Deniz ÜNVER
Bağımsız Araştırmacı
29 Nisan Cumartesi günü Irak’ın başkenti Bağdat’ın güneyindeki Vasıt (Kut) Vilayetinde bulunan Türk Şehitliği’nde Kut’ül Amare Zaferi’nin 107. yıldönümü vesilesiyle bir tören düzenlenmiştir[1]. Törene katılan Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi, “Bu zafer, Çanakkale Zaferi’nden sonra ordularımızın İngiliz saldırılarını önce püskürttüğü, sonra İngiliz Birliklerini abluka altına alıp etkisiz hâle getirdiği ve esir aldığı parlak bir zaferdir[2]” demiştir.
Kut’ül Amare Zaferi’ni ve etkilerini anlayabilmek için bu zafere giden tarihi süreci bilmek önem arz etmektedir. Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasını takiben, Eylül 1914’ten itibaren İngilizler, Osmanlı Devleti ile savaşa girme ihtimaline karşı Irak’ı işgal etme hazırlıklarına başlamıştır[3]. Irak’ın Hindistan yolu üzerinde olması dolayısıyla emniyet altına alınması İngilizler için önem taşımaktaydı. Bunun yanı sıra, Irak, İngilizler için Ortadoğu enerji kaynaklarına yakınlığı sebebiyle de ilgi odağı hâline gelmişti.
Ancak Çanakkale yenilgisi ile İngilizler itibar kaybetmiştir[4]. Britanya İmparatorluğu, Bağdat’ı ele geçirip askeri bir zafer sağlayarak bu itibar kaybını unutturmak istemiştir[5]. Bu sebeple General Townshend Türk birliklerinin imha edilmesi ve Kut’un işgal edilmesi talimatını Hindistan Karargâhı’ndan 23 Ağustos 1915’te almıştır[6]. Bu bağlamda General Townshend’e, İngiliz siyasi subayı Sir Percy Cox tarafından Bağdat’a girmenin siyasi olarak önem arz ettiği ve neredeyse İstanbul’u işgal etmek kadar etki yaratacağı belirtilmiştir[7]. Bu telkinden de anlaşılacağı üzere Bağdat’ı işgal etmek Britanya İmparatorluğu için büyük önem arz etmekteydi.
İngilizlerin bu niyetleri karşısında Miralay Nurettin Bey (Sakallı Nurettin Paşa) Kut’un güneyinde bulunan Essin bölgesinde savunma pozisyonu almıştı[8]. İngiliz Birlikleri 12 Eylül 1915’de Essin’in güneyinde bulunan Ali Garbi’ye saldırmışlardı ve muharebeyi kazanmışlardır. Türk birlikleri ağır kayıplar vermişler ve bunun sonucunda 28 Eylül’de geri çekilmek zorunda kalmışlardır. İlerlemesine devam eden İngiliz kuvvetleri 29 Eylül’de Kut’u işgal etmişlerdir[9]. Böylece, Kut’un işgali ile çok büyük bir alan İngiliz hâkimiyeti altına girmiştir. Basra Vilayetinin hemen hemen tamamı ve suyolları İngiliz kontrolüne geçmiştir[10].
Bağdat’a doğru ilerlemesini sürdürmek isteyen General Townshend, aldığı emir doğrultusunda 22 Kasım’da Bağdat’a yakın bir konumda bulunan Selman-ı Pak’taki Türk birliklerine saldırmıştır. Ancak, Türk kuvvetleri Selman-ı Pak’ta İngiliz askerlerini yenilgiye uğratmıştır. Türk birliklerinin başarısı üzerine General Townshend ve birlikleri 25 Kasım günü Kut Kasabası’na sığınmak zorunda kalmıştır[11]. Britanya İmparatorluğu böylece Selman-ı Pak’ta muharip kuvvetlerinin yarısını yitirmiştir[12].
