Anadolu’da gelenek ve görenekler, mitoloji, astroloji gibi unsurlar birbirlerinden beslenmiş, sembolik anlamlarla bütünleşmiştir. Özellikle insan ve evrenin yaratılışı, doğa güçleri gibi konularda söylenen mitler (kuşaktan kuşağa yayılan, toplumun düş gücü etkisiyle zamanla biçim değiştiren, evrenin doğuşu vb.yle ilgili, imgesel, alegorik bir anlatımı olan halk öyküsü) sembolik motiflerle donanmış, her nesne bir anlam çerçevesinde sembolleştirilmiştir. Mitoloji ilgilendirdiği konular gereği insan ve yaşam ile ilgili hemen tüm motifleri sembolleştirmeye yatkındır. İnsan anlayamadığı soyut durumları somutlaştırmada bir inanç sistemi kurmaya yönelmiştir. Bunları yaparken ise mitolojik simgesel motifleri kullanmaktan kaçınmamıştır. Eski Türk sanatlarında günümüze dek, bir halkın kökenine, tarihine, atalarına ve kahramanlarına ait mitler toplamı/bütünü olan mitoloji, hemen her dönemde süsleme sanatlarının konusu olmuştur.
Altay dağları’dan Akdeniz’e ve Tanrı dağlarından İdil (Volga) ile Tuna boylarına varıncaya kadar, birbirinden binlerce km. uzaktaki Türk coğrafyalarında; giyimlerde, dokumalarda, mimari eserlerde, mezar taşlarında, paralarda, ahşap ve madeni eşyada, ortak,/milli motifler, binlerce yıldır kullanılagelmiştir.
Türk Kültüründeki köklü milli birliğin varlığını, ayrıca milli geleneklerin devamlılık ve yaygınlığını Antalya’mızda görmek mümkündür.
Yeter ki, ilgililer ve aydınlarımız, bu eşiz milli kültür hazinelerimizi titizlikle korumaya yardımcı olsunlar…
Ön-Türk dili ve kültürünün sürekli varlığının kanıtı olan damgalar ve motifler yani daha yalın bir anlatımla bu coğrafyanın inkar edilemez tapuları olan bu sembollerden birkaç örnek sunuyorum sizlere…