Türk Dünyası Rönesansı; Astana Zirvesi ve “2040” Vurgusu

Tam boy görmek için tıklayın.

Ergün MAMEDOV[i]

Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Orta Asya’da bağımsızlıklarına kavuşan Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan’dan oluşan dört Türk cumhuriyeti, 20. yüzyıla girerken jeopolitik konumları itibariyle birçok devletin stratejik hamlelerinin merkezinde yer almıştır. Orta Asya, coğrafi zenginlikleriyle birlikte yüzyıllardır tek bir jeopolitik ve manevi arena olarak hareket etmiş, aynı zamanda önemli doğal kaynakları, zengin insan kapasitesi ve tarihî-kültürel mirasıyla da dikkat çekmiştir.

9 Ağustos 2024 tarihinde düzenlenen Astana Liderler Zirvesi, Orta Asya’daki devlet başkanlarının bir araya gelerek istişarelerde bulunduğu önemli bir toplantıya ev sahipliği yapmıştır. Toplantının resmî adı “Devlet Başkanları Altıncı Danışma Toplantısı” olarak belirlenmiştir.

Kazakistan Cumhuriyeti Devlet Başkanı Kasım Cömert Tokayev, zirveye katılan diğer devlet başkanlarını karşılamış, Özbekistan Devlet Başkanı Şevket Mirziyoyev’e ise “Orta Asya Devlet Başkanları’nın görkemli fahri” rozetini takdim edilmiştir.[1] Toplantıda, Orta Asya devletleri arasındaki işbirliğinin acil konuları geniş bir yelpazede ele alınmış ve güncel küresel krizin etkileri üzerinde durulmuştur. Ayrıca Orta Doğu, Filistin’deki savaş, İran-İsrail ilişkilerindeki ihtilaflar ve diğer dış baskıların geleneksel ticaret yollarının kesintiye uğramasına, maliyetlerin artmasına ve bölgedeki enflasyonist zorluklara neden olduğu belirtilmiştir.

Görüşmelerin temeli, 2018 yılında yine Astana’da gerçekleştirilen ve “21. Yüzyılda Orta Asya’nın Kalkınması için Dostluk, İyi Komşuluk ve İşbirliği Anlaşması” adı altında ortak bir entegrasyon sürecinin başlatıldığı toplantılara dayanmaktadır. Her yıl düzenlenen bu toplantının bu yılki altıncı oturumunda temel konular belirlenmiş ve bu konular hedef olarak kabul edilmiştir.

Toplantıda kabul edilen belgeler doğrultusunda Orta Asya’nın birliğini teyit eden bir ortak bildiri esas alınmış, bildiride “2040” yılı temel hedef olarak vurgulanmıştır. 2040 yılına kadar olan süreçte, bölgesel işbirliği kapsamında bir kalkınma konsepti belirlenmiş, 2025-2027 yılları arası için ise hükûmetler arası ilişkilerin güçlendirilmesini temel alan bir diplomatik ve işbirliği yol haritası öne sürülmüştür.

Orta Asya’daki bu gelişmeler, post-Sovyet cumhuriyetleri üzerindeki Rus etkisinin azaltılması ve bağımlılığın aleyhte bir durumdan lehe çevrilmesi girişimleri olarak değerlendirilebilir. Hatırlanacağı üzere, 2022 yılında başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı ile birlikte Gazprom şirketi Avrupa pazarındaki önemli konumunu ciddi oranda kaybetmiş ve yönünü doğuya, esasen de Orta Asya’ya çevirmiştir.[2]

Rusya’nın Doğu Avrupa ve Güney Kafkasya’daki azalan yumuşak gücüne karşılık, jeopolitik hedeflerini gerçekleştirmek adına kurduğu Avrasya Ekonomik Birliği (EAEU), ekonomik entegrasyondan ziyade Rusya’nın jeopolitik hedeflerini dayattığı bir platform olarak görülmektedir. Bu oluşumun Rusya, Ermenistan, Kazakistan ve Belarus’u kapsadığı belirtilmiştir.[3]

Bu bağlamda Orta Asya’nın kendi jeopolitik potansiyelini, bölgesel ülkeler çerçevesinde kendi kaderini tayin etme girişimlerinde bulunarak geliştirmeye çalıştığı söylenebilir. Planlanan bölgesel işbirliği, bölgede Modern İpek Yolu projesiyle Çin’in etkisinin ve doğal gaz işbirliğiyle de Rus etkisinin azalmasına neden olacağı tahmin edilmektedir. Orta Asya’nın “2040” hedefi, aynı zamanda Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) “2040 Vizyonu”nu da akıllara getirmiştir.

