir yandan da bütün kavimlerin Slav olduğunu iddia ederek Slav Birliğini pekiştirmeye , kabul etmeyenleri de Osmanlıya düşman göstererek bağını zayıflatıp(Kültürel uygulamalar,Misyonerlik ,Semaver , Para –silah v.s. uygulamaları ) Sıcak denizlere yaklaşmak için inatla saldırıyor ve insanlarımızı yok ediyordu.İşte yukarıda sözü edilen Erivan kontluğunu Rusların yönetiyor olmasıyla ki zaten Türk ordusuyla savaşlarda ,bölgeyi bilen Ermeniler Klavuzluk da yapıyorlardı-Ermenilerden oluşan Tugay’lar kurulmuş,sivil Ermenilere de silah dağıtılmıştı.(Plevne savaşında ele geçirdikleri 40 bin tüfeği Kafkasya ve D.Anadolu’daki kendine yakın Ermeni ve diğer topluluklara vererek isyana teşvik etttiler.) Çarlık Rusya’sının Ermeniler üstünde kurmaya çalıştıkları üstünlüğünü çıkarlarına aykırı bulan İngilizler ve ABD Protestan Ermeni örgütler , Fransızlar ise Katolik Ermenileri yanına çekme siyaseti güderek Bölgeye hakim olma faaliyetlerini sürdürdüler.
Rusya diğer yandan Türkistan bölgesine de girerek diğer Türk Bölgelerini de işgal ediyordu.Çarlık Rusya’sı 1878 den itibaren bölgede açma hakkı elde ettiği Konsolosluklarla nerdeyse Bütün Türkiye’nin haritalarını çıkarıp (Yerleşim Yerlerinin etnik ve ekonomik yapısı dahil) farklı topluluklarla ki göçebeler dahil işbirliğine zorluyorlardı.Balkan savaşında da Rus subaylar bizzat Bulgar ve Karadağ ordularına danışmanlık yaparak başarı kazanmalarını sağlamışlardı.Bütün bunlardan Çarlık Rusya’sının Türk Topraklarına (Avrupa- Batı-Doğu) göz dikerek işgal etmek için her fırsata çok hazırlıklı olduklarını anlıyoruz.1.Dünya savaşına kadar Çarlık Rusya’sının aldığı tek yenilgi Mançurya yenilgisidir.(Rus-Japon savaşı1904-1905)
Bu arada Osmanlı Ermenileri 1894’den itibaren Sason ,Zeytun olmak üzere Doğu ve Orta Anadolu hatta İstanbul’da ard arda isyanlar çıkardılar.
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI
1.dünya savaşında (1914-1918) Çarlık Rusya’sı Osmanlıya karşı yer alırken ; Kafkas Harekatı için hazırladığı 100 taburun yanı sıra 4 Gönüllü Ermeni Tugayı ,2 Gürcü Taburu , 2 Türkistan Kolordusu(yedek olarak Tiflis’te konuşlu )bulunuyordu. Osmanlı Devletinin Rusya’ya karşı 22 Aralık 1915’te başlattığı Sarıkamış harekatı sonucunda Türk ordusunun kayıplarından dolayı Doğu Cephesi çok zayıflamıştı.
Ermeniler 1.Van isyanında (1896) epeyce Türk katletmişlerdi. 2. Van isyanında(1915) ise Rusların desteği ile de Van adeta tarumar ederek 23.000 Türk katledilmiş,geriye sadece 1500 Türk kalmıştır.Sarıkamış harekatında da (22 Aralık 1915) Kafkas cephesinin ardına sarkan Ermeni çeteleri yüzünden Türkiye Ermenileri , yine Türk Toprağı olan Suriye’ye göç ettirilmiştir(1915)
Çarlık Rusya’sında savaş ve kıtlıklarının da etkisiyle başlayan Bolşevik ihtilalinin( 1917) Lideri Lenin ‘i bir kurtarıcı gibi gören başta Türk Toplulukları ve Müslümanlar desteklemişlerdir.Çarlık Rusya’sının zulmü’nu sona erdireceğini vaad eden Lenin ‘in sözleriyle bizim topluluklar Bolşevizmi seçmişlerdi bile.( ..öyle ki Erzurum Kongresine (1919) katılan Trabzon delegelerinin yarıdan fazlası Bolşevizm yanlısıydı).Her şeye rağmen Başkurdistan Cumhurbaşkanı Zeki Velidi(TOGAN) ,Yusuf Akçura ve Gaspıralı’nin çabalarıyla Rusya Türkleri ve Müslümanları Genel Kongresi (Ahmet Salihov Başkanlığında) nde toplanmayı başarmışlardı. (1917) Toplantıda konuşan Mehmet Emin Resulzade : Kırım ,Dağıstan,Azerbaycan ve Türkistan için özerklik istemişti.Lenin’in hürriyet vaad eden sözleri esasında özerklik bekleyen grupları oyalamaktan ibaretti.Çünkü Lenin Rusya’ya hakim olup “Kızılordu”nun kuruluşunu tamamlamasını bekliyordu.Kızılordu kurulduktan sonara Lenin vaad ettiği sözlerin aksine ,yeniden istila hareketlerine başlayacaktır.
KAFKAS İLERİ HAREKATI
Lenin Doğu Türklerini böyle oyalarken (!) , Batı Türkleriyle de ilişki kurmuştu.Anadolu’yu işgal eden Çarlık Rusya’sının askerlerini( Trabzon’dan Muş’a kadar ) geri çağırmışlar(Ekim -1917’den itibaren) ve Türk hükumetiyle de mütareke görüşmelerine başlamışlardı.Ancak işgal ettikleri bölgeye Türk kuvvetlerinin girişine de böylelikle izin vermemişlerdi.Yani burada da bir tür oyalama yapılarak , Rus silahlarını Doğu Anadolu ve Kafkasya bölgelerinde bulunan Ermenilere ve diğer topluluklara devrederek işgalin sürdürülmesini desteklemişlerdi.İşgal ettikleri Doğu Karadeniz’de ise Rusya’dan getirdikleri Yunan asıllıları görevlendirilmişti.Rus işgal bölgesinde Kaos sürerken Osmanlı Devletiyle , Erzincan mütarekesi(15 Aralık 1917) yapılarak ateşkes sağlandı.Ancak Barış görüşmeleri uzun sürdürülerek bölgede askeri manada Albay Morel ,Sivaslı Muradyan ve Antranik Erzincan Bayburt ,Erzurum ,Kars ve Ağrı vilayetlerinde teşkilatlanıp Ağır Rus silahlarına da sahip olmak suretiyle Müslüman Türklere saldırı ve tecavüzlerine başladılar.Bu durum Türkleri yok etmeyi hedefleyen planlı bir soykırımdı.Durumun vehametini gören Türk Hükumeti Brest_-Litovsk barış görüşmeleri sürerken Halkı Ermeni-Rum tedhişinden kurtarmak için Kafkas İleri harekatını başlattı.(Şubat-1918).
