Selahattin Salışık
Bundan 95 yıl önce 24 Haziran 1923’te TBMM aşağıdaki kararı oy birliği ile almıştı:
“TBMM Başkanlığından:
İstanbul’un düşman altında bulunduğu sırada Osmanlı ordusunun depolanan silâh ve teçhizatını her an ölümle karşı karşıya kalarak Anadolu’ya kaçırandüşmanın gizli istihbarat teşkilâtının içinde yuvalanarakmillî kuvvetlere çok yararlı bilgiler sağlayan M.M.Grubu Başkanı Topkapılı Mehmet Bey’e Vatana Üstün Hizmet faslından ayda 1.500 lira maaş bağlanması Büyük Meclis’in 24 Haziran 1923 tarihli toplantısında oy birliği ile kararlaştırıldı.”
Kimdi bu vatana üstün hizmette bulunmuş Topkapılı Mehmet Bey ?
İstanbul’un Topkapı semtinde yasayan Ünvanı Cambaz olan Topkapılı Cambaz Mehmet Çanakkale Savaşlarında sıradan bir erdir. Gösterdiği kahramanlıklardan dolayı er Topkapılı’ya onbaşı şeridini Albay Mustafa Kemâl verir. “Göreyim seni Topkapılı” diyerek.
Topkapılı’nın kahramanlıkları sürer. Çavuş şeritlerini Topkapılı’ya uzatırken de Albay Mustafa Kemâl yine “Göreyim seni Topkapılı!” diyerek cesaretlendirir.
Çanakkale’de dökülen kanlara rağmen Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmış ve 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Anlaşması ile silâhları bırakıp düşmana teslim olmuştu.
Anafartalar kahramanı Mustafa Kemâl Pasa da Topkapılı Cambaz Mehmet de artık işgal altındaki İstanbul’dadırlar. Mustafa Kemâl Pasa üç kez Padişah Vahdettin ile birçok kez de Osmanlı hükûmetinin Başbakanı Damat Ferit Pasa ve kabine üyeleriyle konuşmuş vatani düşman elinden kurtaracak önerilerde bulunmuş ama sonuç alamamıştır. Şişli’deki evinde en yakın arkadaşlarıyla sık sık gizli toplantılar yapan Mustafa Kemâl Paşa Anadolu’ya geçip Kurtuluş Savaşı’nı orada başlatmanın yollarını aramaktadır.
Yıl 1918, aylardan Kasım, Topkapı’nın arka sokakları. Uzayıp giden ağaçlar arasında gizlenmiş gizlenmiş demir parmaklıklarla çevrili bahçesinde üç çoban köpeğinin dolaştığı ahşap bir ev . Evin büyük odası. Orta masada bir gaz lambası. “Pencereyle köşe duvarı arasına yerleştirilmiş kanepede uzanan Topkapılı Cambaz Mehmet, yağmurun sesini dinliyor. Kafasından bir gün önce Mustafa Kemal Paşa ile yaptığı görüşmeyi geçiriyor.
“Göreyim seni Cambaz Mehmet Bey!” sözleri sonra geçmişi canlanıyor gözlerinde Topkapı’daki üç sınıflı mahalle mektebinden haylazlığı yüzünden ayrılışı daha sonraları İstanbul’un sayılı külhanbeyleri arasında sivrilişi…
Topkapı’daki üç sınıflı mahalle mektebinden haylazlığı yüzünden ayrılan Cambaz Mehmet, Topkapı’nın tulumba takımında gösterdiği başarıları, deli yüreği ve gözü karalığıyla çevrenin sayılı külhanbeyleri arasında hızla sivrilir. Kısa sürede namı bütün İstanbul’a yayılır. İstanbul’un ünlü kabadayıları kendilerine bağlılıklarını bildirir. Cambaz Mehmet için söylenen sözleri şöyle özetleyebiliriz: “Çok zekidir. Şeytana külahı ters giydirir. Tazı gibi koşar. Silah atmada ve bıçak sallamada üstüne yoktur. Zalimlere karşı gaddar, mazlumlara karşı merhametlidir. İstanbul’da 50 bin silahlı adamı vardır. Gizli işlerin yolu Topkapılı’dan geçer.
