Kitap İnceleme: Tahrif ve Tashih: 13. Yüzyıl Anadolu Türk-İslâm Düşüncesi Üzerine İncelemeler – Emrullah ASTAN

Tam boy görmek için tıklayın.

Emrullah ASTAN[i]

Günümüzde akademik çalışmalar vasıtasıyla tespit edilen sayısız ve kaynaksız tahrif edilmiş bilgileri bulmak ve bunlarıkanıtlarıyla ortaya koymak nadir karşılaşılan bir durumdur. Bunun temel sebepleri arasında dezenformasyona uğramış bilgilerin ana kaynağına ulaşmakta zorluk yaşanması, bilgileri toplamada uzun ve yorucu bir sürecin varlığı gibi hususlar önplana çıkmaktadır. Tanıtım yapacağımız Tahrif ve Tashih: 13. Yüzyıl Anadolu Türk-İslâm Düşüncesi Üzerine İncelemeler adlı esergünümüzde akademik alanda sıklıkla rastlanmayan bu duruma bir örnek teşkil etmektedir. Hayri Kaplan tarafından kaleme alınan eser Türkiye’deki birçok yazma eser kütüphanesi başta olmak üzere İran, Mısır, Suudi Arabistan, Amerika BirleşikDevletleri, Almanya, İrlanda gibi ülkelerdeki farklı yazma eser kütüphanelerine ait elde edilen ilk elden kaynaklarla bilgilertashih edilmektedir. Tahrif ve Tashih tespit edilen yanlış bilgileri düzeltme çabasına binaen on yıldan fazla bir zamanın ürünüolduğu yazarı tarafından ifade edilmiştir.

Tahrif ve Tashih, İslam Tarihi, Anadolu Selçuklu Tarihi ve Tasavvuf Tarihi bağlamında Mevlânâ, Sadruddîn Konevî, AhîEvran ve Ahîlik üzerinden süregelen tartışmaları ve tarihsel sapmaları ortaya koyup düzelten emek mahsulü bir eserdir. Tahrifedilen konuların çokça yayılması müellifin ilk kaynaklara inmesini ve yazma eserlere başvurmasını gerekli kılmıştır. Buminvalde yazma eserlerin yanında birçok Türkçe ve yabancı kaynakla beraber, kitap çevirisi, dergi makalesi, İslamAnsiklopedisi gibi kaynaklara da başvurulmuştur. 

Araştırmacılar için kaynak kitap olma vasfını taşıyan Tahrif ve Tashih, yazma eserlerden nasıl faydalanılacağı, nasıl işlendiği, nasıl faydalanılması gerektiği gibi konulara dair önemli ipuçları içeren bir eserdir. Bağlamı gereği araştırma etiğinede çokça vurgu yapılan bu kitap, bir bilginin elde edilme ve işlenmesinde etik bahsinin önemini uygulamalı ve bilimselmetotlarla kendine has bir üslup ile ele almaktadır. Yazar bu tip etik vurguları eserin bilim insanı statüsüne ve bu statününahlaksal alanının dışarı çıkılmaması adına yaptığını da belirtmektedir. Müellifin, etik konusundaki hassasiyeti, kendisininde yanılabilir ve düzeltilebilir bir durumunda olduğunu belirtmesi objektiflik açısından önem arz etmektedir.

Eser şekil itibarıyla içindekiler, önsöz ve girişten sonra “Bayram’ın Eserlerinde Bilimsel Güvenilirlik: Atıflar ve Alıntılar”başlığını taşıyan birinci bölüm, “Ahî Evran’a Ait Gösterilen Üç Ana Eser” başlıklı ikinci bölüm, “Ahî Evran’a Ait Gösterilen Diğer Eserler” başlıklı üçüncü bölüm ve sonuç bölümünün ardından bibliyografya kısmıyla son bulmuştur.