- Sağ Kanatta : Van_D.Bayezid istikametinde Ali İhsan Paşa(Sabis) 4.Kolordu İle
- Merkezde : Kazim Paşa (Karabekir) 1.Kafkas Kolordusuyla
3-Sol Kanatta : Karadenizde, Bayburt –Trabzon istikametinde Y.Şevki(Subaşı) paşa 2.Kafkas Kolordusu ) ile)
Bu arada Brest-Litovsk antlaşması gerçekleşti (3 Mart 1918).antlaşmayla Kars Ardahan Batum Osmanlı’ya geri verildi (Ama kağıt üstündeydi ,gerçekte buralar Ermenilerin ve Gürcülerin fiilen işgali halindeydi-ayrıca Hem Gürcüler hem de Ermeniler bu anlaşmaya itiraz ediyorlardı ) Kafkas ileri harekatıyla 14 Nisan’da Batum ,25Nisan’da Kars ,14 Nisan 1918’de .D.Bayezid kurtarılarak 1877-1878 Savaşı öncesi hudutlarımıza ulaşılmış oldu. Ancak geçen süre içinde bölgedeki acımasız Ermeni gruplarının saldırı ve katliamlarının acı ve ateşi Anadolu’yla Azerbaycan’ı mahvetmiştir.
AZERBAYCAN DEVLETİNİN KURULMASI
Kafkasya Bölgesinde ,Bolşevikliğin etkisiyle Tiflis’te Transkafkas federasyonu: Gürcü;Ermeni ve Türklerden oluşan (Bizdeki adı : Maveray-ı Kafkas Konfederasyonu-11 Kasım 1917)kuruldu. Kafkasya bölgesinde Türklerin ve diğer Müslüman grupların sürekli bağımsızlık isteklerine yönelik Bakü’de bulunan Bolşevik Liderlerin önderlerinden ve Ermeni asıllı Kominist lider Stephan Şuamyan bu isteklere gözdağı vermek için büyük bir tedhiş hareketı başlatmış ve sonuçta 14.000 Azerbaycan Türk’ünü katletmiştir(31 Mart 1918). Maveray-ı Kafkas Konfederasyonu Osmanlı ile sorunlarını çözmek için Trabzon ve Batum Konferansları düzenlendi(Trabzon konferansına M.E.Resulzade katılmıştır)Ancak Petrol hesapları yapan müttefikimiz .Almanya bölgeye girmek için Gürcistan’ı himayesine aldı ve Gürcistan konfederasyondan çıktı.Bu gelişme üzerine 26 Mayıs 1918 de konfederasyon kendini feshetti.Buna göre Azerbaycan ile yapılan Batum (4 Haziran1918) protokolüne(Azerbaycan temsilcisi Mehmet Emin Resulzade ile imzalandı) göre : Osmanlı hükümeti ihtiyaç olduğu takdirde Azerbaycan’a askeri yardım yapmayı taahhüt etmiştir.Azerbaycan bir yandan Osmanlıdan yardım isterken bir yandan da bağımsızlığını 28 Mayıs 1918’de Tiflis’te ilan ettikten sonra Demokratik Azerbaycan Cumhuriyeti Hükumeti KARABAĞ-GENCE ’de kuruldu ve Devlet Dilini Azerbaycan Türkçesi olarak ilan etti.(27 Haziran 1918)
Protokulü hayata geçirmek isteyen ; Enver Paşa 5 Haziran’da Batum’a geldi. Batum’da ordu birlikleri yeniden düzenleyerek , gruplaştırdı. 1918 yılı 7 ve 9 Haziran’da Enver Paşa’nın verdiği emirlerle 3, 6. ve 9. ordulardan oluşan Doğu Orduları Grubu oluşturuldu. Grubun Komutanı Vehib Paşa oldu. Türk ve Azerbaycan askeri birliklerinden oluşturulan Kafkas İslam Ordusu kumandanlığı ı görevine ise Enver Paşa’nın üvey kardeşi Nuri Paşa tayin edildi. Nuri Paşa henüz mayıs ayının 25’de Gence’ye gelip burada kendi karargahını kurmuştu .Doğu Orduları Grubu Kumandanlığından 1918 yılı 29 Haziran’da istifa eden Vehib Paşa’nın yerine Enver Paşa’nın amcası Halil Paşa tayin edildi. Doğu Orduları Grubu’na bağlı olan Kafkas İslam Ordusu’nun önündeki temel görev BAKÜ’yü almaktı.(1.Dünya savaşının Asya’daki nihai hedefleri : BAKÜ,BAĞDAT ve BATUM petrollerine sahip olmak anlamında “3 B” olarak ifade edilmektedir. )
Kafkas İslam Ordusu ve Nuri Paşa (Kaynak:Anonim)
Kafkas ileri harekatı devam ettirilerek 1.Kol, Nahcivan üzerinden Tebriz’e ,2.Kol da Gümrü üzerinden Bakü’ye ulaşacaktı (Ekim-1918).Ne ilginçtir (Bu harekatlarda müttefikimiz Almanlar bize silah çekmiştir.(9.Kafkas Tümenimizle Almanlar arasında Vorontsovka Savaşı-10 Haziran 1918)
İleri harekatını Bakü istikametinde sürdüren ; Kafkas İslam Ordusu ile Bolşevik-Komuna birlikleri arasında 1918 yılı 27 Haziran ila 1 Temmuz arasındaki dört günlük GÖYÇAY savaşı cephenin durumunu netleştirdi. . Bu savaşta Kafkas İslam Ordusu ; 5.Kafkas Tümenimiz ve gönüllülerden oluşan 6500 kişilik güç Ordu Komutanı Nuri Paşa(Killigil) ve Tümen Komutanı Miralay Mürsel(Bakü) ,Azerbaycanlı Aliağa ŞIHLİNSKİ ve Yarbay Osman Bey liderliğinde ; 10.000 aşkın gücü bulunan Bakü Sovyeti + Ermeni kuvvetlerini GÖYÇAY savaşı sonucunda bölgeden sürüp çıkarmıştır(17-30 Haziran 1918). Bolşevik-Komuna birliklerinin GENCE üzerine saldırısı da püskürtüldükten sonra , Kafkas İslam Ordusu BAKÜ HAREKATI İÇİN BEKLEMEYE BAŞLAMIŞTI. Çünkü ;
- Osmanlı’nın müttefiki Almanlar ile yeni-ittifakçı Bolşevikler dahil olmak üzere Ermeniler ve İngilizler de petrol havzası Bakü’den, Türkleri dışlamak için bir nevi işbirliğine girmişlerdi.
