23 Nisanlar’dan birinden
Atamın çocuklara armağan ettiği “kutlu olmasını arzu ettiğimiz” günün kaçıncı yılı?
İki okulun tam ortasında evimiz. Bayram şarkıları, afilli konuşmalar yankılanıyor…
Ama…
İçim öyle buruk hatta öyle kırgın ki. Dinliyorum yüreğimi evet şükrüm var. Atalarıma minnetim var. Ancak coşkum yok.
Neden diye sorguladım kendi kendime.
Sonra yazdım Google’a çocuk ölümleri diye.
Neleri hatırlatmadı ki?
Kahroldum.
Bi bakın. Yazamıyacağım isimlerini tek tek. Paylaşamayacağım fotoğraflarını. Cansız bedenlerinin görsellerini. Kayıp oldukları süreçte, basında, sosyal medyada dolaşan umut dolu, ışıl ışıl gözlerle bakan resimlerini.
Sahip olamadığımız, asla güvende olamayan, hakları korunamamış, aptal bir cinayetin, vahşi bir insanımsı yaratığın kurbanı olmuş onca çocuk.
Sonra…
Çocuk tecavüzleri geldi aklıma. Daha çok yandı yüreğim. Göz yumulan, bir şekilde hafifletilen, görmezden gelinen, sessiz kalınan, bir kereden bişey olmaz denilen, çocuk tecavüzleri. Tecavüzcüleri.
Yine tüylerim diken diken oldu.
Eyvah dedim. Yaşanan onca coşku içersinde hâlâ, şu anda bile bir depoda, bir kuytuda belki de çok yakınımızda bir çocuk istismar ediliyorsa. Kaçırılmak üzereyse… Cezasız kalacak yeni istismarlar her an yaşanıyorsa… İhtimaldir değil mi?
Önünü alamadığımızı, çözüm bulmak gibi bir derdimiz olmadığını, bugün duyup yarın unuttuğumuzu öyle iyi biliyoruz ki.
Evet refah şartları her çocuk için eşit olamaz. Mümkün değil. İstediğimiz bu da değil.
Her çocuk için eşit olarak sağlayabileceğimiz tek şey GÜVEN oysaki.
…
Şimdi kaç çocuk güvende.
Ya da bunu sağlamak için, kocaman kocaman yöneticilerimiz ne yapıyor sizce bu konuda.
Onca seçimler geçiyor, günlerce konuşulan tek şey, sadece seçim sonuçları. Ne propogandalar sırasında ne de süreç sonralarında duyduğunuz ve ‘işte bu’ diyebileceğimiz tek bir söz, proje, eylem duyabiliyor muyuz?
İşte böyle…
Nasıl kutlayalım giderek sığ, giderek yoz olan bir toplumda, çocukların güvende olmadığı bir bayramı?
Aydın kafaların üzerinde yükselecek, aydınlık yarınlarda, güven, huzur, hoşgörü ve adaletin hakim olduğu yarınlar dilerim kapıdadır. Ne yediği ya da ne giydiği konuşulmayan güvenle büyümüş mutlu çocuklar umudumuz. Ve onlara bu ortamı sağlamak vazifemiz.
Dün ölenin bugün unutulduğu, sessiz tecavüz çığlıklarının bir veba mikrobu, kanlı bir ah gibi elimize yüzümüze, vicdanımıza bulaştığı şartlarda bu mümkün müdür?
Bilmem!
Temennimiz o ki; hayat bayram olsun.
Hergün bayram olsun.
Çocuklar gülsün.
Çocuklar ölmesin.
Bugünün mutlu çocuğu yarının, yarınımızın temeli, teminatı olsun…
Olsun ki, Atamın, atalarımın ruhları huzur bulsun.
Nice bayramlara çocuklar.
Nice bayramlara.
Önünüzde bizler varken ne kadar olabilirse