Şair Arslan AVŞARBEY (Mülki)

Memurdan Şair Mi Olur

Sır tutup ağzın’ büzmeyen

Memurdan şair mi olur?

Üstüne övgü düzmeyen

Memurdan şair mi olur?

Gamlanır, kasavet çöker

Derdini kağıda döker

Amir dudağını büker:

“Memurdan şair mi olur?”

Her şeyi içine atar,

Sözü diken gibi batar,

Devlet baba kaşın’ çatar:

“Memurdan şair mi olur?”

Gönlünü  kaplar bir tasa

Yönetmelik ya da yasa

“Sus” der, bir de basa basa;

“Memurdan şair mi olur?”

Gezer durur her tarafta,

Ömrü tükenir arafta,

Bütün sesi bir parafta:

“Memurdan şair mi olur?”

Adı çıkarsa şaire,

Hesap sorar tüm daire,

Vali, müdür ve saire:

“Memurdan şair mi olur?”

Etmek için seni iğdiş,

Başına gelir nice iş,

Sorguya çeker müfettiş:

“Memurdan şair mi olur?”

Akıllı ol; yaşına bak

Ekmeğine, aşına bak

Vatandaş der “İşine bak!”

“Memurdan şair mi olur?”

Irmağa göre akmayan

Amire selam çakmayan

Karısı bile takmayan

Memurdan şair mi olur?

Ana kızmış baba dövmüş

Mahalle ardından sövmüş

Ne bir güzel görüp sevmiş

Memurdan şair mi olur?

Bilsek kime fiyakası

Birleşmez iki yakası

Şiirle ne alakası?

Memurdan şair mi olur?

Yaz bir yere, olur lazım

Bazen nesir bazen nazım

Müsteşardan “olur” lazım

Memurdan şair mi olur?

Ol, aklından zorun varsa

Yazarsın uyak uyarsa

Bitersin bakan duyarsa

Memurdan şair mi olur?

Başlayınca bir nizaya,

Bakmazsın hakka, rızaya,

Mülki sen de geç hizaya:

“Memurdan şair mi olur?”

11.07.2015-Ankara

Türküler ve Ben

Herkes sevdiğine türküler söyler

Bense türküleri kıskanıyorum

“Ela gözlerini sevdiğim dilber”

Dedikleri o kız sen sanıyorum

Hayalinle uyku girmiyor göze

Bin bir kaygı ile çıkıp gündüze

Bir türküde “Zülüf dökülmüş yüze”

Sözünü duyunca huylanıyorum

Bir bam teli vurur bu yaram kanar

İstanbul türküsü sabrımı sınar:

“Herkes sevdiğine böyle mi yanar?”

Herkesi bilmem de ben yanıyorum

“Seversen Mevla’yı kalma yollarda”

Gelip de gör koydun hangi hâllerde

Özlem türkü oldu çalar tellerde

Her şafak onunla uyanıyorum

“Düşmüşüm derdine olmuşum âşık”

Menzilim meçhuldür yollar dolaşık

Gözüm fer etmiyor kalmadı ışık

Allah güç veriyor dayanıyorum

“Gurbet elde bir hâl geldi başıma”

Talih zehir kattı ekmek aşıma

Mecnun gibi vura vura döşüme

“Gesi Bağları’nda dolanıyorum”

“Tanrı’dan diledim bu kadar dilek”

Bir kere yüzüme gülmedi felek

Ben günahkâr kulum sen huri melek

Şimdi bir tek seni dileniyorum

Bu gönlümün anlar diye hâlinden

Bir imdat beklerim sazın telinden

“Ah neyleyim gönül senin elinden?”

Her gün başka renge boyanıyorum

Şirin basar şu bağrımı yol eyler

Leyla bakar çöle doğru gel eyler

“Bu dert beni iflah etmez del’eyler”

Bu müşküle derman aranıyorum

Mülkî’yim yâr sana yetmiyor elim

İmdada bir türkü çığırır dilim

“Zahide’m, gurbanım, n’olacak halım?”

Bir girdaba düştüm kıvranıyorum

25.07.2017-Eskişehir

Mülki (Aslan AVŞARBEY)

Yazar
Arslan AVŞARBEY

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen