Prof. Dr. Celalettin YAVUZ[i]
İç siyasete girmediğimi kıymetli okurlarım çok iyi bilirler. Kendi hesabıma son bir yıldır yaşanan seçim sürecinin sona erdiğine seviniyorum. ‘Erken seçim’ çıkışı yapanlara “Yeter artık!” derken, seçmenin verdiği mesajları da sizlerle ve iktidarla paylaşmak istiyorum.
En Etkili Seçim Kartı “Ekonomi” Konuludur – Tabii Adayların Güvenilirliği de…
Mahalli seçimler sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın balkon konuşmasındaki pragmatist yaklaşımı aslında “Seçmen her zaman haklıdır!” sözünü desteklemektedir. Muhtemelen Cumhur İttifakı ve İyi Parti bu sonuçların analizi sonucunda yanlışları görebileceklerdir. ‘Önce milletim ve devletim!’ diyerek, seçmen duygularına bazı örneklerle tercüman olacağım:
– Geçen yıl Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin ilk turunda seçmen Cumhurbaşkanına mesajı vermişti. Beklenti hane halkı ekonomisinin iyileştirilmesi yönündeydi. Çünkü Ekim 2021’de Merkez Bankası Başkanının aniden değiştirilerek ekonomi yasalarına aykırı faiz politikası uygulaması Türkiye’nin ekonomisi gibi, devlete bağımlı emeklilerin ve çalışanların hane ekonomisini de alt üst etti. Üstelik bu gelişmede “dış güçler”in dahli de yoktu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonunda ise hane halkının ekonomisi düzelmedi. Buna itiraz eden varsa, 2011-2015 döneminde 1’nci dereceden emekli olan memurların kaç maaşı ile yeni bir araba alabildiğini, ya da bir maaşı ile kaç beyaz eşya alabildiğini, daha basitiyle bir maaşıyla kaç kilo et, kaç ekmek, kaç tane simit alabildiğine bakmalıdır?
– Gelinen günde, milli birlik ve beraberliğin çimentosu olan “orta direk” çökme noktasına gelmiştir. 16 milyon civarındaki emekli “yoksulluk” sınırı içerisine düşürülmüştür. Emekliler arasında iki türlü yanlışlığa gidilmiştir. Bir taraftan düşük emekli maaşı alanlarla, sözde yüksek olanlar arsındaki makas küçültülmek istendi. Diğer yandan her ne hikmetse milletvekili, bakan ve muadili olanların emekli maaşlarına dokunulmaz iken, diğer üst düzey memur emeklilerinin maaşları düşük tutuldu. Burada söz konusu olan; en düşük emekli memur maaşlarının yükseltilmesi değil, diğer memur maaşlarının düşük tutulması yanlışlığıdır. Bu kesim, görevde oldukları kadar olmasa da emekli iken de “orta direk”ti ama bu direklerin belleri büküldü…
– Bazı adaylar konusunda gereken titizliğin gösterilmediği anlaşıldı. En tipik örnekler arasında Ankara ve İstanbul var. Ankara’da ikisi de eski MHP’li adaylar arasında neredeyse iki kat farkın mevcudiyeti, milliyetçi kesimin oylarının dürüstlüğüne daha çok inanılan ve ayağı daha çok yere basan adaya oy verildiğini açıkça göstermektedir. Şaibelere tutarlı cevap verilemeyişi, bir bakıma iktidarın ekonomik sıkıntı çektirdiğini ispatlarcasına “emeklilere kaynağının nereden geleceği belli olmayan vaatlerde bulunulması”, geri tepmiştir.
– İstanbul’da aşağı yukarı son Cumhurbaşkanlığı II. Tur seçimlerine yakın bir oy alındı. Yani “Millet İttifakı” kadar. Oysa ittifak dağılmıştı. Ancak İstanbul’da İyi Parti ile DEM’in oylarının büyük bir kısmı ile MHP’nin oylarının bir kısmının CHP’ye gittiği veya “boş oy” kullanıldığı anlaşılmaktadır. Özellikle MHP (ve yakın görüşteki İyi Parti) taraftarlarında adaylar beğenilmediğinde “boş oy” atmak eski bir gelenektir. Bu durumun Manisa, Kastamonu, Kütahya ve Bursa’da da yaşanmış olması kuvvetle muhtemeldir.
– Cumhur İttifakı yanlısı sağduyu sahibi seçmenler arasında da cumhurbaşkanından tüm bakanlarına kadar en üst düzey görevlilerin adeta asli görevlerinden daha çok mahalli seçimlere bu derece yüklenmeleri hoş karşılanamamıştır. Keza Türkiye’de Adalet ve İçişleri Bakanlıklarını her seçimde “tarafsız bakanlarca” yönetilmiş olduğu hafızalarda hala canlı iken, tam aksinin uygulanması geri tepmiş olabilir. Zira ‘Adalet’, her görüşteki insan için gereklidir!
Karadeniz’de, Kafkaslarda, güney sınırlarımızda, Doğu Akdeniz’de küresel ve bölgesel oyun kurucular her türlü oyunu sahnelerken, son bir yılımız seçim atmosferi ve kutuplaşmayla geçti. Sonuç itibariyle seçmenin mesajı şöyledir: Kutuplaşma bir tarafa bırakılıp asgari müştereklerde bir araya gelinmeli, yoksulluğun etik değerleri dibe vuracağı, milli birlik ve beraberliği zedeleyeceği hatırlanmalı ve mutlaka milletimizin hane halkı ekonomisi düzeltilmelidir!
————————————————
Kaynak:
[i] Güvenlik Politikaları Uzmanı