Bolu’yu Yazmak

İnsanın yaşadığı mekânı tanıması kendisiyle ilgili bir meseledir. Kendi içinde derinleşmeyen birinin mekânı anlaması, zamana sinmiş yaşanmışlıkları duyması pek de mümkün değildir. Halbuki zaman ve mekân insanın kendisiyle beraber vardır. İnsan mekânda olmadıktan sonra bunların bir kıymeti de yoktur. Çünkü var olamazlar.

Öyleyse bir insanın bu hayatta yapabileceği en önemli şeylerden birisi yine kendisiyle var olan bu kavramları kendinden yola çıkarak anlamaya çalışmasıdır. Bunun çok zengin sonuçları olacağını söylemek isterim.

İnsan kendi iç âleminde derinleştikçe zamanın ve mekânın derinliğini duyan bir varlık hâline geliyor. Belki de kendisinden beklenen şeyi, yani evrende olup bitenleri anlamaya başlayan bir bilge hâline dönüşüyor. İnsanın zamanda ve mekânda yaşadığı sıkışmışlık duygusundan kurtulmasının çaresi de budur, diye zannediyorum. Fakat bunun için bir “sevme” hâlinin şart olduğunu da en başta kabul etmek gerekir.

Bilgi; mekâna, kendimize, yaşamaya duyduğumuz sevgiyle açığa çıkan bir şeydir. Her ne kadar çalışmak, gayret gibi kelimeler önemli olsa da bilmenin, anlamanın, tanımanın özünde sevmek gibi bir hâl vardır. Benim Bolu için yaptığım çalışmaların özünde de hep bu sevgi vardır. Yazdıklarım, Bolu’ya duyduğum sevginin bir yönden açığa çıkmasıdır.

Bolu’ya ilk geldiğim zamanlardan itibaren yüreğimde adeta hazır bulduğum bir sevgiyle memleketin her türden zenginliğine yönelmeye başladım. Bu sevgi birçok bilgi ve değerle de karşılaşmamı sağlıyordu. Aslında kendimi tanımaya ve anlama çalıştıkça Bolu’yu tanıyordum. Kendi içimde derinleştikçe Bolu’da derinleşiyordum. Bunun nihayetinde Bolu’yla ilgili onlarca kitap, yazı, şiir, deneme, makale yazıldı. Bunların kuru kuruya bilmek eyleminden doğmadığını, büyük ölçüde sevgi ve anlama çabasının ürünü olduğunu bu konularda biraz derinleşmeye çalışanlar bilirler.

Sevgisiz yapılan işler bir vazife duygusuyla yapılırlar. Bunların yeri ve zamanı bellidir. Bir plana tâbidir. Halbuki benim Bolu’yla kurduğum yakınlık eğer öğretmenliğimi bir yana koyarsak herhangi bir vazife duygusundan kaynaklanmadı. Öğretmen olarak buraya tayin olmam, içimdeki Bolu sevdasını fark etmem, keşfetmem için sadece bir bahaneydi. Geçen zamanla beraber bunu anladım. İşte bu doğal, samimi duygularımı Bolu’ya gelir gelmez kendimde hazır buldum. İçimde adeta yaşayan bir Bolu vardı. Ben Bolu’da yaşadıkça bende zaten var olan Bolu’yu keşfediyordum. Kendimi tanıdıkça içimde büyük bir Bolu sevgisi de zuhur ediyordu.

Yazılarımın, şiirlerimin, kitaplarımın özünde bu sevgi var. Bu sevgi var edici bir şey. Yunus Emremizin “Aşk gelince cümle eksikler biter” dizesinde söylediği gibi bir duygu bu. İşte Bolu’ya duyduğum bu sevginin eseri olarak durmaksızın yazdım. Çünkü yapılması gereken işler, yazılması gereken yazılar vardı. Çok da derinlikli bir şekilde işlenmeyen Bolu’nun kültürü ve edebiyatıyla ilgili dur durak bilmeyen gayretlerin nihayetinde bazı çalışmalarım da ortaya çıkmış oldu. Bolu’da çok güzel insanlarla tanıştım. Onların desteklerini gördüm. Nihayetinde kalemimle çok sevdiğim Bolu’ya hizmet etmeye çalıştım.

Bolu’nun çok zengin bir tarihi var. Burada ilk kimler yaşadı, bunu bilemiyorum. Fakat ilk gelenlerden itibaren Bolu’nun çok sevilen bir yer olduğunu kendisine tarih boyunca verilen önemden anlayabiliyorum. Tarihî ve doğal birçok güzelliği kendinde cem etmiş Bolu’nun çok kadim hatıralara ev sahipliği yaptığını söyleyebiliriz. Ondaki mevcut güzelliği anlamak, hissetmek için bilginin yetmeyeceğini de kabul etmek gerekir. Çünkü Bolu ilhamı gür bir yerdir. Bu ilhamı duymadan Bolu hakkında gönülden gelerek ve sevgiyle iki satır bir şeyler yazmak çok güçtür. Yazsanız bile bu sadece kuru bilginin olduğu bir yazı hüviyetinde olur.

Bolu’nun kendisine duyulan sevgiyi anlayan, hisseden bir yer olduğunu düşünüyorum. Burada şunu söylemek gerekirse Bolu, kendisinde saklı güzellikleri çok olan bir yerdir. Yazıyla şiirle az çok ilgilenenler zamanın ve mekânın bir derinliği olduğunu kabul ederler. İşte bu zaman ve mekân derinliği konusu Bolu’da daima hissedilir. Burada yaşayanlar ve yaşananlar Bolu sevgisini gönlünde duyanlara elbette bir şekilde yansımaktadır.

Yazar
Yasin ŞEN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen