Kültürsüz terakki!..

Tam boy görmek için tıklayın.

Alaattin KARACA[i]

Günümüzde muhafazakâr camianın şikâyet ettiği en büyük sorun, AKP iktidarından sonra su yüzüne çıkan, o kesimi de dalga dalga saran bir toplumsal çürümedir. İlkin ailede başlayan kopuş -buna aile kültürü ve terbiyesi diyebiliriz- adım adım sokağı, eğitim kurumlarını, bürokrasiyi, hukuku, inançları, medyayı, dili ve üslûbu sarmış durumda.

Hâsılı bu kitle, 2002’den yani AKP iktidarından beri hızlı bir değişim-dönüşüm yaşıyor ve bu değişim, arzulananın tam tersine cereyan etti.

Meselenin büyük bir kültürel dalga olduğu, muhafazakâr kitlenin yaşama biçimini derinden etkilediği, kısaca vahim bir ‘kültürel erozyon’ yaşandığı açık! Bu durum, söz konusu camiada zaman zaman ‘kültürel iktidar’ kavramıyla dillendiriliyor. Ama bence meselenin bu şekilde ifade edilmesi yanlış! Çünkü kültürle iktidar kelimesinin yan yana getirilmesi mantıklı değil! Millet, zaten ortak bir kültüre mensup topluluk demek. Dolayısıyla millet içinde bir kesimin kültürel anlamda diğerlerine hükmetmesi söz konusu olamaz. Üstelik sorun, sadece muhafazakâr kesimi değil topyekûn tüm milleti ilgilendiriyor. Ortada bir iktidar mücadelesi yok. Zaten tüm millete ait olanın uzun bir süreçte kaybı ve yerine yabancı bir kültürün yerleşmesi söz konusu.

Muhafazakâr camianın şokunun nedeni farklı! Çünkü kaybedilen değerleri, kültürü korumayı ve yaşatmayı hedefliyorlar, kültürel kopuşu ve yozlaşmayı şiddetle eleştiriyorlardı. Muhalefetteyken korunma iç güdüsüyle hareket ediyor hatta içe kapanıyor ve değişim-dönüşüme karşı direnç gösterebiliyorlardı. Ancak iktidara geldiklerinde, kendileriyle arzu etmedikleri yabancı kültür arasındaki bariyer kalktı ve büyük bir kültürel dalgaya maruz kalarak çözüldüler. Sorun, kültür bağlamında iktidara gelme sorunu değil aslında, eldekini koruyamama, kaybetme, o kültürü hayatın içinde dolaşıma sokamama sorunu.

Neden böyle oldu, oluyor? Öncelikle şunu söyleyeyim: Aslında muhafazakâr camianın, tüm millete ait olan bu kültürün korunması ve dolaşıma sokulmasını iktidar partisinden beklemesi gayet doğal. İktidar partisinin bu konuda başarısız olduğu da bir gerçek! Ancak meseleyi sadece iktidar partisine bağlamak da eksik bir değerlendirme olur. Çünkü bu kültürel erozyon, sadece Türkiye’yi ve sadece muhafazakârları değil, tüm dünyayı etkileyen küresel bir olgudur. Bence bunun en önemli nedenlerinden biri dijital devrim; tüm dünyayı saran internet ağıdır. Bu ağ -faydası yanında- aileden eğitim kurumlarına, ticarî müesseselere değin tüm dünyayı -dolayısıyla kültürleri- olumsuz olarak da etkiledi. AKP iktidarının yapamadığı, faydası yanında zararı da olan dijital ağın olumsuzluklarına karşı, örneğin eğitim kurumlarında, kullanım yaşında vb. birtakım önlemler alamamasıdır. Oysa Batı’da bu konuda önlemler alınıyor! İkincisi, Türkiye gibi çoğu yönden geri kalmış, radikal değişimlere uğramış bir ülkede, öz kültürden kopuş kaçınılmazdır! Ama bunu önlemenin yollarından biri, o kültürü, birikimi ve bilgiyi devletin imkânlarıyla -çünkü ticarî kaygılarla özel sektörün bu tür projelere girmesi beklenemez- günümüze taşımak, kurumlar vasıtasıyla yaymak ve korumaktı. İktidar partisi bunu yapmadı; iktidarda bulunduğu süreçte büyük ilmî, kültürel projelere imza atmadı. Aksine örneğin, eğitim kurumlarında sadece maddî kazancı, kariyer yapmayı -artık kariyer yapmak da bir ideal değil- amaçlayan, kişilik gelişimini öteleyen bir eğitim anlayışını ısrarla sürdürdü. Kültür ve Turizm Bakanlığını sadece bir ‘turizm’ kurumuna indirgedi.

Hâsılı mesele bir ‘kültürel iktidar’ meselesi değil, zaten bu millete ait olan ancak çekmecede kalmış kültürün gün yüzüne çıkarılması, korunması ve yayılmasıydı!.. Bu ise bir şuur, ideal ve entelektüel ekip meselesidir. Bir yazımda kültürsüz terakki olmaz demiştim; olmadı, olmamıştır. İlim de böyledir, irfanla omuz omuza yükselir!

[i] Prof.Dr., Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2025

medyagen