24 Kasım 2015’te Rus uçağının düşürülmesiyle başlayan kriz her iki ülkeye de zarar verdi. Putin “emperyal güç gösterisiyle” çok sert tepki gösterdi, ağır yaptırımlar uyguladı. Ekonomide Türkiye daha büyük zarar gördü, Suriye’deki dengelerde Türkiye daha fazla sıkıntıya girdi…
*****
Taha AKYOL
Rusya Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov ülkemizi ziyaret ediyor, hoş geldi, sefa getirdi.
Türkiye’ye gelmeden tam 24 saat önce, “Türkiye artık Karadeniz’in efendisi değil” diye açıklaması da kimsenin dikkatinden kaçmadı.
Evvela Türk-Rus ilişkilerinin her alanda gelişmesinin memnuniyet verici olduğunu belirtmek gerekir.
24 Kasım 2015’te Rus uçağının düşürülmesiyle başlayan kriz her iki ülkeye de zarar verdi. Putin “emperyal güç gösterisiyle” çok sert tepki gösterdi, ağır yaptırımlar uyguladı. Ekonomide Türkiye daha büyük zarar gördü.
Suriye’deki dengelerde Türkiye daha fazla sıkıntıya girdi…
Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 27 Haziran’da yazdığı mektup üzerine Türk-Rus ilişkileri hızla düzeldi, 9 Ağustos’ta Erdoğan-Putin görüşmesi iyileşmeyi hızlandırdı.
Putin’in bu kadar çabuk yumuşaması, Moskova’nın “Avrasya stratejisi” bakımından Ankara’nın ne kadar önemli olduğunu gösterir.
Türkiye’nin NATO üyesi olması, Moskova’nın gözündeki önemini daha da artırıyor.
AVRASYA’NIN MERKEZ DENİZİ
Genelkurmay Başkanı Org. Gerasimov’un sözlerini de Moskova’nın “Avrasya” anlayışı açısından değerlendirmek gerekir.
Karadeniz, Avrasya’nın merkezi denizidir!
Kafkasya’daki askeri tatbikatın ardından Gerasimov’un söyledikleri şöyle:
“Bundan birkaç yıl önce Rus Karadeniz filosunun askeri kapasitesi Türk Deniz Kuvvetleri’ninkiyle rekabet halindeydi. O zamanlar Türkiye’nin neredeyse Karadeniz’in efendisi olduğu söyleniyordu. Artık her şey değişti.”
Çünkü Rus Karadeniz filosu Kalibr tipi kruz füzeleri taşıyabilen denizaltılarla donatıldı. QHA’ya göre, Gerasimov’un sözlerinin devamı şöyle:
“Sadece bir Bastion kıyı savunma sistemi 350 km’ye kadar füze fırlatabiliyor. Bu, Boğaziçi de dahil demek!”
Karadeniz sahillerinde Kırım’ı ilhak eden Putin’in iktisadi krize rağmen 2015 yılında askeri modernizasyon ve silahlanmaya 81 milyar dolar yatırdığı, bunun 2020 yılına kadar 500 milyar doları bulacağı biliniyor.
TARİHİN DERSİ
Bu tablodan bir savaş çıkacak değil ama “Karadeniz’in efendiliği” kavramının jeopolitik önemini görmek için Birinci Dünya Savaşı’nı hatırlamak gerekir.
1912 yılında Osmanlı elinde bir tek dretnot, yani o zamanki en güçlü savaş gemisi olmadığı için Selanik’i kaybetmişti.
İki yıl sonra, Dünya Savaşı arifesinde, “Karadeniz’in efendiliği” için Çarlık Rusya’sı Karadeniz’de inşa etmekte olduğu 3 dretnota dördüncüsünü eklemek için bütçeye 120 milyon ruble ek ödenek koymuştu!
Osmanlı da İngiltere’ye 2 dretnot siparişi vermiş, parasını peşin ödemişti. Fakat Churchill’in emriyle İngiltere bu dretnotlara el koyacak, 7 milyon altın olan parasını da iade etmeyecektir!
Abdülhamid’in başlattığı Almanya ile sıkı yakınlaşmanın da etkisiyle, Osmanlı bu iki dretnot yerine Alman Göben ve Breslav gemilerini “satın alacak”, savaşa girecektir…
21. YÜZYILDA
Bugün ve görünür gelecekte elbette bir genel savaş söz konusu değil. Fakat askeri güç, siyasi gücün çok önemli bir unsurudur. İşte, Rusya iktisadi sıkıntılarına rağmen askeri gücünü artırıyor, Avrasya stratejisinin merkezisindeki Karadeniz’de üstünlük sağlamaya böylesine önem veriyor.
Onun için Türkiye’nin NATO üyeliğinin önemi ve değeri azalmamış, artmıştır. Aynı sebepten Rusya ile sürtüşmeye gerek yok, çünkü iyi ilişkilerin hem iktisadi bağları güçlenir hem yeni bir kriz olursa çözüm kanalları mevcut olur.
Bütün bunlar sebebiyle, bu coğrafyada Türkiye güçlü olmak zorundadır. 21. yüzyılda bunun tek yolu vardır: Bilim ve teknoloji ile demokrasi ve hukukta çağın düzeyine çıkmak.
—————————————————