- Bakü‘de Şaumyan hükûmeti devrilmiş(25 Temmuz) , Menşevik ve Taşnaklardan kurulan Sentrokaspi hükûmeti İran’ı işgal altında bulunduran İngilizleri yardıma çağırmıştı.
Kafkas İslam Ordusunun karşısında ;Bakü’de ki askeri güçler ise : 18 bin silahlı Ermeni(Bakü Sovyet ordusu: General Dokuchaev, Albay Avetisov) 1200 İngiliz(General Dunstenville) ve 1500 muharip Rus birlikleri (Beyaz ordu-Rusya Federasyonu) olmak üzere Toplam 20 000 den fazla askerden oluşan kuvvet vardı.Bakü cephesinde savaşa hazırlanan Kafkas -İslam Ordusunda ise ; Türkiye’den gelen 8 bin Türk askeri(Osmanlı Devleti), 7 bin Azerbaycan Türk’ü(Demokratik Azerbaycan Cumhuriyeti) bir miktarda Dağıstanlı milis(Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti) vardır. Neticede Bakü’ye doğru harekete geçen Nuri Paşa ; Bakü Muharebesi‘nin ardından Kafkas İslam Ordusuyla 15 Eylül 1918’de Bakü’ye girerek şehri işgalden kurtardı.Bakü‘nün bu kurtuluş savaşında 1130 Türk askeri şehid olmuştur.
Demokratik Azerbaycan Cumhuriyeti Tiflis’te ilan edilmiş ve daha sonra GENCE’’yi merkez edinmişti.Demokratik Azerbaycan Hükumeti 17 Eylül 1918 tarihinde Gence‘den Bakü‘ye taşındı.Bu Tarihten sonra Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin Başkenti BAKÜ şehri oldu.(Bu olay Türk Tarihinde ilan edilen ikinci Türk Cumhuriyeti olmuştur-İlki Batı Trakya Cumhuriyetidir)
Azerbaycan Bayrağı ‘da Azerbaycan Halk Cumhuriyeti Hükümeti tarafından üç renk(Mavi : Türklük , Kırmızı ; Çağdaşlık , Yeşil : İslamı temsil ediyordu) üzerine ay ve sekiz köşeli yıldızdan oluşacak şekilde kabul edildi.( 9 Kasım 1918)
NAHCIVAN’da ise epey tartışmalardan sonra ; Aras Cumhuriyeti kuruldu.(Kasım/1918) Başkenti Nahçıvan şehri olan bu cumhuriyetin YÜZÖLÇÜMÜ 16.000 kilometrekare, nüfusu ise 1 milyona yakındı. Nahçıvan Toprakları ; Şerur-Daralagez, Ordubad , Uluhanlı, Vedibasar, Kemerli’yi kapsıyordu.
2.İleri Kafkas Harekatının bir diğer hedefi de , Güney Azerbaycan’ın İngiliz İşgalini önlemek olduğundan ; 6.Ordumuza bağlı 4.Kolordumuz Ali İhsan( Sabis) Kuzey yönünde harekete geçerek TEBRİZ’i ele geçirdi.(8 Haziran 1918).Buradan da hareketle Hoy bölgesinde bulunan Ermeni kuvvetlerini dağıtarak Karabağ’a girdi.Aslında bu büyük bir başarıydı ve bu iki harekatla : Kuzey Azerbaycan’la Güney Azerbaycan fiilen birleşmiş oluyordu.
Ancak , 1.Dünya savaşının ilerleyen yıllarında Rusya’nın yerini ABD almış ve durumun İttifak Devletlerinin aleyhine gelişmesiyle Osmanlı Hükûmeti, Müttefiklerle birlikte ateşkes görüşmeleri için girişimlerde bulunacak ve neticede 30 Ekim 1918’de imzalayacağı Mondros Ateşkes Antlaşması ile Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik ayrılacaktır.Mondros ateşkes koşullarına göre Kafkas İslam Ordusu 1877-1878 hudutlarına çekilmek Türkiye’ye geri dönüşe başlayacak (Batıya)ve 6 Kasım’da Bakü‘yü, 15 Aralık’ta ise Azerbaycan’dan tamamen ayrılmıştır. 4.Kolordu ise Ali İhsan(Sabis) paşa tarafından(Güneye) Irak’a (Musul) çekilmiştir.
- Kafkasya’da bulunan Osmanlı Askerlerinin Harpten önceki hudutlara çekilmesi hakkında Milletlerarası kararın uygulanmasının hemen mümkün olamıyacağı ve Bölge ahalisinin can güvenliğinin sağlanması için bu kararın İngiliz Amiralliğine tebliğ edilmesini belirtir karar. (28 Kasım1918 Tarih ve 467 sayılı Meclis-i Vükelâ Kararı)
Türkiye ağırlıklı Kafkas İslam Ordusunun Kuzey AZERBAYCAN’dan, 4.Kolordu’nun da Güney Azerbaycan’dan ayrılmış ancak Demokratik Azerbaycan Cumhuriyeti egemenliğini sürdürmeye (bir süreliğne ) devam ederek : :Azerbaycan Meclisi açılarak (Musavvat Partisi çoğunluğunda) Cumhurbaşkanlığına : M.Emin Resulzade , İlk Meclis başkanlığına Alimerdan Topçubaşov seçildi.(7 Aralık 1918) Fethali Han başkanlığında Azerbaycan hükumeti (3. Kabine) kuruldu.(26 Aralık 1918) Azerbaycan Meclisi ,Demokratik Azerbaycan Cumhuriyetinin yetkili en büyük (Yüksek) organı olarak kabul edilerek ,Hükumet Meclise karşı sorumlu olacaktı.Azerbaycan Cumhuriyeti küçük bir ordu ile Hazar’da küçük bir filooluşturdu.
