Prof. Dr. Celalettin YAVUZ[i]
Kıbrıslı Türklerin Rum baskı ve asimilasyonunun, hatta “ENOSİS” adıyla Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlama ülküsünü gerçekleştirmesine ramak kala önlenmesinin üzerinden tam 50 yıl geçti. 50 yıl önce Türk Silahlı Kuvvetleri, dönemin Ecevit-Erbakan ortaklığındaki koalisyon hükümetinin kararlı ve cesur kararı sonrasında çok önemli bir tarihi zafere imza attılar.
Kıbrıs Barış Harekâtı’nın üzerinden 1,5 yıl geçtikten sora Mersin-Gazi Magosa arasında lojistik sefer yapan TCG Erkin’de görev yaptığım sırada sık sık Kıbrıs’a da gitmiştim. Dinlediklerim arasında en çarpıcı olanlardan biri, Kıbrıslı Türklerin “11 yıldır Mehmetçik’in Ada’ya gelmesini bekliyorduk. Harekât sonrasında genç kızlarımız, babalarına bile yapmadıkları şekilde Mehmetçiğin postalını çıkartıp ayaklarını yıkadı!” şeklindeki sözler idi.
Daha önce kaynayan Ada’da Barış Harekâtı’ndan sonra taraflar arasında hiçbir ciddi sorun yaşanmamıştır. Oysa Kanlı Noel’in yaşandığı 1963 olaylarından sonra 1964’te Ada’da konuşlandırılan BM Barış Gücü 1974’e kadar Türklere yapılan baskıyı önleyemedi. Hatırlanacağı üzere Kıbrıs Barış Harekâtı öncesi gerçekleştirilen Yunanistan destekli darbeye karşı üç garantör ülkeden İngiltere yanaşmadı ama Türkiye yeterli olmayan harp silah ve araçlarıyla Ada’ya çıktı. O günden beri de Kıbrıs’ta hiçbir Türk’ün burnu bile kanamadı.
Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası kendisine darbe yapılan “Kıbrıs Cumhurbaşkanı” Makarios bile Sampson darbesinin ve bunu tezgâhlayan Yunanistan yönetiminin (o dönemdeki Albaylar Cuntası) suçlu olduğunu söylemişti. Yani “Kıbrıs Sorunu” 1974’teki Barış Harekâtı ile değil, en azından harekâta sebebiyet veren Sampson Darbesi ile başlamıştı.
Aradan geçen yıllar içerisinde BM şemsiyesi altında sayısız görüşmeler yapıldı. “Kıbrıs, Girit olmasın!” diye adeta yırtınan Merhum Rauf Cumhurbaşkanı Denktaş’ın ömrü bu görüşmelerle geçti. Çözümle ilgili görüşmeler sonuç vermeyince 15 Kasım 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nin bağımsızlığını ilan etti. Edinilen bilgilere göre bu ilandan Türkiye’deki Turgut Özal Hükümeti’nin dahi başlangıçta haberi yoktu.
KKTC’yi bugüne kadar tanıyan tek ülke Türkiye oldu. Ancak yakın zamana kadar KKTC’nin tanıtımı konusunda mevcut hükümetlerin fazlaca gayreti olmadı. 22 yıllık Ak Parti iktidarı bile AB adaylığını olumsuz etkileyeceği düşüncesiyle bir-iki yıl öncesine kadar bu konuda suskundu. Üstelik ilk yılarında (Nisan 2004) BM Annan Planı’nın KKTC’li Türkler tarafından kabul edilmesi için ciddi gayretler de sarf edildi. Ancak Annan Planı, Türk tarafınca kabul edilmesine rağmen, kabul etmeyen Rum tarafının lehine gelişmelere sebebiyet verdi. Hele de KKTC’de de “AB havucu”na kapılan en üst düzeydeki devlet yöneticileri var olunca…
Kıbrıs’ta Ekim 2020’de, Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan 46 yıl sonra en gözde turizm beldesi olan Maraş yerleşime açılarak ilk ciddi ilerleme kaydedildi. İkinci ve diğer önemli gelişme de artık Ak Parti iktidarının “Cumhur İttifakı” destekçisi MHP’nin öteden beri ileri sürdüğü “İki devletli çözüm”e yanaşması oldu. Bunun ardından KKTC’nin tanıtımının gerçekleştirilmesi ön plana çıktı. Tanıtım konusunda da ilk adım Türk Devletleri Teşkilatı (TDT)’nda önce “Gözlemci Üye” sıfatı kazanılmasıyla başlatıldı.
Gelinen günde Türkiye’de ve KKTC’de tek ses halinde iki devletli çözüm desteklenmektedir. Yani Kıbrıs’ta Rumların ve Türklerin ayrı ayrı devletinin mevcudiyeti konusunda Türk tarafı bir ve beraberce kararlıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan da ilki Eylül 2022, ikincisi Eylül 2023’te olmak üzere BM Genel Kurulu’ndaki konuşmalarında KKTC’nin tanınması konusundaki ısrarcılığını sürdürmüştür. Büyük bir ihtimalle Eylül 2024’te de bu talep tekrarlanacaktır.
Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50’nci yılının kutlanacağı 20 Temmuz’da Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in de Güney Kıbrıs’a giderek sözde Ada’nın işgalini kınama etkinliğine katılacağı, hatta BM Genel Sekreteri ile de görüşerek provokasyonlarına bir yenisini ekleyeceği öğrenildi. Yunanistan’a uzatılan “zeytin dalı” bir kez daha kaktüs yaprağına dönüşmeye başladı.
Sonuç olarak ne yapılsa yapılsın Kıbrıs’ta iki devletli çözümden geri adım atılmamalıdır.
————————————————
Kaynak:
https://www.worldofturkiye.com/kazanilmis-haklari-gasp-edilen-kibris-turkleri/
[i] Güvenlik Politikaları Uzmanı