TDT’nin “2040 Vizyonu” kapsamında bölgesel ve küresel siyasî dayanışmayı, karşılıklı işbirliği ve desteği daha da geliştirmeyi hedefleyen hükümler yer almıştır. Astana’da düzenlenen Orta Asya Devlet Başkanları Altıncı Danışma Toplantısı’na Türkmenistan (gözlemci üye), Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan gibi TDT’ye üye ve gözlemci üye ülkeler katılmıştır. Bu ülkelerin hem Orta Asya’daki bölgesel tutumları hem de TDT çerçevesinde diğer Türk devletleri olan Türkiye ve Azerbaycan’ı da kapsayan dolaylı bir “Orta Asya-2040” hedefi, ortak bir payda doğrultusunda önemli bir vurgusu yapılması beklenilmektedir.

Astana’daki zirvede, ulaştırma altyapılarının iyileştirilmesi ve ticaret güzergâhlarının geliştirilmesi gibi konular ele alınırken, bölgesel kimlik ve işbirliğinin ilerlemesi de önemli bir konu olarak öne çıkmıştır. TDT’nin “2040 Vizyonu” hedefi ise “Küresel ve bölgesel jeopolitik gerçeklerin bilincinde olan Teşkilat, bölgesel ve uluslararası barış, istikrar ve refahın elde edilmesi için yapıcı bir şekilde iş birliğinde bulunmaya istekli tüm ortakları dahil etmeye hazır, olumlu ve giderek daha yetenekli bir grup olarak işlev görmeye çalışacaktır” şeklinde ifade edilmiştir.

Türk Dünyası’nın hem bölgesel olarak kendi konumlarını güçlendirme girişimleri (Kafkasya’da Azerbaycan, Orta Asya’da Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan), bölgedeki dengelerin ve oluşacak yeni siyasî denklemin merkezinde yer almasını sağlayacaktır. Örnek olarak Orta Asya’daki bölgesel işbirliğinin derinleştirilmesi girişimi, 2018-2024 yılları arasındaki istatistiklere yansımıştır. Bölge ülkeleri arasındaki ticaret hacmi, 2018 yılından itibaren artış göstermiş ve 2024 yılı itibarıyla yaklaşık 5,7 milyar dolardan 11 milyar dolara çıkarak iki katına ulaşmıştır.[4] Aynı zamanda 6-8 Ağustos 2024 tarihlerinde, bölge ülkelerinin ulaştırma[5] ve enerji[6] bakanlarının katılımıyla (bu bağlamda ilk kez gerçekleştirilen) toplantılar düzenlenmiştir.

Modern İpek Yolu Projesi başta olmak üzere ulaştırma ve enerji koridorlarının ana merkezinde yer alan Orta Asya merkezli Türk Dünyası, Kafkasya ve Anadolu üzerinden Doğu Avrupa’ya açılan stratejik bir coğrafya konumuna gelmekte ve bu durum Türk cumhuriyetlerinin lehine bir gelişme olarak görülmektedir.

Bazı Kazakistan basın organları, Orta Asya’daki son durumu “Orta Asya Rönesansı”[7] olarak nitelendirmektedir. Rönesans kelimesi, etimolojik olarak “özüne dönmek”, “eski canlılığını yeniden kazanmak” ve “daha iyi bir duruma gelmek, gelişmek” anlamlarını içermektedir. Orta Asya’daki potansiyel jeopolitik gücün yeniden canlandırılması, bu bağlamda bir rönesans olarak değerlendirilmektedir. Bu durum Orta Asya çerçevesinde değil de TDT merkezli olarak, genel Türk Dünyası perspektifinden ele alındığında, “Türk Dünyası Rönesansı” ya da “Türk Dünyası’nın Yeniden Doğuşu” olarak nitelendirilebilir.

