Kültürel kimliğe ait unsurlar, bir takım kodlarla, simge ve sembollerle kültürel bellekte saklanır. Kültürel bellekte kodlanmış, millete ait unsurların kuşaklar arası aktarımı ise özellikle mezar taşlarında kendini gösterir.
Türk toplumunun yaşadığı coğrafyalarda köklü bir mezar geleneği kültürü vardır. Binlerce yıllık bir kültürü üzerinde barındıran mezar taşları, şekilleri ve verdikleri bilgilerle bir tarih arşividir. Mezar taşları bir milletin o coğrafyada var olduğunu kanıtlayan, tapu senetleri niteliğini taşıyan en önemli belgelerdir.
Atalar Kültü inancı içerisinde, İslamiyet’in kabul edilmesine kadar Şamanizm’den gelen inançlarının gereği olan unsurları mezar taşı geleneklerine de yansıtan Türkler İslamiyet’in kabulünden sonra da bu geleneği devam ettirmişlerdir.
Bu hafta kısaca Türk boylarının ortak olarak kullandığı “Tanrı” Damgasını tanıtacağız. Doç. Dr. Tahsin Parlak bu damga ile ilgili olarak, “Turan Yolunda Aral’ın Sırları” isimli kitabında Dış Oğuzların (Kıpçak, Kuman, Uz, Peçenekler) Damgası olduğundan bahisle 10-11 yy’a kadar Hristiyan olan bu Türklerin kiliselerinin üzerine kendi damgalarını koyduklarını daha sonra bu damganın tüm Hristiyan âlemine yayıldığını ifade eder.
Bu damganın anlamı Tahsin Parlak’a göre, “Tanrı’ya erişmek için gerekli şart, kısacası günahsız olma” demektir.