Hazırlayan: Mehmet MEMİŞ, (E) Öğretmen
Zihni Derin, 1880 yılında Muğla´da doğmuştur. Babası Muğla´nın Kuloğulları ailesinden Mehmet Ali Beydir. 1897´de Muğla İdadisi´nden, 1900 de Selanik Ziraat Ameliyat Mektebinden, 1904 de Halkalı Ziraat Mekteb- Alisinden mezun olmuştur 1905 yılında Aydın İli Orman ve Maden Muamelat Katipliği ile Devlet Memurluğuna başlamıştır.
Rodos´ta Akdeniz Adaları (o zamanki adıyla Cezayir-i Bahr-i Sefit) İli Orman Müfettiş Katipliğinde, Gediz ve Simav ilçeleri Orman Müfettiş Vekaletinde bulunduktan sonra, 1907 de aynı ilçelerde Orman Müfettişi olmuştur. İki yılı geçince, Akdeniz adaları İli Orman Müfettişliğine aktarılmıştır.
1909 yılında geldiği balkanların kapısı Selanik şehrinde Selanik Ziraat Mektebinde Kimya, Ziraat Sanatları ve Jeoloji öğretmenliği görevlerini yapmıştır. Burada bulunduğu yıllarda Maide Hanımla evlenmiştir. Bu evlilikten iki erkek bir kız çocukları olmuştur. Yapılan Balkan savaşları sonrası Selanik şehri Yunanistan ile yapılan anlaşma gereği kaybedilince 1914 yılında Selanik’ten ayrılarak Bursa’ya gelmiştir. Bursa´da Sultani Mektebinde (Lise) ve Kız Öğretmen Okulunda Tabi İlimler (Zooloji, botanik, jeoloji gibi bilim dallarını içine alan ve doğadaki hayvan, bitki ve yer ile uğraşan bilim dalları topluluğu) derslerini vermiştir. Bu sırada da Bursa Milli Eğitim Müdür Vekilliği görevini yerine getirmiştir.
Bursa’nın Milli Mücadele yıllarında Yunanlılar tarafından işgal edilmeden hemen önce ayrılıp Ankara’ya gelmiştir. Ankara’da 1920-1924 yılları arasında kurulan Milli Mücadele Hükümetinin İktisat Bakanlığında ilk Ziraat (Tarım) Genel Müdürü olmuştur. Zihni Derin’i Zihni Derin yapacak olan ve üzeriden ne kadar süre geçse de adını hafızalarda taze bıraktıracak bir dönüm noktasını tamda bu yıllarda yaşayacaktır. Ancak öldüğünde değeri ve kıymeti anlaşılacak olan büyük mücadelesinin dönüm noktasında idi. Bu nokta 1921 Nisanında bakanlıklar temsilciliklerinin katıldığı bir komisyonun toplanması olmuştur. Bu komisyona dönemin Ziraat Genel Müdürü olarak İktisat Bakanlığı adına temsilci olarak katılan Zihni Bey komisyonda Rize ve çevresinin huzurlu bir yaşama kavuşturulabilmesi için insanların geçimini sağlayacak iş olanaklarının ortaya koyulması ve bölge halkının bu uğraşlara yönlendirilmesi gerektiği hususunda görüş bildirmiş ve bu görüşü komisyon tarafından kabul görmüştür. Zihni Derin´i bölgede bu konu ile ilgili inceleme yapması için komisyon tarafından görevlendirilmiştir. İşte ömrünün geri kalanı için yeni bir mücadelenin başlangıcı başlamış oldu.
Zihni Derin 1923 yılında Rize´ye gelir. Eski adı Garal Dağı olan hazineye ait bir bölgede 15 dekarlık arazi yöre halkına kaynak olacak tarım yeni iş olanaklarını test etmek için fidanlık işine tahsis edilir. Bölgede yaptığı incelemelerde yöre halkından meraklı kişilerin coğrafi olarak yakın olan Batum´dan dönüşlerinde getirdikleri ve bahçelerine diktikleri gayet iyi gelişmiş çay fidanlarıyla karşılaşır. Bunun üzerine Rize´de ziraat fen memurluğu yapan İbrahim´i Batum´a göndererek bir miktar çay fidanı ve tohumu ile aynı iklim özelliklere sahip Batum’dan mandalina çeşitleri getirerek fidanlığa diker. Daha sonra bizzat kendisi Batum´a düzenlenen bir geziye katılarak Batum ve çevresinde Ruslar tarafından kurulmuş olan çay bahçelerini, çay fabrikasını gezerek Astropikal Bitkiler Araştırma İstasyonunda incelemelerde bulunur. Geri Rize’ye dönerken beraberinde yeniden çay, narenciye ve çeşitli meyve tohum ve fidelerinin yanında bambu kökleri de getirir. Sadece fideler ile değil bu işte mahir olduğunu düşündüğü ve getirilen fidelerin bakımından anlayan bir Rus bahçıvanı da beraberinde getirmiştir. Böylece test için oluşturulmuş olan fidanlık tamamlanır. Zihni Derin oluşturulan bu fidanlığı Batum’dan getirdiği Rus bahçıvana emanet ederek Ankara’daki görevine geri döner. Batum’dan getirilen 500 bin cay fidanı halka dağıtılır. Fakat bu girişimin amacı yeterince halka benimsetilemediğinden ve devletinde konuya yeterince eğilim göstermemesinden dolayı yapılan bu girişim başarısızlıkla sonuçlanır. Karşılaştığı bu olumsuzlukla yılmayan Zihni Derin, konuya çözüm bulmak için bir kanun teklifi hazırlar ve bu kanunu bakanlık üstünden Meclis´e sunar. Bu kanun tasarısı o dönemin Rize Mebuslarının desteğiyle 6 Şubat 1924 tarih ve 407 sayıyla kanunlaşır ve “Rize Vilayeti ile Borçka Kazasında; Fındık, Portakal, Limon, Mandalina, Çay Yetiştirilmesi Hakkındaki Kanun” adıyla yürürlüğe girer.