Aynı zamanda padişahın amansız düşmanıdır. Topkapılı, Mustafa Kemal’in emrine binaen görüşmelerini kendi evinden yürütüyordu.Yine bir akşam Ali Bey ve arkadaşları ile gizli bir görüşme yapacaklardı.O gece eve Yüzbaşı Emin Ali Bey’den başka deniz yüzbaşısı İsmail Hakkı Bey, polis müdürü Sarazlı Ahmet Niyazi Bey ve diğer arkadaşları gelmişlerdi
İlk asker elbisesini Çanakkale’de giyer Topkapılı. Önce onbaşı daha sonra çavuş şeritlerini bizzat Mustafa Kemal’in elinden alır. Mustafa Kemal bu gözüpek, yiğit insanın yeteneklerini Çanakkale’deyken keşfeder. Kafasında, Anadolu’da bir “Milli Hükümet” oluşturma fikri kesinleşen Mustafa Kemal, Anadolu’ya geçmeden kısa süre önce Cambaz Mehmet’i çağırır ve emirlerini bildirir. Sonra omuzlarını sıvazlar ve “Göreyim seni Cambaz Mehmet Bey” der.
Toplantıda alınan istihbarata göre 13 Kasım günü itilaf devletlerinin savaş gemileri limana geldiği haberi alınmış buna karşı Osmanlı devleti hükümetinin hiçbir karşı harekette bulunmayacağı belirtilmiştir.Bunun üzerine Cambaz Mehmet “Arkadaşlar bu millet asla uşak olamaz” diye söze başladı. Mustafa Kemal’in emirlerini arkadaşlarına da anlattı. Önce İstanbul’da örgütleneceğiz sonra depo ettiğimiz silah ve cephaneleri Anadolu’ya kaçıracağız. Bunun yanında Kurtuluş mücadelesine katılacak cesur Türk gençlerini Anadolu’ya kaçıracağız.
Toplantının ardından herkes bu görüşmenin saklı kalması üzerine yemin etti. Düşman komutanını kaçıracaktık: 13 Kasım 1918 Türk tarihinin unutulmaz günlerinden biriydi.Cambaz Mehmet’ e göre; düşmanın ilk hedefi “Anafartalar Kahramanı” olacaktı. “En küçük bir tutuklama girişiminde düşman komutanını kaçıracağım” diyordu.
Miralay İsmet Bey’in Harbiye nezareti müsteşarlığına getirilmesi haberi M.M. grubu üyelerini çok memnun etmişti.Çünkü bu sayede,terhis olan erlerin adreslerini ve ordudan alınan silahların nerede depolandığını öğrenmiş olacaklardı.
Anadoluya Silah Kaçırmanın Yolları: Birinci yol olarak Karadeniz kanalı. Küçük deniz araçlarıyla silahlar önce Mürsel’e oradan da İç Anadolu’ya gönderilecek.Ağır silahlar ise İtalyan tüccarlar tarafından taşınacak.
İstanbul’un tüm hırsız ve yan kesicileri göreve çağırıldı, Topkapılı:
“depolardan silah çalma işini üzerime alıyorum.İstanbul’un bütün tanınmış hırsızları,yankesicileri benim emrimdeler.Bu insanlar hırsızdırlar,yankesicidirler ama aynı zamanda sizin kadar, benim kadar vatan severdirler.” Topkapılı’ nın evindeki toplantılar devam ediyor ve M.M.grubuna katılımlar her geçen gün artıyordu.
Tulumbacılık yıllarında, yıllarca yangınlara su pompalayan Cambaz Mehmet, Kurtuluş Savaşı’nın aort damarlarına kan pompalayacak olan M.M. Grubunu kurar. Daha sonra bu gruba M.M. Grubu’yla Ankara arasındaki bağlantıyı sağlayacak olan İstanbul Telgrafhane Müdürü İhsan Bey’de katılır.
