“Deniz dibinden hüzün dolu bir kare.
Müsilajdan kurtulmak için boş bir Pina kabuğuna tırmanmış bir deniz hıyarı.
Gördüğüm 30 deniz hıyarının 20’si benzer şekilde bir yerlere tırmanmış.
Nereye kaçacaklar?”
diye yazmış Prof.Dr. M.Sarı Marmara denizine dalarak çektiği aşağıda ki link de göreceğiniz fotografın altına.
Marmara denizi hıyarı yaşamak için Fransa ve Hollanda’ya vekalet verdi yazım üstüne “Elinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş. Selam ve sevgiler” diye bir not düşmüş prof.dr. M. Sarı.
https://twitter.com/mustafasari_van/status/1399783559456604163
Türkçenin beyi Turgut Güler ansiklopedilerde ki yazınsal müsilaja dikkat çekiyor ve düzeltiyor , asilce. “Okuma, okuduğunu hazmetme ve yazma işlerini topluca terk edeli beri, desteksiz atış tâlimleri gırla gidiyor. Bir ansiklopedide, Fuzûlî hakkında:“Türkçe şiirlerde İkinci Ali Şîr Nevâî denmeye lâyıktır.”tarzında, garîb ve yerini bulmayan bir cümle kurulmuş.”
https://www.kirmizilar.com/tr/index.php/guncel-yazilar3/6175-turkcenin-uc-nadide-gulu
Kendimi Marmara denizinde yaşayan bir deniz hıyarı gibi hissediyorum, Barış Manço’nun kendimi hıyar gibi hissediyorum diyen şarkısında olduğu gibi.
Karamanço beyi Barış diyor ki
“Sözüm meclisten dışarı dostlar
Bugünlerde kendimi hıyar gibi hissediyorum
Hani dilim dilim doğrasalar beni
Marmara Ege Karadeniz ve hatta Akdeniz cacık olur diyorum
Derdim öylesine büyük ki dostlar
Kırka yarıp yine kırka bölseler
Ve kırk bostana gübre diye serpseler
Kırkbin tane ot biter de kırkbin derde deva olur diyorum”
Bu sözlerde ki derinliğin anlamı karşısında, Barış ozanın geçmişini araştırınca çok şaşırdım. Soy ağacının Karamanoğullarına kadar gittiğini ve Karamanço beyi olduğunu öğrendim. Bir yaşıma daha girdim. Karamanço soyadını alamadıklarından Manço soyadı ile Türk kültürünü TURGUT GÜLER gibi yaşattığını fark ettim. Gözümüzün önünde Manço gibi binlerce ozan olduğu gibi, fark etmediğimiz o kadar çok ozan var ki sözünü, sazını duymadığımız.
Kırmızılar “digital think tank” kitaplarıyla, sosyal medya yayınları ile desteksiz atış tâlimleri gırla giderken zihinleri müsilajla kaplayanlara karşı;
“Kırkbin tane ot biter de kırkbin derde deva olur diyorum” Barış Manço gibi.
Garîb ve yerini bulmayan bir cümleler bir bir silinip gidecek zihinlerimizden ve Marmara denizinde Marmara deniz hıyarı yaşamaya devam edecek. Kırmızılar her derde devadır.