Tarihi açıdan en önemli olay ise Resmi dil Türkçe ilan edilmiş ve Bakü Üniversitesinin dönemde kurulmuş olmasıdır(1919)
Demokratik Azerbaycan Cumhuriyetinin sonraki hükumetleri : Nasib Bey Yusufbeyli’nin Birinci Kabinesi (14 Nisan 1919) ile İkinci Kabinesi (aralık 1919) kuruldu. Ancak Yusufbeyi’nin ikinci kabinesi döneminde Azerbaycan bağımsızlığını kaybedeceğinden bu ilk bağımsızlık döneminin sonu olacaktır.(Bundan sonraki hükumetler Bolşevik destekli olduğundan Milli ve Bağımsız kabul edilmemektedir. 12 Ocak 1920 tarihinde Rusya dışında dünyanın 23 devleti Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin varlığını resmen tanımıştı.
Kafkasyada Milli Hükumetlerin kurulmasıyla Şubat 1919’da İngilizlerBakü‘yü,Temmuz 1920’de de Batum’u terk edeceklerdir
MONDROS Ateşkesi’nin ardından 17 Kasım’da İngiliz kuvvetleriyle beraber Rus ve Ermeni kuvvetleri de Bakü‘yü yeniden işgal ettiler.Bu durum yeniden Bölgenin kaosa sürüklenmesine neden olacak ve buna göre hududumuz Brest-Litovsk(1918) antlaşmasının imzalandığı hudutlar yerine ateşkes sınırı denilen daha çok Berlin antlaşmasının(1878) çizdiği hudutlara çekilecekti (Mondros’un 11.maddesi : ..” İran içlerinde ve Kafkasya’da bulunan Osmanlı kuvvetler, işgal ettikleri yerlerden geri çekilecekler..”) Yani Erzurum’un doğusundan itibaren ; Sarıkamış,Oltu ,Ardahan ve Yusufeli’nin doğusu yeniden bizden çıkması demekti.Zaten Almanya 11 Kasım 1918 de İtilaf devletleriyle ateşkes imzalayınca : Sovyet Hükümeti Brest antlaşmasının ortadan kalktığını ilan etmişti. Kafkas ileri harekatında ordularımızın cansiparane çarpışarak kurtardığı şehirler yeniden zulme terk ediliyordu.Kızılordu henüz kurulmadığından Ermeni kuvvetleri bu sefer ; İngiliz,Fransız ve ABD hamiliğinde yeniden katliam ve tedhiş hareketlerine başladılar.Ermeni istila ve tedhişine zemin hazırlayan Mondros’a gizli bir madde de konulduğundan (24.madde) Altı doğu vilayetinde (Vilayet-i Sitte) karışıklık çıktığı takdirde buralar İtilaf Devletlerince işgal edilecekti.(Erzurum-Sivas-Van-Diyarbakır-Elazığ-Bitlis)
Mütareke Bölgesi(Türkiye) ve Azerbaycan’ın Başta Karabağ ve diğer bölgeleri 30 Ekim 1918’den ilk Oltu Muharebesine kadar(28 Eylül 1920) her türlü tedhiş , katliam ve tecavüzlere uğramış yine Büyük Harpte olduğu gibi kan ve ateşle kavrulmuştur.
Kafkasya’da meydana gelen gelişmeler özellikle Türk Kuvvetlerinin Kafkasya’dan ayrılmasından sonra Lenin Yönetimindeki Rusya ,görünürde emperyalizme karşı olmakla birlikte yeniden Kırım , Dağıstan.Kafkasya ve Türkistan’ı işgale başladı.Aslında Halkalara sunulan bu tablo Gizli bir Rus/Slav milliyetçiliğinin ,Bolşevizmle süslenmiş şekliydi.Öyle ki bu yeni durum Çarlık Rusya’sını mumla aratır duruma gelmiş üstelik yeni bir kültürel soykırımı da başlatmıştı.İleride Rusça dışında bütün diller yasaklanacak ,ibadetler ortadan kaldırılacaktır.Kafkasya ve Türkistan’da ki Türkleri zorlamayla kurdurdukları Federasyonlara yeni bir kimlik , orada yaygın kullanılmayan alt düzeyde lehçeleri de dil olarak kabul ettirecek ve daha sonra da üstelik Kril alfabesini dayatacaklardır.
İSTİKLAL SAVAŞINDA DOĞU CEPHE HAREKATI
Mondros’la her yönden İşgale uğrayan Türkiye işgallere direniş gösteririken topyekün savunma amaçlı siyaseti için TBMM nin açılışından sonra (23 Nisan 1920)TBMM hükûmeti Birinci Dünya Savaşında galip gelen devletlerle(İngiliz+Fransız ve daha sonra Yunanistan) tekrar savaşa girmiş bulunuyordu.(Rusya hariç )
TBMM Açılışı (23 Nisan 1920) ve K.Karabekir Paşa’nın Doğu Cephe Harekatı (1920-21)
Aynı düşmanlarla savaşmakta olan Sovyet Rusya Türkiye için bir müttefik olarak görülüyordu. Sovyet Rusya da bunu kullanarak İtilaf Devletlerince sıkıştırılan Türkiye’ye yardım etmek fakat Kafkasyada da işbirliği istiyorlardı.Bu arada Azerbaycan’da Musavvat Partisi Destekli Hükumeti yıkılmış yerine Bolşevik yanlısı Nerimanov ; Sovyet Azerbaycan Hükumetinde Dışişleri bakanı , daha sonra Halk Komiserleri Kurulu Başkanı oldu..(Nerimanov TBMM hükumetine Azerbaycan halkının yardımlarını ulaştırmıştır.)
Nerimanov’un daveti üzerine Bolşevik Kızıl ordu 26 Nisan’da sınırı geçerek Azerbaycan’ı işgal etti ve XI Bolşevik Kızıl Ordusu 27 Nisan 1920’de Azerbaycan Cumhuriyeti’ne son verdi.
