15 aralık 2020 yılında Eskişehir Şehir Hasta hanesine 1. Katta iki kişilik bir odada tedaviye başladım. Üç gün serum, iğne, ve çeşitli haplarla tedavi gördüm. Sanıyorum dördüncü günü 6.katta tek kişilik bir odaya aldılar, sonda taktılar altıma bez bağladılar çok kısıtlı bir tedavi süreci başladı. Bir müddet eşimi refakatçi olarak kabul ettiler yemek yemede, tuvalet ihtiyacımı gidermede bana yardımcı oluyordu. Bu dönemlerde devamlı maske taktırıyorlar ve hemşire, doktur kapıya gelince maskeni tak diye ikaz ediyorlardı. Geceleri sabaha kadar kuş bakışı Şehir hasta hanesinin bir bölümünü ve civarını seyrederek geçiriyordum. Gecenin belli saatlerinde ilaç vermek, iğne vurmak, tansiyon kontrolleri yapmak üzere hemşireler gelip gidiyorlardı. İşte bu aralar gerçek mi, halisilasyon mu olduğunu ayırt edemediğim bazı olaylar yaşadım. Mesela ( Bir deniz kenarında kalabalık insanlarla ve ya tek başıma ıssız dağlarda korkunç uçurumlardan iniyor küçük derelerden ıslanarak geçiyor sarp yokuşlar tırmanıyordum. Odamın tavanında devamlı bir bilgisayar ekranı duruyor ve bana işe, oksijen cihazını çalıştır gibi talimatlar veriyordu. 15 gün tedaviden sonra beni SSK kurumundan bir solunum cihazı kiralamak şartı ile taburcu ettiler. Ellerinde cihaz yokmuş siz alın sonra bize devir edersiniz dediler, aldık ve altı ay müddetle kullandım.
Sonunda da SSK’ya teslim ettik, bize paramızı iade ettiler.
Evde tedavi zamanımda da o bilgisayar beni yönlendiriyordu.
Tuvalete çıkmamı ikaz ediyor ve ben tuvalete gidiyor klozete oturuyordum o zaman altımda bir deniz oluyor ve ben hacetimi denize yapıyordum. Mesela işe dediği zaman işediğimde altımda ıslanma olmuyor ama bilgisayar ekranında
Küçük küçük kareli bir sayfa beliriyor o sayfada süratli bir şekilde tahlil yapıyor bazı rakamlar ve işaretler yazıyordu.
Bu bilgisayarla paylaşımlar yapıyor birçok arkadaşlarım da yabancı milletlere ait oluyordu. Onlarla da yemyeşil bitkilerle bezeli nehir kenarlarına, deniz sahillerine gidiyorduk.
Mart ayının ortalarında o bilgisayar bana “çok yanlış kullandığınızdan hesabınızı kapatıyoruz, bir daha da size hesap açılmayacak” diyerek kapandı. İşte onun kapanmasından sonra bu tür komutlardan kurtularak hayatımın normal seyri devem etmeye başladı.
İşte bu geçen süreç içinde Eskişehir Şehir Hasta Hanesine gece gündüz kalp damar, psikiyatri, nöroloji, üroloji ve ismini hatırlayamadığım birçok bölümlere taşındık durduk.
Allah razı olsun o süreçte oğlum Mustafa beni hasta haneye
götürüp getirdi. Evdeki tedavim süresince de kızım Belkıs ve eşim Gülay fedakarane ve hoşgörülü davranışlarla hep yanımda oldular. Allah onlardan razı olsun.
Eskişehir Şehir Hasata Hanesinden 2021 Ocak ayının ilk günleriydi ve bu tarihten sonraki evimde tedavim sürecinde gördüğüm halisilasyonlar daha da farklı idi. Mesela bir gece çok yüksek bir dağdayım birçok tren yolları var ama istasyonda kimseler yok. Az ilerde bir köy görünüyor oraya giderken bir insanla karşılaştım, arkadaş ben burya nasıl geldim hiç bilmiyorum Eskişehir’e nasıl giderim dedim. Adam “Buraya tren bazen gelir bazen bazen hiç gelmez.” Dedi.
Köye gittik ağaçlık tepeden başka ne ev ne de bir başka mekan. Bu nasıl köy böyle ne eveleri var ne ahalisi dedim.
“Doğru.” Dedi ve ilave etti. “Bu köyün bütün ahalisi bir mağara girişini gösterrek şu mağaranın içindeki sitelerde yaşar.” Dedi. Mağaraya girdik ki hepsi tek katlı lüks, yüzme havuzları, rengarenk çiçeklerle dolu bahçeleri olan evlerdi.
Bu sitelerin insanları büyük bir yemek salonunda yemeklerini hep beraber yemektelerdi. Ben de onlarla beraber yemek yedim ve misafir kaldığım eve dönünce baktım ki evimdeyim.
Sana binlerce şükürler olsun Rabbim diye Allah’a dua ettim.
Bir çok bilmediğim şehirlere gidiyor sokak sokak dolaşıyor ve kayboluyordum ve bu hal geçince evimde yatağımda olduğum halde kendime geliyordum. Nisan ayına kadar bu türlü halisilasyon olaylarını yaşadım. Elhamdülillah yüce Rabbim’in lütfu inayeti ile Korona ile mücadelemde muzaffer oldum.
Şimdi hayat seyrim normal olarak devam etmektedir.Elhamdülillah.