Yeni kurulan Osmanlı Altıncı Ordusu’nun komutanlığına atanan Mareşal Von der Goltz’un emriyle Irak ve havalisi komutanı Miralay Nurettin Bey’in kuvvetleri 27 Aralık 1915’te Kut Kasabası’nı kuşatmışlardır. Karşı taarruza geçen General Townshend komutasındaki İngiliz kuvvetleri Kut’u kurtarmak için Tigris Kolordusu ile Türk askerlerine saldırmıştır[13]. Bu çerçevede Türk birlikleri 4 Ocak 1916 günü yer alan Şeyh Saad Muharebesi’ni ağır kayıplar vererek kaybetmişlerdir[14]. Bu durum üzerine Miralay Nurettin Bey görevden alınmış ve yerine 6 Ocak 1916’da Enver Paşa’nın kendisinden iki yaş küçük amcası Halil Paşa atanmıştır.
Ancak, bu esnada İngiliz kuvvetlerinin kayıpları da fazladır. İngiliz kuvvetleri 5000 kadar asker kaybetmişlerdi[15]. Nitekim, Vadi, Felahiye ve Sabis Muharebelerinde İngiliz kayıpları daha da artmıştır. 21 Ocak 1916’daki Hannah Savaşı’nda İngiltere 2700 asker daha kaybetmiş ve İngiliz kuvvetleri geri püskürtülmüştür[16].
Bu esnada Kut’ta bulunan İngiliz askerlerinin durumu da çok kötüydü. Bunun sebebi yaygın salgın hastalıklar ve gıda yetersizliğiydi. İaşe sıkıntısına yönelik olarak atların ve katırların kesilmesi gibi önlemler alınmış olsa da bir çözüm sağlanamamıştır. Yenilgiye doğru her gün en az 20 asker açlıktan ve hastalıktan ölüyordu[17]. General Townshend’in Türk kuşatmasından kurtulmak için görüşmelere başlamaktan başka çaresi kalmamıştı. Bu amaçla General Townshend, Halil Paşa’ya 1 milyon İngiliz sterlini vermeyi teklif etmiş ve bunun karşılığında da ordusuyla birlikte Hindistan’a gitmesine izin verilmesini talep etmiştir[18]. General Townshend’in bu teklifi Türk tarafınca reddedilmiştir. Sonunda, 29 Nisan 1916’da başka çaresi kalmayan General Townshend ve emrindeki askerler teslim olmuşlardır. Bu teslimiyetin ardından 5 General ve 272’si İngiliz ve 204’ü Hintli olmak üzere 476 subay esir alınmıştır[19]. Ayrıca, 2.592 İngiliz ve 6.988 Hintli olmak üzere 9580 muharip er ve 1306 yaralı asker esir düşmüşlerdir[20].
Osmanlı Ordusu bu esirlere karşı insancıl davranmıştır. Halil Paşa esir edilen General Townshend’in kılıcını kendisine iade etmiştir[21]. Böylece, Halil Paşa Townshend’e karşı insancıl bir tutum izlemiş ve kendisinin askerlik onurunu koruma niyetini açık bir şekilde göstermiştir[22]. Bunun yanı sıra esir düşmüş askerlere Kızılay aracılığıyla yardımlar yapılmıştır[23] ve nihayetinde İngiliz esirler 2 Mayıs 1916’da ülkelerine iade edilmiştir[24].
Kut’ül Amare’de kazanılan bu büyük zaferi takiben başarılarından ötürü Halil Paşa’ya altın İmtiyaz Madalyası verilmiştir[25]. Emrindeki birliklerden Birinci Piyade Alayı ise altın ve gümüş İmtiyaz Madalyaları ile ödüllendirilmiştir[26]. Halil Paşa Cumhuriyet kurulduktan sonra ise Soyadı Kanunu ile kazandığı bu zafere ithafen Halil Paşa Kut soyadını almıştır.