- DEMOKRATİK AZERBAYCAN DEVLETİ : KARABAĞ-GENCE ’de kurulduğu 27 Haziran 1918 Tarihi esas alındığında , Kızılordu’nun 27 Nisan 1920’de son verdiği itibariyle ancak 1 yıl 10 ay Bağımsız kalabilmiştir.
28 Nisan 1920’de Azerbaycan Sovyet Sosyalist Türk Cumhuriyeti kuruldu. Ancak Azerbaycan Türkleri bu işgali kolay kabul etmediler ve yeniden bağımsızlıkları için mücadele ettiler . 20.000 ‘i aşkın Azerbaycan Türk’ü bu çatışmalarda/mücadelelerde hayatını kaybetmiştir
TBMM Hükümeti : Kazim Karabekir Paşa komutasında Doğu Cephe Harekatıyla ,Ermeni istilasına son vererek (Batum Hariç) Brest’te öngörülen sınırlarına ulaştı.Türk Ordusu Gümrü’deyken Ermenistan’la yapılan bu antlaşma ile Türkiye’ye dayatılan SEVR Antlaşmasının “Reddini” Ermenistan kabul etmiştir.(Gümrü antlaşması -3 Aralık 1920) Bu antlaşma ile Erzurum -Bakü demiryolu onarılarak hizmete açıldı ve doğrudan Azerbaycan ile Sovyet ‘lerle (karadan) bağlantı neticesinde Türkiye’ye bu yolla Askeri malzeme tedariği başladı.(Bir diğer Lojistik yolu Denizyolu ile Karadeniz’den sağlanıyordu)
- Daha sonra Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti ile TBMM hukümeti arasında (Ali Fuat Paşa TBMM temsilcisi): Moskova Antlaşması TBMM (16 Mart 1921 ),
- Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti işbirliğiyle Trans –Kafkasya Sovyet Cumhuriyetleri olan Azerbaycan ,Ermenistan ve Gürcistan ile TBMM hükumetleri (Kazim Karabekir Paşa’ TBMM temsilcisi ) Kars Antlaşması (13 Ekim 1921) imzalanarak Türkiye’nin Kafkasya ile sınırları kesinleşmiş oldu.
Güney Cephesini ise Antep,Maraş,Urfa halkı kahramanca Fransızlara karşı müdafaa ederek , Fransız ordusunu(Ermeni askerlerin de yer aldığı) çekilmek zorunda bırakmıştır.(Ankara Antlaşması-20 Ekim 1921)(Bu günkü Sınırlarımız Hatay hariç belirlenmiş oldu)
Batı Cephesinde ise Yunan İlerleyişini Başkomutan Mustafa kemal Paşa komutasında Sakarya Muarebelerinde (13 Eylül 1921) püskürtülmüş.Büyük Taaruzla da Yunan ordusu Anadolu’dan tamamen atılmıştır.(Mudanya Mütarekesi -11 Ekim 1922) Neticede TBMM Hükumeti İstiklal savaşını başarıyla tamamlayarak , Lozan antlaşmasıyla(24 Temmuz 1923) dünya’ya kabul ettirmiş ve Türkiye Cumhuriyetine ulaşmıştır.(29 Ekim 1923)
Türkiye Cumhuriyetinin ilanı ve Kurucu Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk.(1923-1938)
Kafkasya’ da ise ; Mart 1922 ‘de Ermenistan ve Gürcistan TransKafkasya SFRS’nin bir parçası haline getirildi. Lenin’in önerisiyle Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin kurulmasıyla (26 Eylül 1922) Merkezi organizasyon yeni doğrultusunda ; Aralık 1922 ‘de de TSFRS Sovyetlerin cumhuriyetiyken 1936’da feshedilerek SSCB’ye bağlı bir cumhuriyet halinde ama Kominist Parti yönetiminde kalmıştır.
Güney AZERBAYCAN’da ise Şeyh Muhammed Hıyabani ayaklanarak Tebriz’e geldi ve Azadistan Cumhuriyetini ilan etti.(1920 başlarında).Rıza Han Rus Kazaklarından oluşturduğu ordu ile Tebriz’i geri alarak ve Hıyabaniyi idam ederek bu harekete son verdi.(1921)
1936 döneminde Stalin’in emriyle Azerbaycan milli düşünceye sahip aydınlar ve Pantürkizm savunucuları olan: Hüseyin Cavid ,Mikail Müşfik ve Ayla Sultanova tasfiye sonucu binlerce Azerbaycanlıyla birlikte öldürüldü.
1940’larda Azerbaycan SSR si 2.dünya savaşındaki durumuyla Sovyetleri destekledi.
Türkiye Cumhuriyeti ise 2.Dünya savaşına katılmamış olmakla birlikte ,Mütekabiliyet antlaşması çerçevesinde 193 Azerbaycan’lı Milliyetçilerin SSCB’ye teslim edildiği Boraltan Köprüsü faciası (6.Ağustos.1945) uzun yıllar iki kardeş Devletin arasında acılara neden olmuştur.
Sonraki yıllarda Azerbaycan SSR’sinin dahil olduğu Varşova Paktı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin dahil olduğu NATO paktı arasındaki soğuk savaş’la geçmiştir.
1980 li yıllarda
1980’lerin sonlarında en önemli olayı Azerbaycanlı Haydar Aliyev’in Azerbaycan Politbüro üyeliğine yükselmesidir.
SSCB Lideri Gorbaçov döneminde(1990-1991), başta Dağlık Karabağ meselesi olmak üzere Kafkasya’da artan huzursuzluk ile gündeme gelir.. Ermenistan‘ın Azerbaycan SSR‘ye bağlı Dağlık Karabağ Özerk Oblastı ile birleşme/ilhak (Şubat 1988) odaklı etnik çatışmanın başlamasıyla Azerbaycan’da 1917 yılında olduğu gibi bir . Mart 1988’de diriliş başladı .Azerbaycan’ı özgürlüğe ulaştıracak yeni bir milli bir uyanış gerçekleşmeye neticesinde artan gerginliği(özellikle Bakü ve Sumgayıt’ta) ileri süren SSCB Rusya’sı .askeri yönetimi birçok kez duruma müdahale etmeye çalıştı ancak sukûnet sağlanamadı.
