Aylardır çabalıyorum.
Hatta yıllar belki.
Düzgün yazıp, doğru konuşabilmek için. Cânım ana dilimizi. Mesela, “ana dili”, büyük harfle mi yazılıyor, küçük harfle mi? Bitişik mi yazılıyor ayrı mı?
Çok sık kullanmadığımız kelimeler ve yazım kuralları hele de titizlikle üzerinde durmaya çalışıyorsanız iyice bir zedeliyor özgüveninizi. Hemen Türk Dil Kurumu Yazım Kılavuzu imdada yetişiyor. Çoğu zaman hatta, onun bile yetişemediği kurallar, kelimeler oluyor. Ara tara, notlarına bak, sor soruştur… Ama mutlaka doğrusunu bul. Derya bu. Öyle kolay öğrenilir, yenilir yutulur, hazmedilir bir mesele değil ki. Onlarca başlık, uyarı, kural…
İstisnaî durumlar, bilaistisnaî durumlar.
Hakkını vermek, özünü bilmek, sindirmek ve dilimizi, ‘dilimizde bir makam tadında’ yaşatabilmek ne zor. Hem ki cânım Türkçemiz. Çok emek istiyor. Çalışma istiyor. Özen istiyor. Mesai istiyor ve en mühimi şu ki, vefa istiyor. Bi de aklımız fikrimiz ikinci dilde. İngilizce, Almanca, Japonca, Çince… Sanki hakkını verdik, iznini aldık kendi dilimizin de sıra şuna buna geldi. Belki de ahı var dilimizin herbirimiz üzerinde. Ondandır on-on beş yıl dil dersleri görüp de Cin Ali seviyesini bir türlü aşamamamız.
Allah bizi aydırsın ki, dil birliğimizin önemini idrak edip, fert fert beşikten mezara dek “dilimiz kimliğimizdir” bilincini yaşam tarzı, konuşma ve yazma biçimi hâline getirebilelim.
Neleri başlık altında incelemiş kılavuz bi göz atalım,
Ses, Harf ve Alfabe
Sesler ve Ses Uyumları
Düzeltme İşareti
Büyük Ünlü Uyumu
Küçük Ünlü Uyumu
Ünlü Düşmesi
Ünsüz Uyumu ve Ünsüz Düşmesi
Bazı Kelime ve Eklerin Yazılışı
Sayıların Yazılışı
Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler
Birleşik Kelimelerin Yazılışı
Deyimlerin, İkilemelerin ve Alıntı Kelimelerin Yazılışı
Yabancı ve Özel Adların Yazılışı
Noktalama İşaretleri
Hece Yapısı
Satır Sonunda Kelimelerin Bölünmesi
Kısaltmalar
Başlıklara bakınca hepsinin âlimi gibiymişiz gibi geliyor, ama detaylar o kadar kafa karıştırıp basit bir düz yazıda eli zorlayıcı olabiliyor ki, tekrar tekrar dönüp bakma gereği hissediyor insan.
Ve bu kadar başlık içinde ‘sosyal medya dili’ diye bir başlık şükür ki hâlâ yok. “Slm, nbr, cnm, saol, bişi diil, by, öptm…” gibi garip ve yakışıksız kısaltmalar yok. Zahmetsiz ve zevksiz kısaltmalar.
İnsanın kendi dilinden harf çalması hırsızlık sayılabilir mi acaba? Ya da inşaattan demir çalmaktan bir farkı var mıdır? Ben bilemem. Ama ki kulağa, göze ve vefaya aykırı ne varsa dışında ve karşısında kalmayı görev bilmeli. Dünyanın ve yaradılışın ahengine olan borcumuz açısından bunun böyle olması gerektiğini düşünenlerdenim.
Ha bir de yarınların sahibi gençlerimiz var. Biz bugünden çalarsak onlar yarınları bir enkaz olarak devralmazlar mı?
İşimiz zor. Geçmişimiz buna değer. Geleceğimizin bugün bizim gösterdiğimiz özene ihtiyacı var.
Dil nemelazımcılığı asla kaldırmaz. Ve vefasızlığımızın bedelini ağır ödetir. İlkokullarımız sadece şu kılavuzu belletse, dört işlemi kavratsa biraz da içinde estetik ve hakkaniyetin olduğu sanat ve beden eğitiminden ibaret ‘hayat bilgisi’ni öğretse, sırtımız zaten yere gelmez.
Sizce gelir mi?
Not: Şimdi şu yazıda kaç hatam oldu kim bilir? Bitmiyor ki öğrenmeler… Takrar tekrar okumadan da fark edilmiyorlar ki. Belki de hiç fark edilmiyor!
Sevgiyle efendim…
Canan’ca bir not olmuş olsun. Affınıza sığınarak,