İngiliz kuvvetlerinin Kut’ül Amare’de aldığı ağır yenilgi Britanya İmparatorluğu için tam bir hayal kırıklığı olmuş ve geniş yankı yapmıştır. Türklerin bu zaferinden sonra Britanya halkı ve politikacıları orduya karşı duydukları tepkiyi gizlememişlerdir. Kut’ül Amare Zaferi sadece Britanya basınında değil, batılı ülkelerin medya organlarında da yankılanmıştır. Örneğin, Almanya’nın Vossiche Zeitung Gazetesi Kut’ül Amare’yi Britanya İmparatorluğu’nun aldığı en acı verici askeri darbe olarak nitelendirmiştir[27]. Kut’ül Amare, hâlâ İngilizler için Britanya askeri tarihinin en ağır yenilgisi olarak anılmaktadır. Öyle ki, İngiliz Tarihçi James Morris Kut’un kaybedilmesini Britanya askeri tarihindeki en haysiyet kırıcı yenilgi olarak tanımlamıştır[28].
Sonuç olarak Kut’ül Amare Zaferi, Türk tarihinde önemli bir yere sahiptir. 1916 yılından itibaren tarih ders kitaplarında yerini almış ve Bayram olarak kutlanmıştır. Bu zafer, Çanakkale Zaferi’nin ardından Birinci Dünya Savaşı’nda Türk tarafının kazandığı en büyük başarı olarak kabul edilmektedir.
*Resim: https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/turk-tarihinin-buyuk-zaferi-kutul-amare/2223000
[1] Ali Makram Ghareeb, “Kut’ül Amare Zaferi’nin 107. yılında şehitler Kut’ta törenle anıldı”, Anadolu Ajansı, Nisan 29, 2023, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/kutul-amare-zaferinin-107-yilinda-sehitler-kutta-torenle-anildi/2884834
[2] A.g.e
[3] İsmet, Üzen “İki Kuşatma, İki Komutan: Plevne (1877) VE Kut’ül -Amare (1915-1916), Gazi Osman Paşa Ve Tümgeneral C VF Townshend.” Güneydoğu Avrupa Araştırmaları Dergisi 15 (2014): 1-27.
[4] Küçükvatan, Mahir. “İngiliz Basınında Osmanlının Kut’ül-Amare Zaferi.” Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi 13.26 (2013), s. 58.
[5] A.g.e, 58.
[6] A.g.e, 59.
[7] A.g.e, 59.
[8] A.g.e, 59.
[9] A.g.e, 59.
[10] A.g.e, 59.
[11] A.g.e, 62.
[12] A.g.e, 59.
[13] Serdar Açıl, “Türk Tarihinin Büyük Zaferi: Kut’ül Amare”, Anadolu Ajansı, Nisan 28, 2023, https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/turk-tarihinin-buyuk-zaferi-kutul-amare/2223000
[14] A.g.e
[15] Küçükvatan, Mahir. “İngiliz Basınında Osmanlının Kut’ül-Amare Zaferi.” Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi 13.26 (2013), s. 65.
[16] Serdar Açıl, “Türk Tarihinin Büyük Zaferi: Kut’ül Amare”, Anadolu Ajansı.
[17] Küçükvatan, Mahir. “İngiliz Basınında Osmanlının Kut’ül-Amare Zaferi.” Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi 13.26 (2013), s. 77.
[18] Serdar Açıl, “Türk Tarihinin Büyük Zaferi: Kut’ül Amare”, Anadolu Ajansı.
[19] Şükrü Kanatlı, Irak Muharebelerinde 3’ncü Piyade Alayı Hatıraları, Genelkurmay ATASE Yayınları, Ankara 2006, s.27.
[20] A.g.e.
[21] Demir, Enes. “Kutü’l Amâre’de Esir Alınan İngiliz Birlikleri ve Esirlerin Durumları.” Kûtü’l-Amâre Zaferi’nin 100. Yılı Münasebetiyle I. Dünya Savaşı’nda Irak Cephesi (2016): s. 133.
[22] A.g.e, 133.
[23] A.g.e, 134.
[24] A.g.e, 136.
[25] Küçükvatan, Mahir. “İngiliz Basınında Osmanlının Kut’ül-Amare Zaferi.” Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi 13.26 (2013), s. 79.
[26] A.g.e, 79.
[27] A.g.e, 80.
[28] Serdar Açıl, “Türk Tarihinin Büyük Zaferi: Kut’ül Amare”, Anadolu Ajansı.
——————————————-
Kaynak:
https://avimbulten.org/Blog/KUT-UL-AMARE-ZAFERI-26-05-2023