SSCB, 70 yıldır Türk bölgelerinde asimilasyonlara başvurarak uyguladığı enternasyonel politikaların baskısına rağmen Azerbaycan Türkleri haklarını savunması neticesinde Etnik gerilim Komünist Parti’nin beklemediği bir durumdu. Glasnost ruhuyla bağımsız yayınlar ve Milli Hakları savunan gruplar /örgütler ortaya çıkmaya başladı. Bunlardan en etkilisi , 1989’un sonbaharında Komünist Partiden iktidarı devralmaya hazır gibi görünen Azerbaycan Halk Cephesi Partisi (PFA) idi. PFA kısa sürede bir fikir ayrılığı yaşaması sonucunda BAKÜ’de Ermeni karşıtı bir tepki ortaya konmasıyla Sovyet birliklerinin müdahalesi başladı.
KARA OCAK (20 YANVAR) KATLİAMI VE AZERBAYCAN’IN 2.KEZ BAĞIMSIZLIĞI
Sovyet birliklerinin gerilime engel olmak gayesiyle Bakü’yü işgal ederek 20 Ocak 1990’da Milliyetçi Azerbaycan Türkleriyle şiddetli çatışmalarla kanlı bir şekilde sindirerek137 milliyetçi göstericiyi şehid ettiler.(AYRICA 700 Türk yaralandı , 8800 Türk Tutuklandı) Ancak bütün bunlar SSCB’nin dağılmasını engelleyemedi ve Kararlı olarak haklarını savunan Azerbaycan Türkleri (Halk Cephesi ,Kominist Partiye muhalefet yapıyordu)SSCB’den bağımsızlığını ilan etti (30 Ağustos 1991)Bunun öncesinde zaten Azerbaycan Parlamentosu 6 Şubat oturumunda Azerbaycan Devleti isminin önünde bulunan “Sovyet” ve “Sosyalist “ kelimelerini atarak ;Azerbaycan Cumhuriyeti olmuştu. SSCB’nin son döneminde Azerbaycan’ın Bağımsızlık ve Özgürlük mücadelesi ; Diğer SSCB Federasyonlarının mücadelelerine göre daha çok insan kaybına neden olmuştur.
SSCB, Çöküşü durdurmak ve Bölge hakimiyetini pekiştirmek adına – Cumhurbaşkanı Ayaz Muttalibov‘un ilan ettiği bağımsızlık hareketini/30 Ağustos 1991- bastırmak için Sovyet darbesini gerçekleştirdiler.Muttalibov bu askeri baskı karşısında çekimser bir şekilde Sovyet darbesini onayladığını açıklamıştır.Yine baskı karşısında Azerbaycan Halk Cephes’ni (Bağımsızlık yanlısı olduğundan) feshetti ve cumhurbaşkanının doğrudan seçiminin yapılacağı bir değişiklik(Anayasa) yaptı.Yapılan Sovyet Darbesinin de etkisiyle Azerbaycan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimine Muttalibov tek aday olarak katıldığından seçimi –baskı ile- kazandı. .(8 Eylül 1991)
Bütün baskılar , darbelere karşın Azerbaycan’ın milli direnişi karşısında Azerbaycan SSR Yüksek Sovyeti -Azerbaycan Halk Cephesinin 30 Ağustos 1991 ‘de ilan ettiği –Bağımsızlık ilanının Kabul etmek zorunda kaldı.(18 Ekim 1991) Ardından Azerbaycan Kominist Partisi dağılmıştır.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla(Aralık- 1991) Azerbaycan’ı ilk olarak Türkiye Cumhuriyeti tanımıştır.( T.C. 48.Hükumette Başbakan A.Mesut YILMAZ,-8.Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL – 9 Kasım 1991) Türkiye ,ayrıca Azerbaycan Cumhuriyetinin BM ve AGİK üyeliğine kabulüne destek sağlamıştır. Daha sonra Azerbaycan’ı İsrail, Romanya ve Pakistan tarafından bağımsız devlet olarak tanınmıştır. Azerbaycan’ı ABD ise daha sonra tanımıştır.(25 Aralık 1991) Nihayet Rusya Federasyonu’da Azerbaycan’ın bağımsızlığını tanımıştır.(4 Nisan 1992)
AZERBAYCAN CUMHURİYETİ (Azerbaycan Respublikası)
Tarihinde –İki- Kez Bağımsızlık ilan eden Azerbaycan Bağımsızlığının sona erdirildiği tarih olan 27.4.1920 yılından sonra Sovyet Yönetiminde 72 yıl 5 ay süren zulüm ve meşakkatli dönemini büyük bir mücadeleyle son vererek son kez bağımsızlığını ilan etmiş ve bu gün Azerbaycan ‘ın Resmi Bağımsızlık günü olarak kutlanmaktadır.(18 Ekim 1991)
Azerbaycan’ın Bağımsızlığına kavuşmasıyla birlikte süregelen Dağlık Karabağ sorunları artan çatışmalar ve zamanla geçici uzlaşmalarla devam etmiştir. Azerbaycan Cumhuriyeti daha tam ülkesine -Milli olarak- hakim olamadan Karabağ’da hakim konumda bulundurulan Ermeni grupları Karabağ’da bağımsız bir cumhuriyet kurduklarını ilan ettiler(6 Ocak 1992 ). Azerbaycan Cumhuriyeti ise bu –oldu bitti-yi kabul etmeyerek savaşa girdi. Ermenistan ve Azerbaycan arasında gerçekleşen savaşta Ermeniler, Rus Ordusu‘ndan gizli yardım alarak üstünlük elde ettiler ,yine ateşkes sağlandı yine de Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’ni hiçbir ülke tanımadı.
Azerbaycan ; Dağlık Karabağ’da Ermenilerin ısrarlı ilhak girişimleriyle gerçekleşen gerginlik, 1991’in sonundan Günümüze kadar(2021) kadar devam eden savaşlar ve ateşkesler dönemlerini başlatacaktır. Ermeni birliklerinin Karabağ’daki konumlarını sürekli Rus yardımlarıyla kuvvetlendirerek ve Azerbaycan’ı Ermenistan’a bağlayan koridorları işgal edeceği çıkmaza girmiştir.
