Yazar: Prof. Dr. Erhan Afyoncu
Yayınevi: Yeditepe Yayınevi
ISBN: 978-975-255-194-7
Sayfa Sayısı: 359
Yayım Tarihi: 2021
Baskı: 1
Hazırlayan: Mehmet MEMİŞ, (E) Öğretmen
Geleceği Anlamak İçin Yakın Tarih Dersleri
Günümüzde cereyan eden birçok mesele geçen asırda da hemen hemen aynı şekilde yaşanmıştı. Başta devlet adamlarımız olmak üzere okuma-yazma bilen her Türk’ün imparatorluğun 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın başındaki dağılma sürecini, ayakta kalabilmek için yaptığımız mücadeleyi, izlediğimiz yanlış siyasetler ve yaptığımız hatalar ile o dönemde Avrupa’nın bize karşı izlediği siyaseti bütün teferruatıyla okuması gerekir.
Bu kitapta Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde yaşanan ve günümüzde de yansımaları olan ilginç hadiseleri okuyacaksınız.(Kitap açıklaması)
*****
Prof. Dr. Erhan Afyoncu, Yakın Tarih Derslerinde , son 250 yılda yaşadığımız olayları özellikle Osmanlı Devletinin dağılış sürecini ve batılılaşma çalışmalarını anlatıyor. Ayrıca cumhuriyet dönemindeki bazı olayları da ele alıyor. Bu olayların etkileri ve sonuçları günümüzde de hissediliyor. Türkiye’nin bugün başını ağrıtan Ermeni ve Kürt meseleleri, güney doğuda yaşadığımız savaş ve göçün kökenleri o yıllara gidiyor. Kitapta anlatılan olayların nerede ise aynını bugün de yaşıyoruz: ekonomik problemler, ABD ve gelişmiş Batı ülkeleri ile ilişkilerdeki sıkıntılar gibi. Bugün de hayati problemler karşısında birlik olamıyor, kendi çıkarımızı veya mensup olduğumuz gurup/partinin çıkarını öne almaya çalışıyoruz.
“Tarih”i “tekerrür” diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi? Mısraında söylendiği gibi aydınımızdan ve devlet adamımıza birçok kişinin geçen asırda yaşanan hataların farkında olmadan aynılarını. tekrar etmeleridir.
Yazar ön sözde kitabın yazılış meramını şu şekilde dile getirmektedir: ‘Osmanlılar, imparatorluğun dağılmasını önlemek için 19. yüzyılda ardı ardına reformlar yaparak devleti ayakta tutmaya çalıştılar. II. Mahmud’un reformlarını Tanzimat reformları izledi. Yapılan reformların sonucunda meydana gelen ortamda çok farklı bir nesil yetişti. Geleneksel yapıdaki bürokrat ve ulemanın yerini Batılı tarzda düşünen aydınlar ve bürokratlar aldı. İmparatorluğu kurtarmak için fikri, askerî, siyasi ve diplomatik büyük bir mücadele verildi. Ancak bütün çabalarımıza ve verdiğimiz yüzbinlerce şehide rağmen imparatorluğu kurtaramadık. İmparatorluğu kurtarmak bir yana İngilizler’in ve Ruslar’ın yaptığı gibi bilinçli bir küçülme de yapamadık. İzlenen yanlış siyaset, yapılan büyük idari ve askerî hatalarla 10 yılda Yemen’den Arnavutluk’a kadar uzanan bir imparatorluk kısa sürede paramparça oldu. 1908’de 5 milyon kilometrekareye hükmeden Osmanlı İmparatorluğu, dünya savaşının sonunda 1918’de 200-300 bin kilometrekare kalmıştı. Başta devlet adamlarımız olmak üzere okuma-yazma bilen her Türk’e imparatorluğun 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın başındaki dağılma ve ayakta kalmak için yapılan mücade- 11 leyi, izlediğimiz yanlış siyasetler ve yaptığımız hatalar ile o dönemde Avrupa’nın bize karşı izlediği siyaseti bütün teferruatıyla okutmak gerekir.’
Kitap ibretlik ‘dersler’ le doludur: Balkan faciası, yenileşme hareketleri , meşrutiyet, iç çekişmeler, ittihat ve terakki dönemi, birinci dünya savaşındaki cephe savaşları, mütareke yılları…Bunlardan başka o yıllarda yaşanmış çok bilinmeyen birkaç hadise de anlatılmaktadır: 1922 Musul Harekatı, Meis Adası baskını, Fahrettin Paşa’nın yağmadan kurtardığı mukaddes emanetler, ’ Kardaş Kömeği’ (Azerbaycan Türklerinin kurtuluş savaşında yaptığı yardım kampanyası) gibi.
İbretlik Bir Olay: Teröristimizi Verin
II. Abdülhamid’in kıl payı kurtulduğu ancak 26 kişinin hayatını kaybettiği 58 kişinin hafif veya ağır yaralandığı bombalı terör eyleminden sonra Batılı devletler üzüntülerini bildirmişler Ancak Belçikalı terörist Eduard Joris yakalanınca Avrupalı diplomatlar, onun sivil olduğunu ve sivil mahkemede yargılanması gerektiğini söyleyerek isteklerini kabul ettirmişlerdir. Mahkeme idam kararı vermiştir. Karardan bir gün önce Belçika Büyük elçisi Joris’ in iadesini istemiş; karar kesinleşince de cezasını Belçika’da çekmesini talep etmiştir. Bu talepler reddedilmiştir. Ancak Osmanlı İmparatorluğu, diğer Avrupa başkentlerinden de talepler gelmeye ve bu talepler tehdit halini almaya başlayınca Batı’nın baskılarına boyun eğdi. Sultan Abdülhamid , canına kasteden Joris’in idam cezasını önce müebbet hapse çevirdi, sonra da affetti. Terörist Belçika’ya verilmedi ama pasaport verilerek Avrupa’ya gönderildi. ‘Kan dökmekten hoşlanmayan padişahımız, canına kasteden katili affetme yüceliğini gösterdi’ diye resmi bir bildiri ile meselenin üstü kapatıldı.
.