Mustafa Kemal Paşa’nın koruma işini de Topkapılı bizzat üzerine almıştı.Bu gelişmelerin ardından yurdun çeşitli bölgelerinde meydana gelen Türklere karşı Rumların ve Ermenilerin işkenceleri artmıştı. Mustafa Kemal Paşa bu tehlikeyi ortadan kaldırmak için o bölgeye gitmesi gerekiyordu. Bunun için görevlendirilmesi gerekiyordu.Harbiye nezaretindeki arkadaşlarının nüfuzlarını kullanması ile Mustafa Kemal’in istediği gerçekleşti ve Dokuzuncu Ordu Müfettişliğine tayin oldu.
Bu durum İtilaf devletlerinin hoşuna gitmeyeceğinden bir takım hazırlıkların yapılması gerekiyordu. 15 Mayıs 1919 günü Galata rıhtımında olağanüstü önlemler alındı. Amaç Mustafa Kemal Paşa ile 19 kişilik maiyetinin Bandırma vapuruna sağ salim binişini sağlamaktı. Ayrıca yolculuk esnasında da güvenliği sağlıyacak Cambaz Mehmet 50 fedaisini vapura yerleştirmişti.
Milli Müdafa Grubu İstanbulda bir çok hıyanet şebekesi ortaya çıkarmıştı. Bunlar içinde: Kürt Teali ve Teavün Cemiyeti, İngiliz Muhipleri Cemiyeti, Amerikan mandası vb.cemiyetler .Bu cemiyetleri etkisiz hale getirmek yine M.M. Grubuna düşüyordu. Saraydaki her türlü konuşma Damat Ferit’in yaverleri ve hizmetçileri tarafından Topkapılı’ ya ulaştırılıyordu.
Anadolu’daki silahlı mücadeleye destek için gerekli silah ve cephanenin temininde Topkapılı’ nın adamları büyük bir ustalıkla çalışmış ve bir gecede koca bir cephanelik boşaltılmış,ardından Taksim ve Maçka kışlaları da boşaltılmıştı.
M.M. Grubunun merkezi güvenlik nedeniyle başka yere taşınmıştır. Şimdi yapılacak daha önemli bir iş vardı: Damat Ferit’in konağını kontrol edecek M.M. ajanı gerekiyordu. Bu iş için olağan üstü yakışıklı mülazım-ı evvel (üsteğmen) Galip Bey biçilmiş kaftandı. Genç üsteğmen Galip Bey’ in Damat Ferit’in yalısından göndereceği haberleri dikkatle bekleniyordu.
Ferit Paşa’nın yalısında General Harrington’un şerefine verilen yemekte tercümanın hastalanması üzerine Galip Bey tercümanlığı başarı ile yapmış ve İngiliz Generali’nin istediği cevapları verince hem Damat Ferit’in hem de General’in güvenini kazanmıştı.
Ferit Paşa yalısındaki sevgili:Üsteğmen Galip ile Ferit Paşa yalısında özel kalem müdürünün Nazan adındaki kızı birbirlerine aşık oldular. Galip Bey bu ilişkiden yararlandığında sadrazamın çalışma odasının anahtarı ve Osmanlının her türlü sırrı M.M Grubunun eline geçmiş oluyordu.
Hilafet Ordusu:Damat Ferit Türk Milleti’nin bağrında yeşeren Kurtuluş Ordusu’nun karşısına Hilafet Ordusu’nu çıkarmıştı. Galip Bey büyük bir başarı gösterip;
Hilafet Ordusu’nun hareket planlarını ele geçirip Anadolu’ya bildiriyordu. Böylece Hilafet Ordusu daha harekete geçmeden karşı tedbir alınıyordu. Galip Bey’in bu üstün başarısı kendisini tehlikeli bir duruma düşürdüğünden deşifre olmaması için Anadolu’ya çağrıldı. Ve Büyük Kumandanın yanında yerini aldı.
Yüzbaşı Bennet:General Harrington istihbarat başkanlığına Yüzbaşı Bennet’i getirmişti. Bennet İngiliz hükümeti adına önemli işler yapıyor, bu da Topkapılı Cambaz Mehmet’in hoşuna gitmiyordu.Bunun üzerine Yüzbşı Bennet’e bir suikast dzenlendi.Bennet ölmedi ama bacağından aldığı darbe ile tedavisine İngiltere’de devam edildiğinden etkisiz hale getirilmiş oldu.