HOCALI KATLİAMI
Çatışmalı ve Ermeni gruplarınca işgal altında tutulan Karabağ’ın Hocalı kasabasında Ermenistan ‘ın 366.Alayının da desteğiyle Azerbaycan sivilleri katledilmiştir. (25 Şubat 1992) Hocalı Katliamı Azerbaycan’da büyük bir öfkeye neden olmuş ancak Azerbaycan hükumetinin tepkisizliğine kızan Azerbaycan halkı bu öfkeyle toplumsal bir ayaklanma başlattı .Azerbaycan Devletinin bağımsızlığına giden mücadeleli yolun başından itibaren çekimser bir tutum sergileyen Mutallibov, Azerbaycan Halk Cephesi Partisi‘nin baskısıyla Azerbaycan Millet Meclisi’ne istifasını vererek görevden ayrılmak durumunda kalmıştır.( 6 Mart 1992)
Elçibey başkanlığı (1992-1993)
Muttalibov’un istifasından sonra 1992 seçimlerinde eski Kominist Parti taraftarları geçerli bir aday gösteremediler ve Azerbaycan Halk Cephesi (PFA) lideri Ebulfez Elçibey oyların %60’ından fazlasını alarak başkanlığı kazandı.Elçibey’in programında Bağımsız Devletler Topluluğu üyeliğine muhalefet, Türkiye ve İran Azerbaycan’ıyla daha yakın işbirliği vardı. Bu yüzden Rusya ve İran’la yıldızı hiç barışmadı.
Baltık cumhuriyetlerinden sonra Azerbaycan topraklarından Rus askerlerini ilk çıkaran eski Sovyet cumhuriyetiydi, ayrıca milli para manat basıldı, Latin alfabesine geçiş başladı
Nahcivan, Ermeni ablukasına alınınca Elçibey ; Ermenistan’a giden tüm demir yolu trafiğini durdurdu birlikte ve dış dünya ile olan kara bağlantılarının bir kısmı da kesildi. Azerbaycan ordusu Karabağ’ı yeniden almak için büyük bir saldırı başlattı. Hızla bir şekilde hareket eden ordu , maalesef birkaç ay sonra üstünlüğü Ermeni güçlerine kaptırdı.Sonuçta Ermenistan , Azerbaycan topraklarının beşte birini ele geçirdi ve bir milyondan fazla insanı bölgeden sürüp çıkardı.
Ancak beklenmedik bir anda , Gence’den çekilen Rus askerlerinin bıraktığı silahlara el koyan Albay Surat Hüseyinov ayaklandı ve emirlere uymadığı gibi 1993 yılı Haziran ayında silahlı isyana kalkıştı.Bu durum Elçibey’in zorluklarını artırdı. 1 milyondan fazla göçmen , Ordu’nun Hüseyinov olayından etkilenmesi ,kötüleşen ekonomi ve Haydar Aliyev yanlılarının muhalefeti sonucunda Elçibey Azerbaycan’da yalnız kaldı. Bakü’de ise H.Aliyev konumunu güçlendirerek etkisini artırdı.Bu şartlarda Elçibey çaresiz 17 Haziran 1993’te gece yarısı başkentten ayrılarak Nahçıvan’a gitti. Bir zamanlar Halk Cephesi’nin liderlerinden olan İtibar Memedov’un parlamentoya sunduğu önergeyle Elçibey’in başkanlığı düştü ve yetkileri iktidar boşluğunda parlamento başkanlığını üstlenen H.Aliyev’e devredildi.Türkiye’ye gelen Elçibey 22 Ağustos 2000’de vefat etti.
Haydar Aliyev başkanlığı (1993–2003)
Haydar Aliyev , SSCB döneminde Politbüro’nun ilk Azerbaycanlı Türk üyesiydi.Elçibey’den sonra zaten fiilen yönetimi devralmıştı. Yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimini de çok yüksek oylar alarak kazandı.(3 Ekim 1993).1994-1996 döneminde Suret Hüseyinov da dahil olmak üzere muhaliflerinden kurtuldu en son 1996’da , eski parlamento sözcüsü Resul Kuliyev’i sürgüne göndererek Azerbaycan’ın tartışılmaz tek Lider’i oldu.
H. Aliyev petrol ihracatının artmasını sağlayacak olan (Azeri-Çırak-Güneşli dev petrol sahası üzerinde) imzalanması sonucunda ekonomi gelişmeye başladı.
H.Aliyev ikinci dönem başkanlığına (76 oyla)tekrar seçildi.( 11.Ekim.1998)
1999’un başlarında, Azerbaycan’ı büyük bir gaz ihracatçısı yapacak dev Şah Deniz doğal gaz sahası keşfedildi. Türkiye ile 2003 yılına kadar bir gaz ihracat anlaşması imzalandı. Türkiye’nin de katkısıyla planlanan Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı inşasına başlandı.( 2003) BTC hattı 2005 yılında, gaz boru hattı ise 2006 yılında tamamlandı. Azerbaycan ayrıca Nabucco Doğalgaz Boru Hattı‘na katılmıştır.Haydar Aliyev hastalandı ve tedavi için gittiği ABD’de vefat etti. (12 Aralık 2003)
İlham Aliyev başkanlığı (2003)
Haydar Aliyev hastalandığı zaman oğlu İlham Aliyev ,Parlemento tarafından Başbakanlığa seçilmişti.(4 Ağustos 2003) Daha sonra Haydar Aliyev’in hastalığının artması üzerine Cumhurbaşkanı seçildi. (15 Ekim 2003) İlham Aliyev,15 Ekim 2008 yılında oyların %87’si ile yeniden seçilmiştir.(2.Kez).Bu ikinci seçimi Muhalefet partileri boykot ettilerse de 2009 yılındaki Anayasa referandumunda başkanlık için süre kısıtlamaları kaldırılmıştır.(Ömür boyu Başkanlık yolu açılmıştır)
9 Ekim 2013 Tarihinde İlham Aliyev 3.Kez Cumhurbaşkanlığı seçimini kazandı.
Azerbaycan ,Türkiye’yle birlikte TÜRKSOY ve Türk Keneşi üyesidir.
1 ve 5 Nisan 2016 tarihleri arasında Ermeni ve Azerbaycan silahlı kuvvetleri arasında yeniden çatışmalar yaşandı ,ancak yine ateşkes sağlandı.
