Günaydın gün,
Her şey bir yansımaymış.
İçerisi ve dışarısı arasında.
Da,
Bazen kendi kör karanlığında içine içine kayboluyor insan.
El yordamıyla izine düşüyor ip uçlarının.
Arayı arayı bulsam izini dediği, aramakla bulunuyor mu ya?
Ne arayan bulurmuş, ne bulan arayanmış.
O zaman neden yoldaki karanlık?
Tipi, kar, boran.
Fırtına,
Düşe kalka yürüyüp uzaklaştığımız?
Her bulduğumuzu sandığımızda biraz daha yittiğimiz?
Pes’i var mı bu aramanın…?
Ya bulsa,
Bilir mi bulan…
Bulduğunu?
O kadar yabancı mı ki aradığı…
Uzun ince bir yol.
Gündüz ve gece.
Derman mı dertte sır?
Dert mi dermanın iksiri?
E aranan nerde?
Arayan kim?
Ya perdeye yansıyanlar…
Ya canlar canı…
O nerede?
E biz i’kimiz’
Kimiz…
canan’ca,