Bu olay üzerine Topkapılı ve arkadaşları idama mahkum edildi. Fakat Topkapılı’nın üye olduğu İngiliz Muhipleri Cemiyeti başkanı Papaz Fru bu kararı engellemiştir.
Hafız Kemal;Camilerde verdiği vaazlerle Mustafa Kemalin yapmış olduğu mücadelerin haklılığını vurguluyordu.Topkapılı memnundu, böyle din adamlarına ihtiyaç vardı.
Silah, silah, silah; Anadolu’da Türk Ordusu Büyük Taaruza hazırlanıyordu.Bunun için silaha ihtiyaç vardı.Bu ihtiyacı karşılayacak yer Maçka kışlasıydı.Burası bir İngiliz taburu tarafından korunuyordu. Kışlanın cephaneliğini boşaltacak emin bir yol aranıyordu. Nihayet Topkapılı düşüncesini açıkladı:Cephanelik tünel kazılarak boşaltılacaktı.
Plan başarıyla uygulandı.İngiliz askerlerinin çok iyi koruduğu cephanelik içten içe boşaltıldı. Boşaltılan sandıkların içine toprak yerleştiriliyordu.
Bütün Depolar İnceleniyor: Topkapılı’nın İstanbul’da beşbin usta hırsızı görev başındaydı. Anadolu’ya tez elden top gönderilmesi gerekiyordu. Gelen raporlara göre Rami kışlası bu konuda gerçekten yararlıydı.Bir gece yarısı Fransızlar’ın gözü önünde Fransız askeri üniforması giymiş Türkler tarafından boşaltıldı.
Yunanlılar’a İngiliz desteği önleniyor: M.M. Grubunun yapması gereken çok önemli bir şey kalmıştı:İstanbul’da Yunanlılar’a sürekli yardım eden 50 bin kişilik İngiliz ordusu tereddüte düşürülmeliydi, ama nasıl? Topkapılı: “arkadaşlar biliyorsunuz Anadolu’dan gelen bütün mektuplar İngilizler’in kontrolünden geçiyor.
”Eğer Anadolu’da Yunan ordusuna son darbenin vurulacağı haberi ile bir de İstanbul’da biraz kıpırdanmalar olursa İngiliz ordusu kıpırdamak istemeyecektir. Sonuç olarak bu plan tutmuştu.Türk ordusu Yunanlılar’ı İzmir’de denize dökmüştü. Ardından Mudanya Konferansı toplanmış İngiliz ve Yunanlılar’ın kolu kanadı kırılmış oldu.
Hemen sonra Lozan Barış Konferansı, 1 Kasım 1922 Saltanatın kaldırılması ve İstanbul hükümetinin boyunduruğundan kurtulmuş Türk ulusunun gerçek temsilcisi T.B.M.M. hükümeti milletin gerçek temsilcisi olmuştur.
Ankara Ekspresinde iki yolcu: Mehmet Bey ve Nurettin Bey görevlerini yapmış olmanın huzuru ile Ankara’nın yolunu tutmuşlardı. Topkapılı Nurettin Bey’e “Tarih böyle bir zafer yazmamıştır.”,”Mustafa Kemal Paşa 1918 yılında Şişli’deki evinde konuşurken büyük zaferin pırıltılarını görmüştüm. O zaman bana Mehmet, Çanakkale’de nasıl kazandıysak yine kazanacağız. Hele sizin gibi kahraman Türk evlatları oldukça ordumuzun yenilmesi imkansızdır.” demişti.
Mehmet Beyi Mustafa Kemal Paşa karşıladı;hoş geldin,nasılsın bakalım diyerek elini uzatıyordu. Oturdular sohbet ettiler,Mustafa Kemal Paşa kendisine İstanbul mebusluğu teklif etti. Topkapılı, Paşa’nın teklifini kibarca reddetti. Mustafa Kemal de ,”Hiç değişmemişsin Mehmet yine o eski Topkapılı Cambaz Mehmet!”
İstanbul’un Kurtuluşu: 6 Ekim 1923 günü büyük komutanın muzaffer ordusu İstanbul’a giriyordu. Topkapılı bu sahne karşısında sevinç gözyaşlarını döküyordu.