İlham Aliyev döneminde ; 2007 de temeli atılmış bulunan Bakü Tiflis Kars Demiryolu (Demiryolunun 503 km’si Azerbaycan‘dan, 259 km’si Gürcistan’dan, 76 km’si ise Türkiye’de) Yapımı tamamlanarak 30 Ekim 2017’de törenle açıldı.(Törene, ; T.C. 12.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan , Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev , Kazakistan Başbakanı Bakıtcan Sagintayev, Özbekistan Başbakanı Abdulla Aripov ve Gürcistan Başbakanı Giorgi Kvirikaşvili katıldılar)
KARABAĞ SAVAŞI ve BARIŞI
Karabağ Çatışması, 1990’lı yılların başlarında, geniş çaplı bir savaşa dönüşmüştü. 1994 yılında imzalanan bir ateşkes, Bakü’nün Kafkasya ‘daki Sovyet dönemi mirası statüko ile olan sıkıntılarını artırmasının yanı sıra, Erivan’ın Karabağ işgalini sağlamlaştırma çabalarından ibarey kısmi istikrar sağlanmıştır. Ancak Ermenistan ; Karabağ’ın ardından İşgal edilen Azerbaycan topraklarını elinde tutmayı inatla sürdürmüştür.
Yine Karabağ’da Nisan 2016’da cereyan eden dört günlük bir gerginlik, yine ateşkesten sonra bugüne kadar yaşanan en şiddetli çatışma oldu. Fakat Azerbaycan’ın işgal edilen Ülke topraklarının acısı da devam etmiştir.
Dağlık Karabağ Bölgesi ve elde ettikleriyle yetinmeyen Ermenistan Azerbaycan’a karşı yeni bir saldırı başlattı.Ancak bu sefer Azerbaycan Devleti Savaş için epey hazırlıklı bulunuyordu.(Eylül 2020) .Azerbaycan işgal edilmiş toprakları üzerinde bulunan Ermenistan hudut birliklerinin başlattığı bu şiddetli saldırılar , 27 Eylül’de başladı ve giderek bütün hudutları kapsayacak şekilde genişledi.Ermeniler aleyhine gelişmeye başladı.Karşı harekata geçen Azerbaycan kuvvetleri Ermenistan saldırılarını püskürttükten sonra , Kuzeyden Güneye( İran Sınırına) ve Karabağ istikametli taarruzlarıyla işgal altındaki yerleşim birimlerini kurtarmaya başladı.Sonunda ; yani 44 günlük savaşta Azerbaycan 2783 şehid vererek zaferini tescillemiştir. Bu savaşta aralarında Türk İHA ve SİHA larının da bulunduğu insansız Hava araçları büyük rol oynamış ve Ermenistan ‘ın başta Hava Savunma sistemleriyle ,ağır silahlarını tahrip etmiştir. Azerbaycan; Cebrayıl, Füzuli, Zengilan, Kubadlı ve Şuşa kentlerini; Hadrut, Mincivan, Ağbend, Bartaz yerleşimleri olmak üzere Toplamda 286 köyü ve aralarında Stratejik öneme sahip Murovdağı’nın da olduğu bazı tepeleri işgalden kurtardı. Ayrıca Azerbaycan–İran sınırı tamamen kontrol altına alındı.(Ermeni işgaliyle 1993’den beri İran Sınırıyla Azerbaycan’ın bağlantısı kesilmişti) 9 Kasım’da Azerbaycan cumhurbaşkanıİlham Aliyev, Ermenistan başbakanıNikol Paşinyan ve Rusya Devlet BaşkanıVladimir Putin tarafından imzalandı ve Dağlık Karabağ bölgesindeki tüm çatışmalara 10 Kasım 2020 tarihinde Moskova saati ile 00:00 itibariyle son verildi
Dağlık Karabağ anlaşmasının maddeleri :
* Azerbaycan ve Ermenistan kontrol ettikleri pozisyonlarda kalacak.
* Kelbecer 15 Kasım, Ağdam rayonu 20 Kasım, Laçin 1 Aralık’a kadar Azerbaycan’a geri verilecek.
*Tarafların ateşkese uymasını denetlemek amacıyla bir mekanizma oluşturulacak.
*Dağlık Karabağ’da temas hattında ve Laçin koridorunda Rus barış gücü bulunacak
* Ermenistan ordusu, geri çekilmesini Rus askerlerinin denetiminde yapacak.
* Rus barış güçleri Dağlık Karabağ’da 5 yıl süreyle kalacak. Taraflar 6 ay öncesinde itiraz etmezlerse süre otomatik olarak 5 yıl uzayacak.
* 3 yıl içinde Ermenistan ile Hankendi arasındaki rota oluşturulacak. Rus askerleri bu rotanın korunması için yeniden konuşlandırılacak.
* Yerinden edilmişler, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin kontrolünde Dağlık Karabağ ve etrafındaki bölgelere dönecek.
* Azerbaycan’ın batı illeri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasındaki ulaşım koridoru açılacak.
* Taraflar arasında esir ve cenaze değişimi yapılacak.
Azerbaycan Zafer gününü ateşkes tarihi olan 10 Kasım yerine 8 Kasım gününü ilan etmiştir.(Atatürk’ün ölüm gününe saygı olarak). Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerinin her yönden artarak ivme kazanması beklenmektedir.
Kaynaklar :
1-İki İmparatorluk Arasında. Ahmet Ağaoğlu ve Yeni Türkiye, İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi
Yay.Tahirli, Abid. (2011)
2- TDV İslam Ansiklopedisi,Ziya Musa Buniyatov
3-Geçmişten Günümüze Azerbaycan ,Makale . Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi Cilt 5 Sayı:1 Haziran 2016 Hacer Göl
4-Güncel Habarler (2020-2021), Anadolu Ajansı , İnternet Medyası
5-Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti (ADR) Dış Politikası ve Ali Merdan Topçubaşı,Avrasya İncelemeler Dergisi , Yıl 2020 Sayı 2, Vügar İMANBEYLİ
6- Rus İhtilallerinin Azerbaycan’a etkileri; Bağımsızlığa giden yol. Gazi Türkiyat ,
2015/16 165-185 Ramin Sadıkov ,
7-1915-1923 Müstemleke Muharibesi , Prof.Dr.Seyit Sertçelik, 2017-TP Yayını
Rıfat GÜNDAY; Eskişehir Anadolu Lisesi; Müdür, Tarih Öğretmeni