Eserin başında fihristten öce bizleri İslam düşüncesinde önemli rolleri bulunan Abdurrahman Câmî ve Muhammed İkbal’inMevlânâ hakkındaki genel düşüncelerinin yanında Mevlânâ hakkındaki olumsuz cevapları zikreden Mikail Bayram’a cevapverilerek kitaba başlangıç yapılmıştır. İkinci sayfasında ise Ahî Evran ve eserleri hakkında bilgiler listelenerek burada MikailBayram’ın Ahî Evran’a ait gösterdiği eserlerin sahiplerine yer vermiştir. Önsözde eserin konusu kapsamı amacı ve telif süreciyazar tarafından zikredilmiştir.

Giriş bölümünde yazdığı esere ilgili alanda ihtiyaç olup olmadığını sorgulayarak başlayan müellif, eserin neden yazıldığınıdetaylı bir biçimde izah etmektedir. Bu bölümde bilgileri tahrif ettiğini belirttiği Mikail Bayram’ın yüksek lisans tezindenbaşlayarak yaptığı hatalara değinmektedir. Bu yanlışlıkların kendisinden sonra ilgili kişilerce yapılan tüm resmî ve ilmîçalışmalarda da esas alınarak kullanılması Tahrif ve Tashih’in yazımına zemin hazırladığını vurgulamaktadır. Yazar, bizzatkendisinin de bu yanlışlıklara maruz kaldığını ve Mikail Bayram’ın ürettiği bilgilere atıfta bulunduğunu ifade etmektedir. Bubölüm içerisinde yazma eserlerden yararlanmasının önemine tekrar tekrar atıfta bulunarak yazma nüshalardan kaynaklanançok küçük noktalara dahi dikkat edilmesi gerektiği ve bunun araştırmacı için zorunlu bir husus olduğunun altını da çizmektedir.

Bayram’ın Eserlerinde Bilimsel Güvenilirlik: Atıflar ve Alıntılar başlığını taşıyan birinci bölümde yazar, eseri yazmasının asıl noktasına değinmektedir. Yazar burada Mikail Bayram’ın bir tarihçi olarak yaptığı kasıtlı yanlışlıklarını detaylı bir şekilde nakiller ve görsellerle destekleyerek açıklamıştır. Yazar bu bölüm için burada tespit edilen tahrifatın bir hata arayışı sonucu olarakortaya çıkmadığını vurgulamaktadır. Ahî Evran’ın olduğu kabul edilen eserleri araştırırken Mikail Bayram tarafındandezenformasyona uğramış bilgilerden hareketle ele aldığını ifade etmektedir. Buna ek olarak yazar, Mikail Bayram tarafındandezenformasyona uğramış bilgiyi eserine işlemenin mümkün olmadığını da not düşmüştür.

Birinci bölümde çokça karşılaştığımız tahrif edilmiş bilgilerin düzeltilmesine dair bilimsel çalışma örnekleri, sadece tahrifedenin bilgileriyle yetinilmemiş bu tahrifatın ulaştığı kaynaklar da eklenerek tashih edilmiştir. Kaynakların bilhassa devletarşivlerinde yer alan ilk kayıtlarını esas almak suretiyle yazar tarafından incelenmiştir. Yazar bu bölümde Nasreddin Hocanın Ahî Evran olduğu iddiası, Ahî Evran’ın ölüm bahislerinin ayrı ayrı incelenmesi, Evhadüddîn-i Kirmânî’nin ve AhîEvran’ın kökeni hususu, Mevlânâ’nın Ahî Evran’ın eşi hakkındaki kötü ithamların tahrifi bahsini, Mevlânâ’nın Ahî Evranhakkındaki kötü ithamları, Mikail Bayram’ın Sadrüddin Konevî’inin eserlerinin tahrif bahisleri, Muhyiddin İbnu’l-Arabî’nin eserlerinin nerede telif edildiği, Konevî ve Mevlânâ arasındaki çeşitli çekişmelerin varlığı iddiası, Mevlânâ’nınkiralık katil tutturması ve Mevlânâ’nın Konevî hakkında tekfirci olduğu iddiası, Mevlânâ’nın Mesnevî’yi Ahî Evranlamücadelesi dolayısıyla kaleme aldığı iddiası, Mikail Bayram’ın Hucvirî vasıtasıyla Mevlânâ ve Şems-i Tebrîzî’yi hulûliyyemezhebine dâhil etmesi tahrifi, Mesnevî’nin Kur’ân’a eşdeğer ve vahiy ürünü olduğu iddiası, Mikail Bayram’ın Molla Câmî hakkında gerizekâlı gibi söylemleri, Şems-i Tebrîzî’nin Kimya Hatun’u öldürdüğü iddiası, Şems, Harîrî, Mevlânâ veSultan Veled’in livatacılık ve mübahîlik iddiaları gibi konuları tüm yönleri ve kanıtlarıyla bu bölümde zikredilmektedir. Temel olarak burada Bayram’ın tarihsel delilleri nasıl tahrif ettiği ve tarihsel bilgileri nasıl mecrasından çıkardığı birinci el kaynaklardan zengin örneklerle açıklanmaktadır.

