Bugün 14 Mayıs…
14 Mayıs 1950 seçimleri ile Türkiye’nin demokrasiye geçtiği kabul edildiğinden 14 Mayıs tarihi önemlidir…
Ben bugün 14 Mayıs’ın başka bir ilginç yönünden bahsedeceğim…
14 Mayıs İstiklal Savaşı’nın Batı Cephesi Komutanı, Atatürk’ün silah arkadaşı, 2. Adam, Milli Şef unvanlarının sahibi İsmet İnönü’nün hayatında da önemli yer tutar. İsmet İnönü hayatının iki büyük siyasi yenilgisini 14 Mayıslarda yaşamıştır. 14 Mayıs 1950 tarihinde genel başkanı olduğu CHP seçimi kendisi de Cumhurbaşkanlığını kaybetmiş, 14 Mayıs 1972’de gerçekleşen CHP kurultayında da delegeler CHP Genel Başkanlığına Bülent Ecevit’i seçmiştir…
14 Mayıs 1950:
1950 seçimlerine “gizli oy açık sayım” ilkesini benimseyen, seçimlere yargı denetimini getiren yeni bir yasayla gidildi. Yani 14 Mayıs 1950 Seçimi 1946 seçimlerinin tüm şaibelerinden arınmıştı. İnönü seçim öncesi yakın arkadaşlarına “İşte demokratik sisteme girdik. Seçimler olacak; seçimlerde dövüşeceğiz, candan dövüşeceğiz… Ama seçimler bir defa bittikten sonra laf yok. Millet kimi seçerse, onlar dört yıl vazife görecek. Yeniden seçim devresine girdikten sonra tekrar dövüşeceğiz.” Demişti.
Seçimlere “Yeter Söz Milletindir” sloganıyla katılan Demokrat Parti, İkinci Dünya Savaşının getirdiği yokluk ve yoksulluğun mağduru olan geniş halk kitlelerinin desteğini alarak CHP’yi mağlup etti…
İsmet İnönü seçim sonrası da, kendisine sonuçları bildiren Ankara Valisi Avni Doğan’a telefonda şöyle diyordu. “Güzel, demek iktidar onlara teveccüh etmiş bulunuyor. Şimdi derhal Celal Bey’i telefonla arayınız ve kendisini tebrik ettiğimi söyleyiniz. İktidarı devralmak için hazırlıklarını yapsınlar.”
Resmi sonuçları açıklandı: DP %53,3 oy oranı ile 408 milletvekili, CHP %39,9 oy ile 69 milletvekili, MP ise %3.1 oy oranı ile 1 milletvekili kazandı. Bu sonuçla 12 yıldır ülkenin tek adamı olan İsmet İnönü artık cumhurbaşkanı değildi… Ama büyük olgunlukla iktidarı teslim etti…
14 Mayıs 1972:
12 Mart Muhtırasının ardından kurulan Nihat Erim hükümetine katılıp katılmamak konusunda CHP’de yaşanan iç tartışma sonucunda, CHP Genel Sekreteri olan Bülent Ecevit 21 Mart 1971 tarihinde genel sekreterlik görevinden istifa etti. CHP’nin 5 Mayıs 1972’de yapılan 5. Olağanüstü Kurultayı, İnönü-Ecevit çekişmesine sahne oldu. Kurultayda Ecevit yanlısı Parti Meclisi listesi galip çıkınca, İsmet İnönü, 8 Mayıs 1972’de, 33 yılı aşkın bir süre yürüttüğü genel başkanlık görevinden istifa etti.
14 Mayıs 1972’de toplanan ve İsmet İnönü’nün katılmadığı özel kurultayda, seçime tek aday olarak giren Bülent Ecevit, 1416 delegeden 913’ünün katıldığı kurultayda 826 oyla CHP’nin üçüncü genel başkanı olarak seçilir.
Bir süre sonra da hem CHP’den hem milletvekilliğinden istifa eder… Eski Cumhurbaşkanı olduğu için Tabii Senatör olarak yasama görevini sürdürür…
Bir 14 Mayısta Cumhurbaşkanlığını kendisinin eski İktisat Bakanı olan Celal Bayar kazanırken, 14 Mayıs 1972de de CHP Genel Bakanlığına eski Çalışma Bakanı olan Bülent Ecevit seçiliyordu… Tabir caizse 14 Mayıslar usta siyasetçinin, siyasetteki çıraklarına yenildiği tarih oluyordu…
İsmet İnönü, biraz da dünya konjonktürü gereği 1938-1946 arasında diktatörce bir yönetim sergilese de; her iki yenilgisinde hiç tereddüt etmeden görevi devretmesi, koltuğuna yapışmaması onun demokratik olgunluğa erişmiş bir siyaset adamı olduğunun göstergesidir.
Fazlı KÖKSAL