Zihni Derin 1938 yılında kendisine verilen Rize ve çevresinde kurulan Zirai Teşkilatının koordinatörlüğü görevine kadar İstanbul ve Ankara’nın köklü liselerinde ve ziraat mekteplerinde kimya ve tıbbi ilimler öğretmenliği yapmıştır. Bu yıllarında Öğretmen arkadaşlarının anılarına göre; her kır gezisinden cepler dolusu bitki örnekleriyle döner ve laboratuvarda incelemeler yapar. Pancardan şeker çıkarır, çeşitli yağlardan da sabun yaparak çalışmalarına yılmadan devam etmiştir. 1938 yılında tekrardan kavuştuğu Rize de daha önce oluşturduğu fidanlıkta bulunan ahşap evlerden birinde kalmayı planlamıştı. Üst katını oda alt katını ise laboratuvar olarak kullanmayı tasarlamıştır. 1924 yılında oluşturulan fidanlığın gayet iyi ve sağlıklı bir şekilde yetiştiğini görmek onu mutlu etmiştir. Bu bahçede çeşitli süs bitkilerinin, mandalina, greyfurt, ağaçkavunu, portakal, limon, bambu ve diğer meyvelerin yanında küçük çaplı parsellerde yetiştirilen birkaç yüz fidandan oluşan çay bahçesi mevcuttu. 1946 yılında yaş haddi yüzünden emekli olan Zihni Hoca tarım bakanlığının özel bir kadro vermesi ile Ankara hizmetlerine devam etmiştir. Ankara’da bulunduğu görev süresince ara ara Rize’ye gelerek buradaki çalışmaları yakından takip ederek destek vermiştir.
Yıllar 1950’yi gösterdiğinde yapılan genel seçimlerde Rize’den bağımsız Milletvekili adayı olmuştur. Bu adaylık halkın kendisine ısrarı ile olmuştu. Sadece secim pusulası bastırmış hiç bir secim propagandası yapmamıştır. Zihni Hocanın düşüncesi meclise girerse Doğu Karadeniz’in sorunlarını dile getirebilmek anlamında ve bölgenin kalkınmasına katkı sağlayabilmek içindi. Fakat bu secimde tüm tanınmışlığına rağmen seçilememiştir.
1964 yılının ağustos ayında çay bitkisinin bilinçli olarak Rize toprağına dikilmesinin 40.Yılı kutlamaları doğrultusunda bazı bakanlar ile beraber çalışma Bakanı Bülent Ecevit ile birlikte Zihni Derin´de Rize’ye davet edilmiştir. Rize de kaldığı fabrikanın misafirhanesinden tören yerine gitmeye hazırlanırken Bülent Ecevit’i törene götüren Valinin aracına binmiştir. Tören yerine vardıklarında araçtan inen Zihni Hoca aracın arkasından geçmek için hamle yaptığında dönmek için manevra yapan şoför Zihni hocaya çarpmıştır. Bu kaza sonucu hemen hastaneye kaldırılan Zihni Hocanın kalça kemiği kırıldı. Tedavi için ilk uçakla Trabzon’dan Ankara’ya nakledildi. 3-4 ay süren yoğun tedavinin ardından eski sağlığına kavuşmuş olsa da 25 Ağustos 1965 yılında 85 yaşında verdiği mücadeleyi emanet bırakarak vefat etmiştir. Ölümü Rize’de geçirdiği kazaya yakın bir tarihi ihtiva etmesi acısından bazı soru işaretlerini de beraberinde getirmiş olsa da bu konuda net bir bilgi söz konusu değildir. Geçirmiş olduğu kaza ya bağlı olarak yapılan ameliyatlar ve tedavi sürecinin vermiş olduğu sıkıntıların etkisinin de yadsınamaz bir etkisi olduğu muhakkaktır.
Herkes gibi ölümünden sonra değeri anlaşılan bir kişi olarak bizlere kattığı değerler adına kendisine 1969 yılında TÜBİTAK tarafından Hizmet Ödülü vererek adını unutulmaması gereken değerler arasına katmıştır. Bu gün eşliğinde dertleri ve mutlulukları paylaştığımız çayı kültürümüze kazandıran bilim aşığı bu dehayı rahmetle anıyoruz.
KAYNAK: https://www.gazetegercek.com.tr/yazarlar/uzeyir-biyikli