İkinci bölüm Ahî Evran’a ait gösterilen el-Menâhicü’s-Seyfiyye, Metâli’u’l-Îmân ve Tebsırâtü’l-Mübtedî ve Tezkiretü’l-Müntehî adlı üç ana eser başlığıyla konuyu isimlendirilmektedir. Ahî Evran’ın tahkik edilen eserlerinin yanında eserlerin ulaşılamayan nüshaların tespitine varıncaya kadar zikredilen üç eser detaylıca ele alınmaktadır. Bu bölümde elde edilenbulgularla ilgili konu bilimsel ve kanıtlanabilir bir biçimde sonuca ulaştırmaktadır.

Üçüncü bölümü “Ahî Evran’a Ait Gösterilen Diğer Eserler” başlığıyla ele alan yazar, bu bölümde tüm eserleri zikretmesinin sebebini üzerinde çokça yanlışlık bulunan konuları açıklığa kavuşturmak olarak belirtmektedir. Bu bölümdeyaklaşık yirmi dört eseri tek tek inceleyen yazar, yazma eser kütüphanelerinden elde edilen eserlerle bu kitaplarınaidiyetlerini tashih etmiştir.

Tahrif ve Tashih bir yazma eserin ve tahkik edilmiş bir metnin nasıl işleneceğini gösteren bir referans kitabı niteliğitaşımaktadır. Yazma eserden nasıl yararlanılacağı hususundan ve bu eserden nasıl bilgiler elde edileceğine kadar ipuçları vereneser, içerisindeki kataloglar, levhalar gibi birçok fiziki unsur ile tahrif edilmiş bilgiyi bilimsel olarak ortaya koymaktadır.Kitapta, Devlet Arşivleri Başkanlığına ait Osmanlı Arşivlerinden ve Ahkâm defterine varıncaya kadar birçok belgeden,şecereden, berat ve vakfiyeden çokça yararlanılmış her bir yazma eser kataloğuna kutu ve gömlek numarasına kadar yerverilmiştir. El yazmaları üzerinde çalışmalar yapmayı hedefleyen araştırmacılar için terminolojik bilgiye vakıf olmalarınısağlama, yanlış okuma ve tespitlerle hataya düşülmesini önleme ve el yazmasından verimli bir biçimde elde edilecek bilgilerin metotlarını sunmaktadır.