Sonuç olarak “Orta Asya-2040” vizyonu, hem Rusya’nın hem de Çin’in doğal gaz ve lojistik koridorlar bağlamında ekonomilerini canlı tutmaları konusunda Orta Asya ülkelerine karşı seçenekten ziyade bir zorunluluk olarak ortaya çıkacaktır. Siyasî ve jeopolitik konumuyla dikkat çeken Orta Asya, aynı kültürü ve siyasî çıkarları hedefleyen diğer bölgesel ve Türk cumhuriyetleriyle işbirliğini göz ardı etmeyecektir. Kazakistan basınında yer alan “Orta Asya Rönesansı/Yeniden Doğuşu” kavramı, jeopolitik ve stratejik gücün elde edilmesiyle değişen dünya düzeninde önemli bir konumda yer alacak ve “Türk Dünyası Rönesansı/Yeniden Doğuşu” anlayışını da beraberinde getirebileceği düşünülmektedir.

[1] “Participation in the sixth Consultative Meeting of Heads of State of Central Asia”, Consulate General of the Republic of Tajikistan in İstanbul, https://mfa.tj/tr/istanbul/view/15500/participation-in-the-sixth-consultative-meeting-of-heads-of-state-of-central-asia, (Erişim Tarihi: 16.08.2024).

[2] Marcin Popławski ve Filip Rudnik, “Russian gas in Central Asia: a plan to deepen dependence”, OSW, https://www.osw.waw.pl/en/publikacje/analyses/2023-10-31/russian-gas-central-asia-a-plan-to-deepen-dependence, (Erişim Tarihi: 16.08.2024).

[3] Mirshohid Aslanov ve Otabek Akromov “At Astana Leaders’ Summit, Uzbekistan’s President Highlights Ambitions to Deepen Regional Integration”, The Diplomat, https://thediplomat.com/2024/08/at-astana-leaders-summit-uzbekistans-president-highlights-ambitions-to-deepen-regional-integration/, (Erişim Tarihi: 16.08.2024).

[4] “Renessans Tsentral’noy Azii: Na Puti k Ustoychivomu Razvitiyu i Protsvetaniyu”, Kazahstanskaya Pravda, https://kazpravda.kz/n/renessans-tsentralnoy-azii-na-puti-k-ustoychivomu-razvitiyu-i-protsvetaniyu/, (Erişim Tarihi: 16.08.2024).

[5] “Memorandum o Sotrudnichestve i Astaninskoye Kommyunike: Sostoyalas’ Vtoraya Vstrecha Ministrov Transporta Stran Tsentral’noy Azii”, Ministerstvo Transporta Respubliki Kazakhstan, https://www.gov.kz/memleket/entities/transport/press/news/details/824410?lang=ru, (Erişim Tarihi: 16.08.2024).

[6] “Astana Hosts 6th Consultative Meeting Of Central Asian Leaders”, Radio Free Europe – Radio Liberty, https://www.rferl.org/a/central-asian-leaders-consultative-meeting/33072952.html, (Erişim Tarihi: 16.08.2024).

[7] “The Renaissance of Central Asia: Towards Sustainable Development and Prosperity”, The Astana Times, https://astanatimes.com/2024/08/the-renaissance-of-central-asia-towardssustainable-development-and-prosperity/, (Erişim Tarihi: 16.08.2024).

———————————————

Kaynak:

https://www.ankasam.org/anka-analizler/turkish-world-renaissance-astana-summit-and-2040-emphasis/

[i] Ergün Mamedov, 2020 yıllında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler tezli yüksek lisans bölümüne kabul almış ve 2022 yılında tezini başarıyla savunarak mezun olmuştur. Eğitimine hâlihazırda 2022 yılında başladığı Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler ana bilim dalında doktora öğrencisi olarak devam etmektedir. Gürcistan vatandaşı olan Ergün Mamedov, ileri düzeyde Gürcüce, orta düzeyde İngilizce ve başlangıç düzeyinde Rusça bilmektedir. Başlıca ilgi alanları, Güney Kafkasya ve Türk Dünyası coğrafyaları merkezli güncel diplomasi gündemi ve siyasî tarihtir.

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen