Çocuk Eğitimi- II: ‘’Aferin Benim Güzel Yavrum’’

“Çocuk, ihtiyaç duyduğu zaman sizi yanında bulsun. Kendini güvende hissetsin. Dokunun, kucaklayın, saçını okşayın, öpün. Sizin için önemli olduğunu hissettirin. Birlikte yemek yiyin, birlikte eğlenin, ev işlerini birlikte yapın. Alış- verişe birlikte gidin. Konuşun, itirazlarını dinleyin. Makul olanları kabul edin, Olmayanları neden yapılamayacağını anlatın. Sorumluluk almayı öğretin. Oyuncaklarını, eşyalarını birlikte toplayın. Ev işlerine ortak edin.

Genelde anne ve babalar çocukların yönlendirirken hep olumsuzluklarla tehdit eder ve korkuturlar. “Koşma. Ayağın takılır düşersin sakatlanırsın”, “Bırak o kitabı, yırtarsın”, “Bıçakla oynama elini keser” gibi olumsuz ikazlar yaparlar. Hep çocuğu yapacağı şeyden korkutur, hem de bazı yeteneklerinin gelişmesine engel olurlar.

“Şuradan koşarsan güvende olursun”, Bıçağı şu şekilde tutarsan elini kesmez gibi olumlu, yol gösterici sözler daha faydalıdır. Koşmaktan değil de, düşüp sakat kalma korkusu kafasına yerleşmiş bir çocuğun, koşucu veya sporcu olması beklenemez. Bıçağın elini kesip kanatacağını düşünen çocuğun aşçı olması mümkün mü? Bir sayfayı yırttı diye azar işiten, hatta dayak yiyen çocuğun, kitap sayfalarını karıştırmasını veya okumasını düşünmek, biraz hayal değil mi?

Çocuk kendi yaptıkları ile ilgili konularda anne ve babadan onay bekler. Yaptıklarının ve davranışlarının büyükler tarafından beğenilmesi önemlidir. İyilik ve kötülük kavramları anne ve babanın beğenip beğenmemesine göre biçimlenir. (1)

Çocuğa yaptıkları işlerden dolayı korku vermek, çocuğun ileride korkak, pısırık bir yapıya sahip olmasına sebep olacağını bilmemiz gerekir. Yaptığı bir işte “Böyle yaparsan Allah günah yazar”, “Allah seni sevmez” gibi söylemler çocuğun Allah’a karşı güvenini sarsar, Allah’ın sadece  “günah yazan, yaramaz çocukları sevmeyen” biri olarak korkutucu bir obje durumuna getirmiş olmaz mıyız. Bunun yerine, yaptığı kötü bir işten dolayı güzelini, doğrusunu gösterip, “Böyle yaparsan Allah seni çok sever”, “Bak böyle yaparsan Allah günah yazmaz” gibi sözlerle hem Allah’a olan sevgi çoğaltılmış, hem de çocuğun güzel işler yapması için yol göstermiş olmaz mıyız?

Evde dersine çalışmayan veya ödevini yapmayan çocuğa, “Öğretmenine söyler sana ceza verdiririm” veya “Öğretmen seni döver” gibi ikazların çocuğun okulu ve öğretmeni sevmesine imkân var mı? Bu çocuk derslerine isteyerek çalışabilir mi? Böyle bir çocuktan öğretmene saygı göstermesini bekleyebilir misiniz? Bunun yerine cümleleri olumlu hale getirip okulu ve öğretmeni sevdirebiliriz. Cümleleri olumlu hale getirmek bu kadar zor mu? Sadece ve sadece “Ödevlerini yaparsan öğretmen seni sever. Okulun en iyi öğrencisi olursun.” Şeklinde söylemek zor olmasa gerekir.

Çocuğumuzu yaptığı bir güzel işten dolayı ödüllendirdik mi? Yoksa ödül deyince aklınıza hep pahalı bir şey almak, sevdiği bir yere geziye götürmek şeklinde mi düşünüyorsunuz? Bakınız konunun uzmanı Eğitimci-Öğretmen-Yazar Ömer GÜL ne diyor: “Ufak da olsa, çocuğunuza bir başarısından dolayı ödül veriyor musunuz? Ödül illa para ile alınan bir hediye değildir. “Aferin” demek, yanağına, alnına sıcak bir öpücük kondurmak, “Benim çocuğum yapar” diyebilmekten daha büyük ödül var mı?”(2)

Ne dersiniz böyle ödülü vermenin zor olmadığını söyleyin. Çocuğunuza öpücükler kondurarak “Aferin” deyin artık. Haydi, şimdi tam sırası… Lütfen geç kalmayalım olmaz mı?

Musa SERİN

Kaynak: Okulla Başlar Başarı, Yazan: Ömer GÜL, Yayınevi: Bilgeoğuz

(1)   Age, sf. 328

(2)   Age, sf. 329

Yazar
Musa SERİN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2025

medyagen