  1. Yazar ele aldığı yazmaların tahrif edilen kısımlarını kırmızı renkle göstermiş ve daha sonra tercümelerinde de aynırenkleri kullanarak okura netlik kazandırma gayreti gütmüştür. Özellikle tahrif edilen cümleyi orijinal metinlekarşılaştırmakta daha sonra Mikail Bayram tarafından tahrife uğramış metni Ve en sonunda da bu durumlarısentezlemektedir.
  2. Kitabelerde ve yazma eserlerde eseri telif eden kişilerin ölüm tarihleri not düşülmektedir. Bu uygulama ile dahasonraki dönemlerde ortaya çıkacak çalışmalarda bir kaynak olarak durmakta ve olası karışıklıklar için bir gösterge niteliği taşımaktadır. Kimi zaman araştırmacının dikkatinden kaçmasıyla karşılaşılan bir problemde ise yanlışlık gitgide büyümektedir. Müellif karşılaşılan problemin çözümü için eserinde bu tip ölüm tarihlerinin tespiti ve dikkat edilmesi gibihususlara dikkat çekmektedir. Özellikle ölüm tarihlerini vurgulayan “tüvüffiye”, “intikale” gibi fiiller beraber düşülen kayıtlardan evvel “fi” “der” gibi kalıpların kullanıldığını belirten yazar bunu örneklerle zenginleştirmiştir.
  3. Yazar, Arapça/Farsa vb. yazma eserin nasıl okunması gerektiğini ve eksikliklerden kaynaklanan sebeplerden ötürü uğrayacak tahrifatın ne derece büyük olacağını örneklerle ve detaylıca değinmektedir. Özellikle tahrifatın sadece konunun odağındaki Mikail Bayram özelinde değil bazen de ilgili konuda yanlışlık yapan diğer yazarları esas almaktadır. Yazar dildenkaynaklanan sorunların tespitini konu dâhilindeki tespit ettiği yazma eserler üzerinden açıklamaktadır. Tespitlerinin yanı sırayazar, yapılan yanlışlıkları Arapça kaide ve kurallar açıklayarak tashih
  4. Yazma eserlerde çokça karşılaşılan isimlendirme meseleleri gerek tahkik edenle gerekse yanlış okuyan kişilerce büyük bir karışıklık meydana getir Yazar özellikle eserinde bu tip yanlışlıkların üzerinden geçmek yerine Arapça kaide ve kurallarca nasıl okunabileceğini, yakın olarak hangi ifadelerinde yazılabileceği, isimlendirme çeşitleri vb. birçok durumla yanlışlıklara detaylıca inmektedir. Kitap isimlendirmelerinin nasıl olacağı vurgusunda ise bir isimlendirmenin nasıl olacağına kadar detaylı bir şekilde yönlendirme ve kanaatlerini dillendirerek kaynaklarına değinerek örneklendirmektedir. Eserde düşülen isim kayıtları bahsinde yazma eseri doğru okumanın isimlendirme bahsindeki önemine binaen yazar, bunu ketebe kayıtlarından ve unvan kısımlarından verilen örneklerle bir kılavuz görevi görmektedir. Yazma Eser uzmanı olacaklara bir kılavuz olan bu eserde özellikle bir isimlendirme bahsinin maddi fiziksel problemler neticesinde ne hale geldiği bu sorunla karşılaşıldığında nasıl bir yolla doğru okunabileceğine kadar detay sunmaktadır.
  5. Eser bir tahkik usul yöntemini de içermesinden ötürü ilgili konu ve eserlerin nüshalarını esas alınmamasından kaynaklı olarak ortaya çıkan tahrifata da değinmektedir. Bundan dolayı yazar tahkikli metinler dahi olsa diğer nüshalara ulaşılmaya gayret edip incelemeyi tercih etmiştir.
  6. Mikail Bayram tarafından kullanılan üç nüsha ve bir başka yayını esas alan yazar tahrifi detaylandırmak amacıyla bazen daha farklı nüshaları da temin etmek suretiyle karşılaştırma yollarına da başvurmuştur. Bir konu hakkındaki iddialar çerçevesinde zikredilen nüshalar dışında yazar bir sorumluluk üstlenerek ilgili kitapların var olan diğer nüshalarını tüm detaylarına kadar işleyerek zikretmektedir. Yazar bu yolla ilgili konu ve kitap hakkındaki tezlerini sağlamlaştırma yoluyla yanlışlıkları düzeltmektedir.
  7. El yazmalarında mushaf ya da metnin harap olması veyahut formalarından ayrılması sıkça karşılaşılan Bu problemin üstünde durulmaması ve dikkat eksikliğinden kaynaklanan sorunlar, beraberinde birçok bilgi yanlışlığını da getirmektedir. Yazar bu konuda örneklemesini, mushafa sonradan dâhil olan cilt örneğiyle vermektedir. İlgili örnekte tahrifatın bir diğer şekline ulaşması, kendisinin ifadesiyle de bunu tespit etmede üst düzeyde bir yetkili olmasa da zahiri görünüm ve çıkarımlarla yanlışlıkların önüne nasıl geçileceğinin ipuçlarını vermektedir.
  8. Yazar sema kayıtlarına çokça yer vererek bu sema kayıtlarını örneklerle des Sema kayıtlarını yazan kişinin kim olduğu gibi bilgilerini örneklerle göstermesi yazma eser uğraşısı içerisinde olacaklara bir örnek oluşturacaktır.
  9. Tahkik usûl ve yöntemleri içerisinde ve el yazmalarında başvurulan noktalarından ilki ilgili eserin istinsah kaydının işlenmesidir. Tahrif ve tashih adlı eser istinsah meselesine odaklanarak bu konuda tahrif edilmiş bilgilerin nasıl düzeltildiğini işlemektedir. İlgili konuda yazar bir istinsah kaydının zahriyelerde, mukaddimelerde, eser başlarında veya eser sonlarında yer alan dua cümleleri gibi spesifik yöntemlerle istinsah kayıtlarına bakarak bulunabileceğine işaret etmektedir. Yazar istinsah metodunu “el-Menâhic’in Halet Efendi Nüshasının kimin için istinsah edildiği meselesi” başlığı altındairdeleyerek örneklemektedir.
  10. Bir yazma da karşılaşılabilecek ipuçlarından bir tanesi de müstensihin eser sahibini üçüncü şahıs olarak ele almasıdır.Burada müstensih üçüncü tekil şahıs olarak ele aldığı yazar ağzından konuşma, yazarı övücü eklemeler yapma, hamdele vesalvele bölümlerinde değişiklik yapma durumlarını ve örneklerini ele alan yazar, bu detayı açıklayarak tahrif edilen hususadikkat çekmektedir.
  11. Kaynak olarak başvurulan el yazmalarında kaynak alınacak noktaları sıklıkla kullanan yazar özellikle dîbâcelerden,setâb/ferağ kayıtlarından ve örneklendirmeleri mevcut olan mühürleri kullanmıştır. Satır arası ve derkenar örnekleri ve pozlarıyla konu içeriğinde ipuçlarına rastlamaya çalışırken bu haşiyelerle tashihini güçlendirmektedir. Ayrıca unvan sayfaları ve notaları detaylı ve anlaşılır bir biçimde işleyerek netlik kazandırmaktadır.
  12. Yazarın tashih etmede yararlandığı kaynaklardan bir diğeri talikatlardır. Talikat kısmı tahkik eden kişinin metindekendisini yansıttığı nota verilen Bu bağlamda muhakkik metin ve kendi içinde bir bağ ile hareket etmektedir. İkincihusus ise dirâse kısmından farklı olarak bu metinlerin notlarının bulunan yerde telif edenin bizzat okuyucuya kılavuzluktaşıyan kısma yer vermesidir.
  13. Dirâse bölümleri bir muhakkik için tahkik yapılırken ele alınan kısımlar arasında yer almaktadır. Dirâse bahsindeiçerisinde bizzat metinsel unsurların yanında, önceki çalışmalar hakkındaki ipuçları, metnin sahibi, temhid, hatime vemukaddimeyi içermektedir. Yazar eserinde dirâse kısmını çokça kullanmaktadır. Sayısı hatime ve mukaddime örnekleriniörnekleriyle de durumu ortaya konan yanlış algı ve yanlışlıkları da izah