Dışişleri Bakanlığı’nın gizli dosyalarının ele geçirilmesinden, Damat Ferit Hükümeti’nin Bakanlık toplantılarının dinlenmesine kadar varan bir istihbarat çalışmasının müthiş öykülerini, isimsiz kahramanların büyük özveriler sonucu işgalcilerin cephane depolarından silah elde etmelerini ve Anadolu’ya kaçırmalarının yürek oynatan hikâyelerini bu kitapta izleyebilirsiniz.
Bir gün İngiliz Kuvvetleri Komutanı General Hurrington’un makam arabasını kaçırıp BMM Başkanı Mustafa Kemal’e hediye ederler.
Bugüne kadar incelediğim yüzlerce tarihi kitap ve belge arasında ilk defa bu kitapta rastladığım bir tarihi gerçeği sizlerle paylaşmak isterim.
“15 Mayıs 1919 günü ise Galata Rıhtımı’nda olağanüstü bir kalabalık vardı. Seyyar satıcılardan, ayakkabı boyacılarından, polislerden, jandarmalardan, hamallardan geçilmiyordu. Bunlar M.M. Grubu’nun tepeden tırnağa silahlı adamlarıydı. Görevleri Mustafa Kemal paşa ile 19 kişilik maiyetinin Bandırma Vapuru’na sağ salim binmelerini sağlamaktı”
1932 yılının haziran ayında hayata gözlerini kapayan Cambaz Mehmet, BMM’nin 24 Haziran 1923 tarihli oturumunda oybirliğiyle kendisine bağlanan 1500 liralık maaşı kabul etmez. Bir tavuğun 12.5 kuruşa satın alındığı bir dönemde kendisine bağlanan 1500 liralık maaşı getiren yaveri Nurettin Bey’e hayret dolu gözlerle bakarak şöyle der:
“Ben bir şey yapmadım. Vatanım için, Mustafa Kemal Paşam için üzerime düşen görevi yerine getirmeye çalıştım. Hizmetleri gerçekleştiren arkadaşlarımdır. Ben buna layık değilim. Hayır, bana bunu yapamazlar.” Ve Nurettin Bey’e son emrini verir: “Hemen gidin ve aylık iradı [maaşı] Hilal-i Ahmer’e [Kızılay] devir muamelesini yapın.”
Topkapılı 1932 yılı Haziran ayında öldü. Milli mücadeledeki hizmetlerine mükafaten İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmiştir. Kurtuluş savaşının adsız kahramanlarından biri daha böylece tarih oluyordu. Topkapılı Cambaz Mehmet’in oğlu Ali Büyükyılmaz babası gibi küçük yaşına rağmen babasının adına yakışır bir vaziyette bir Milli müdafacı olarak kendine düşen görevi yapmıştır.
Mim Mim Teşkilatı Kurucuları
- Tüccar Topkapılı Cambaz Mehmet Bey (Grubun İstanbul’daki reisi)
- Sandalcılar Kahyası Ali Osman Reis (1924’te Mustafa Kemal’e suikast düzenlediği iddiasıyla İstanbul İstiklal Mahkemesi‘nde yargılandı)[4]
- İhsan Pere (İstanbul‘da Gizli Telgraf Merkezi kurulduktan sonra Müdâfaa-i Milliye Cemiyeti’nin Ankara ile haberleşmesini sağlanmıştır)
- Hamallar Kahyası Salih Reis (İştirakçi Hilmi liderliğindeki Türkiye Sosyalist Fırkası üyesi)
- Hemşinli Komünist Mehmet (İstanbul’daki Şefik Hüsnü‘ye bağlı Aydınlık grubundan)
- Hemşinli Mahmut (Şefik Hüsnü liderliğindeki TİÇSF‘nin İstanbul kanadı olan İstanbul Komünist Grubu‘ndan)
- Hemşinli Abdullah
- Osman Kaptan
- Ahmet Kaptan
- Tahsin Kaptan
- Eczacı çırağı Galip
- Aydınlık Kütüphanesi’nden Şevki
https://www.facebook.com/komenulkesi/photos/topkapili-cambaz-mehmet-ve-mm-grububundan-95-yıl-önce-24-haziran-1923te-tbmm-aşa/1618087174926174/