Yazarın kendine has akademik üslubunu kullandığı eserinde okuyucuya bilgi ve araştırma yöntemlerini zikrederken anlaşılır birüslup kullanmıştır. İlgili konunun açıklanmasında kendisinin oluşturduğu birçok tablo ile konu, olay ve iddiaları anlaşılırkılmaya özen göstermektedir. Müellifin eserinde kendine has yöntemleri ise;

  1. Yazar, Mikail Bayram’ın tahrif ettiği bilgilere dayanak olarak sunduğu birçok eserin “derleme” olduğu iddiasınıaraştırmasına dâhil etmiştir. Yazar ilgili eserlerin konu bağlamında bulunmasından ötürü zikredilen eserlerin özgün olupolmadığını kendine has bir yöntemle ve detaylı bir irdeleme ile okuyucuya sunmaya çalışmaktadır. Müellif, ilgili konudakikitabın bir derleme olmadığı iddiasını evvela eserin tam metnini daha sonra çevirileri çıkartmak suretiyle birinci şahsa aitalıntılar bir renkle ikinci şahsa ait alıntıları daha farklı bir renkle ve yazarın ifadelerini de daha farklı bir renkle sunarakkonuyu anlaşılır kılmaya çalışmaktadır.
  2. Yazarın tezini güçlendirmek için çeşitli yöntemlerine ek olarak bir konu hakkındaki yanlışlıkları ilgili kişinin hangi yollarla o sonuca vardığını, ilgili kişinin kullandığı kaynakları esas alarak Yazar bu metotla tahrif edilen bilgiyiesas aldığı iki kaynağa indirgemekte okuyucunun zihninde şüphe uyandırmadan konuyu görsel atıflarla destekleyerek ifadeetmektedir.
  1. Kalıp bir cümlenin var olan bir yazma eserde nasıl yer aldığını genel kanılarına da yer vermekte ve bu tip bir durumuokuyucuya açıklamaktadır. Eser içerisinde el yazmalarında sıkça kullanılan ve yaygın olarak karşımıza çıkacak kelime vecümleler hakkında bilgiler Örnek olarak, yaygın kullanımda zahriye sayfalarında ve hâmişlerinde müellif tarafında düşülen notlarla “min fevâidi/ez fevâid-i fülân” veya “min kelâmi/ez kelâm-i fülân” vb. ifadeler kullanılır. Tasavvufî yazmalardaçokça karşılaşılan ve Molla Câmî’ye ait olan “Reşh-i Bâl bi-Şerh-i Hâl” konu başlığı sonraki eserlerde sıkça karşılanmasıörneğinde olduğu gibi eserde yer almıştır.

Hayri Kaplan’ın ortaya koyduğu Tahrif ve Tashih adlı eser, tarihi seyir içerisinde dezenformasyona uğramış bilgilerin tespiti vetashihi konusunda önemli bir kılavuz niteliği taşımaktadır. Bunun yanında dünyaya mâl olmuş Mevlânâ, Şems-i Tebrîzî ve Ahî Evran gibi tasavvufî şahsiyetler hakkında zikredilen iddiaların ve yanlış bilgilerin düzeltilmesiyle alanda eksikliklerin ve soru işaretlerinin giderilmesine katkı sağlamıştır. On yıldan uzun süren çalışmasıyla araştırmacılar için kılavuz niteliği taşıyan bueseri gün yüzüne çıkaran Sayın Hayri Kaplan’a teşekkür ederiz.

ATIF: Kaplan, Hayri. “Tahrif ve Tashih: 13. Yüzyıl Anadolu Türk-İslâm Düşüncesi Üzerine İncelemeler, Ankara, Kalem Neşriyat, 2021. 669 sayfa”. Tahkik İslami İlimler Araştırma ve Neşir Dergisi 11 (Haziran / June 2023): 157-164.

[i] Arş. Gör., Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Tasavvuf Anabilim Dalı, [email protected]

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen